Bölüm 34 - Part 1

164 13 2
                                    

Bölüm 34 - Part 1

Genç adamın inançla sarf ettiği sözlerinden sonra koçu adama gülümseyerek baktı, genç adamdan beklediği buydu saf inanç bu inancın onu başarılı kılacağını biliyordu hırs ve azim bir insanı başarıya götürürdü lâkin inanç başarıya giden yolun yarısını tamamlatırdı.

"Hadi o zaman sen iftarını aç, duşunu al biraz da dinlen daha sonra yola çıkıp gidelim. Biraz da orada ortama alış." deyince genç adam kafasını salladı.

Koçu ile birlikte antrenman yaptıkları odadan ayrıldı ve kendi odasına çıktı, odaya girer girmez üzerindeki eşofman üstünün cebinden cüzdanı ile telefonunu çıkardı, telefonunu çok kullanmadığı için şarjı bir iki saat daha yeterdi ama tüm işlerini halledene kadar şarja takması iyi olacaktı. Telefonunu şarja taktıktan sonra, cüzdanını ve odanın kartını da telefonunun yanına koydu, eşofmanını hızla üzerinden atıp banyoya yöneldi sıcağa yakın ılık bir duş aldıktan sonra üzerine bornozu ile birlikte odaya geçti. Vücudunun yorulduğunu hissediyordu içinde birden çalışmasının hata olduğuna dair bir şüphe vuku buldu, eğer şu an yorgunsa akşam maçta şansı ve eforu düşebilirdi. Bunun düşüncesiyle üzerini bile değiştirmeden üzerindeki bornoz ile yatağa attı kendini, üzerine yorganını çektikten sonra gözlerini kapattı ve kendini uykunun kollarına attı, yorgunluktan iftiranı bile açamamıştı.

Uyandığın da saatin kaç olduğunu bilmiyordu, kapısını çalan kimse de yoktu sanırım koçunun belirlediği vakitten erken uyanmıştı vücudunu esneterek yerinden doğruldu ve kısık gözlerini odanın içinde gezdirdi. Açık perdeden havanın çok karardığını görebiliyordu, gözlerini kapatıp açarak bulanık görüşünü düzeltmeye çalıştı, omuzlarını ve boynunu oynatarak yataktan kalktı. Dolaptan iç çamaşırı ve giderken giyeceği kıyafetleri aldıktan sonra üzerine geçirdi, bornozu kuruması için banyonun kapısının arkasındaki askılığa astıktan sonra odaya geri döndü, cüzdanını, telefonunu ve odasının kartını aldıktan sonra montunu da alıp odadan ayrıldı. Otelin restorantına gidip hafif bir şeyler yiyerek hem karnını doyuracak hem de müsabakaya kadar kendisini rahatsız hissettirmeyecekti yediği yiyecek. Asansöre binip restoranta indi ve açık büfe var mı diye kontrol ettiğin de olmadığını görünce boş bir masaya yerleşip garsonun kendisine menü getirmesini bekledi. Menüyü aldıktan sonra yemekleri inceledi ve ismini bilmediği bir kaç yemeği internette aratıp içeriğini öğrendi, kendisine ve dininin emirlerine uygun hafif yiyecekleri sipariş ettikten sonra siparişinin gelmesini beklemeye başladı, boş oturmamak için telefonu ile uğraşmaya karar verdi, önce sosyal medya hesaplarına girdi biraz baktı ve ardından da sabahtan beri cevap vermediği mesajlara ve aramalara baktı, annesinin, ağabeyinin ve kız kardeşinin mesajlarına cevap verdikten sonra diğer mesajlara görüldü atıp geçti.

Arkadaşı Bahadır'ın yazdığı saçmalıklar görüldü attığı hâlde devam etmişti, genç adam mesajları okumamayı tercih etti. Ferhat'ın attığı mesaja baktığın da yeniden gözlerini devirdi anlamaya niyeti yoktu adamın istemiyordu işte hâlâ niyeydi bu ısrar. Çok istiyorsa ayrılabilirdi spor salonundan başka bir spor salonuna gidebilirdi, başka koçlar ile çalışmaya devam edebilirdi bu gereksiz ısrar niyeydi?

Sekreterinin attığı mesajları okuyup cevap verdikten sonra telefonunu masanın üzerine bıraktı ve etrafı izlemeye başladı, birkaç kadının bakışının kendi üzerinde olduğunu biliyordu oturduktan birkaç dakika sonra bu bakışları fark etmişti ama genç adam onların bakışlarına karşılık vermiyordu vermeyi de düşünmüyordu, kendisi tek gecelik ilişki yaşayacak bir adam değildi tek gecelik ilişkiyi geceyi bırakın evlenmeyeceği bir kadın ile ilişki yaşayacak bir adam değildi.

"Jumun-i junbidoeeossseubnida. Mas-issge deuseyo. (Siparişiniz hazır. Afiyet olsun.)" diyen ses ile bakışlarını az önce çevirdiği restorantın camından alıp önüne tabakları koyan garsona çevirdi.

DUHÂWhere stories live. Discover now