Bölüm 14 - İki Ölüm-

1.1K 96 3
                                    

"Her şey rüya gibi hızlı, kabus gibi korkunçtu."

Yazardan...

Herman ve Catherinanın konuşmasını kesen şey Catherinanın fazla kan kaybı ve acıdan bayılmasıydı.

Yere düşmüş olan Catherina bilincini yavaş yavaş kaybediyordu mücadele etmesine rağmen.

Herman hızlıca eğilip Catherinayı kucağına aldı ve gözlerini onun yüzünden ayırmayarak kapıyı ayağıyla açıp karlı soğuk havayla dışarı çıktı. Ücra yerde olan evden çıktığında dışarıda kar dışında bir şey yoktu. Gözleri dolan Herman yağan beyaz karın altında kucağında Catherina ile yürürken sessizlikte duyduğu damla sesiyle yere baktığında bembeyaz karın üzerine damlayan kanları gördü. Artık gözlerindeki yaşlar gözlerinde değildi Catherinanın yüzüne damlamıştı.

Kendisinin zor duyduğu sesiyle fısıldadı.
"Lütfen uya-n-n" diyerek adımlarına devam etti.

Konuşacak çok şeyi vardı ama gücü yoktu. Boğazındaki yumru bir türlü geçmiyor aksine gittikçe büyüyordu.

Hıçkırıklarını yutarak Catherinayı taşıdığı ellerini sıkılaştırıp onu bu soğuktan korumak istedi. Sadece yürüdü, sessizliğin ortasında zaman zaman hıçkırıklarını yutarak zaman zamanda göz yaşlarını tutmaya çalışarak.

Catherina ise rüyalar görüyordu uzun rüyalar... Annesiyle sarıldığı, konuştuğu ve Hermana veda ettiği rüyalar.

Herman ellerine ve gömleğine bulaşan kanları gördükçe daha çok hızlanıyordu.

Catherinanın yüzü karın beyazlığını kıskanır gibi beyazlaşırken kanları durmuyordu.

Herman tam yarım saattir kucağındaki Catherina ile yürüyordu. Dizlerinin üzerine çöküp kucağındaki Catherinanın kanlı yaralarına kar dökmeye başladı. Avuç avuç aldığı karlar onun avuçlarını uyuşturuyor iken tek umursadığı kanların durmasıydı.

"Dursana! DUR ARTIK!" diyerek bağırıyor ve ağlayarak yaraların üzerine avuçladığı karları döküyordu ama her koyduğu kar ilk önce kırmızıya dönüşüyor sonrasında eriyip kayboluyordu.

Yerde olan Catherinaya sarılarak kulağına fısıldadı.

"Lütfen dur artık l-lütfen-n" diyerek kanların durmasını umut ediyordu ama umut ettiği hiçbir şey olmuyordu.

Tekrar güç toplamaya çalışsa bile ıslanan pantolonu ve soğuktan uyuşup kızaran dizleri ile avuç içleri durumu zorlaştırıyordu.

Güçlükle kucağına yeniden Catherinayı alıp karda batıp çıkan ayakları ile sisli havada tekrar yürümeye başladı.

Sisli havanın sonunda gördüğü kendi şövalyeleri ile batıp çıkan ayaklarıyla koşarak at arabasına binip merkez saraya sürmelerini istedi.

Göz yaşlarını silerek Catherinayı sarıldığı için kan olan yüzüyle gülümseyerek kulağına fısıldadı.

"Dayan, az kaldı. Lütfen benimle kal" diyerek gözlerini kapatıp Catherinanın kanlı saçlarında bekledi bir süre.

Şaşkın şövalye daha hızlı gidebilmek için atlara daha hızlı ve sert vuruyordu. Atlar hızlandığında daha hızlı varmışlardı merkez saraya.

Şövalye onların kapısını açtığında Herman hızlıca merdivenlerden çıkmaya çalıştığında kaygan olduğu için yavaşladı ve içeri girdiğinde büyük koridorda bağırarak sesinin yankılanmasını sağlamıştı.

KAYIP PRENSES /TAMAMLANDI/Where stories live. Discover now