Bölüm 8 -Ela Göz-

1.3K 113 19
                                    

Hoş geldiniz, yeniden. Oy verip yorum yapmanız gerçekten beni mutlu ediyor çünkü farklı bir yerde tanımadığım birinin yorumlarda güzel sözlerini kazanmak hoşuma gidiyor. Bu bölümde yeni bir karakter varr.
----------------------------

"Demek önemli bir husus yok. Birde sen bu halinle prenses çıkıyormuşsun."
_________________


Ağzımdaki eli çekmek çok zordu çünkü çok güçlü tutmuştu diğer eli ile de sağ elimi tutmuştu. Sağ ayağımla ayağına basıp göğsünden kurtuldum ve ağzımı tutan kişiye döndüm Kalendı. Kalen bana sinirli bir şekilde bakıp üzerime yürüyecek iken simsiyah giyinmiş hatta benim geceleri antrenman için giydiğim şeyi giymiş ve ela gözleri ile Kalenı dövüyordu. Kalen ona yumruk atmaya çalışırken siyahlar içindeki adam yumruğu tutup kafasına kafa attı ve yanıma gelip kulağıma doğru konuştu.

"Dövüş sanatları bildiğini belli etme. Ben seni koruyor olacağım zaten." diyen kadife ses tonuyla beni burada bırakıp koşarak sarayın arkasına ilerledi. Koşarak peşinden gittiğimde burada yoktu.

Şaşkındım çünkü bir kişi daha benim sırrımı biliyordu hatta belki de fazlasını. Aklıma yere düşen Kalen gelince koşarak yanına ilerledim kafasından kan akıyordu bu -küçük- detayı umursamayarak konuştum.

"Az önceki adamı tanıyor musunuz?" dediğimde bana şaka mı yapıyorsun dercesine bakıyordu.

"Tabiki bilmiyorsun." diyerek kendi kendime konuşurken çimlere bakıyordum.

"Düşünmek yerine yardım etsende hekime gitsem." diyen Kalen ile kafasının kanadığını daha yeni hatırlatmıştım.

"Üzgünüm aklımdan çıkmış hadi gidelim." diyerek ayağa kalktım ve ön bahçeye doğru ilerledim.

"Sanki bir şey eksik.. Doğru ya! Kalen eksik." diyerek kendi kendime konuşurken bir daha yan bahçeye koştum. Kalen zorlukla kalkarken koluna girip yardım ettim.

"Beni hatırladın demek bravo! Beni götürmeden kafamdaki yaraya müdahale edemezler biliyorsun değil mi?" dedi yüksek sesi ile.

"Off, tamam hatırladım işte! Ben unuttum seni ama hatırladım ve geldim bak!" diyerek bende sesimi yükselttim.

"Bağırma bana!" diyerek bağıran ve kolumdan destek alan Kalena döndüm.

"Asıl sen bana bağırma!" diyerek bağırdığımda çok yakın ve sinirli olduğumuzu fark edince önüme döndüm. Ancak bizi izleyen bir sürü insan vardı, hatta az önce kadife sesiyle konuşan adam en arkadan bana el sallayıp göz kırpmış ve kaçmıştı tabi biliyordu şimdi gelemeyeceğimi.

"Kalen, herkes bize bakıyor ve acilen gitmemiz gerek." dedim sessizce.

"Belki inanmayacaksın ama bende seninle aynı fikirdeyim." diyerek abna sessizce karşılık verince ona yardım ederek saraya girdim. Onu hekimlerin baktığı yere değilde Lordların kaldığı kata doğru götürüp odasına geçirdim ve Kalenı gördüğüm andan itibaren yaptığım her şey saygısızlık ve terbiyesizlik sayılıyordu bu halkta. Düşündüğüm şey ile kendime kızdım, olan olduktan sorna bunun farkına varmak çok kötü bir durumdu.

"Ee hekim ne zaman gelecek. Ayrıca ayağın ne senin öyle bir bastın ki çok acıdı." diyen Kalen'a döndüm hiç böyle konuşacak birine benzemiyordu.

"Sen neden 'siz' demek yerine sen diyorsun?" dediğimde yattığı yatağında gözlerini devirdi.

"Şimdi mi fark ettin? İlk sen başlattın!"

KAYIP PRENSES /TAMAMLANDI/Where stories live. Discover now