25

3.4K 255 55
                                    

"Ee Yüzbaşı var mı seninde yakın bir arkadaşın?"

Steve'in yüzüne büyük bir tebessüm peydah oldu.

"Vardı. Kardeşim gibiydi"

Iris'de gülümsedi. "Şimdi nerede"

Steve derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum. Belki ölmüştür, belki de başka bir yerdedir" dedi hüzünlü bir şekilde. Iris'de hüzünlendi. "Sanırım çok eski bir arkadaşın?"

"Evet"

Moralini düzeltmek amacıyla " anlatsana biraz onu" dedi. Bir yerde okumuştu. Eğer bir insan çok özlediği birini karşısındakine anlatırsa ondan bahsetmek kendisini daha mutlu yaparmış.

Steve gülümsedi. Gözleri bir yere odaklanmıştı. Sanki eski günlere geri dönmüştü.

"Adı James Buchanan Barnes. Kısacası Bucky. O da benim gibi bir askerdi. Çavuş James Buchanan Barnes... O zamanlar çok çapkın birisiydi. Aynı zamanda yakışıklıydı da. Onu gören her kız peşine düşüyordu" derken güldü Steve.

Iris'in de yüzünden bir tebessüm oluştu. İstemsizce aklında onu hayal etmeye başladı.

Gözleri, saçları, çenesi- Ah ne yapıyordu böyle!?

Yüzündeki tebessümü silip başını iki yana salladı Iris.

"Ne yapıyorum ben ya? İyice saçmalamaya başladın Iris" diye mırıldandı.

"Bir şey mi dedin?" Dedi Steve Iris'e bakarak.

Iris gergince güldü. "Yok bir şey demedim"

"Iris bebeğim isterseniz odana çıkıp Peter'la vakit geçirebilirsiniz"

"Olur"

Iris ayağa kalkıp Peter'ın kolunu tuttu ve odasına doğru sürüklemeye başladı.

"İzninizle"

Onlar salondan çıktığında Tony göz devirip homurdanmaya başladı.

"Ne güzel burada uslu uslu oturuyorlardı Nat. Niye gönderiyorsun ki?"

 Niye gönderiyorsun ki?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Clint sırıttı. "Niye kıskandın mı Stark?"

"Ben mi? Ne alakası var? Niye kıskanıyım ki? Hele ki kızım örümcek çocukla odasında tek başınaysa!" Sesi sonlara doğru sitem edercesine çıkmıştı.

Clint güldü. "Bu daha hiç bir şey Stark"

"Ne demek yeni başlıyoruz!? Bir kıl kuyruk daha mı var!?"
...

"Anlat bakalım"

"Neyi?"

Peter elini Iris'in elinin üzerine koydu. "Geldiğimden beri bir şeyin olduğunu anladım. Gülüyorsun ama yalandan. Şimdi bana ne olduğunu anlat"  

"Bazen beni bu kadar iyi tanımana şaşırıyorum"

İkiside bir süre güldüler, sonra sustular. Iris kendini hazır hissedince konuştu. Gözleri dolmuştu.

"Ben katilim değil mi Peter?" Gözleri ellerindeydi.

Peter ani gelen soruyla afalladı. En yakın arkadaşı neden böyle bir şey demişti ki!?

"Saçmalama Iris!? Sen dünyadaki en masum meleksin!"

"Ben annemi öldürdüm" 

"Sadece minicik bir bebektin! Senin suçun değildi!"

Iris daha fazla dayanamayıp gözyaşlarını serbest bıraktı. "Ama Stark öyle dedi"

"Ne!? N-ne demek öyle dedi!?"

Peter hemen ayağa kalkıp sinirle kapıya doğru yürüdü. "Hiç kimse sana bunu deme hakkına sahip değil!"

"Peter dur!"

Iris'de telaşla ayağa kalkıp Peter'ın kolundan tuttu. "Öyle değil. Kabus gördüm"

Peter kaşlarını çattı. "Sen bana şunu doğru düzgün anlatsana"

Iris başını sallayarak Peter'la beraber yatağa oturdu ve kabusunu gözyaşlarıyla beraber anlatmaya başladı.

FİNİSH!

Ee nasıldı?

Size bir sürprizim var!!!

Bir sonraki bölüm Peter Quenss'in süper kahramanlığını kısa bir süreliğine kime verdiğini söyliyecek.

Sizce kimmm?

Tony'nin kıskançlıkları başladı fhdyduduf

Bu arada bilgi tamamen kendi uydurmam djdjkdkdjd

IRİS BUCKY'İ HAYAL ETTİ! EHEHEHE

Çok seviliyorsunuz❤️

Vote sınırı: 26 oy

Kiraz Çiçeği | Stark DaughterWhere stories live. Discover now