77

976 140 58
                                    

Iris uzandığı koltukta pozisyonunu bozmadan televizyon izlemeye devam etti. Elindeki kumandadaan bir tuşa basıp farklı kanala geçti, yine. Kendi zevkine göre hiç bir şey bulamıyordu televizyonda. 

"Patron, misafiriniz var" 

"İçeri al Friday" dedi Tony salona girerken. Iris büyük yüzleşmenin vaktinin geldiğini anlayıp televizyonu kapatıp doğrulmaya çalıştı. 

"Baba, rica etsem yardım eder misin?" 

"Tabiki ay parçam" Tony kızının yanına geldi ve onu belinden tutarak koltukta oturur pozisyona getirtti. "teşekkür ederim" 

Tony cevap vermeden kızının alnına öpücük kondurdu. "Merhaba" Kapıdan gelen sesle ikiside o tarafa döndü. Tony doğrularak Pepper'ın yanına gitti ve sarıldı. İkisi selamlaşırken Iris koltukta üzgün gözlerle onları izliyordu. 

Bu görüntüyü annesiyle görmeyi çok isterdi. 

Boğazını temizleyerek kendini belli etti. Bakışlar kendisine dönerken Tony Pepper'ı koltuklara doğru ilerletti. Iris babasının yanına oturacağını zannaderek ellerinden destek aldı ve biraz kenara kaydı. 

Ama öyle olmadı. Tony, Peppper'ın yanına, çaprazında kalan koltuğa geçti. 

Hayır, bunda duygulanacak bir şey yoktu. 

Dolmamalıydı gözleri. 

Neden içindeki bir ses bu tanışmanın hiç iyiye gitmeyeceğini söylüyordu. "Pepper, tanıştırayım. Iris, benim kızım. Sana bahsetmiştim" Pepper yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. 

"Iris, bu da Pepper. Nişanlım" Iris yutkunup gülümsedi. "Memnun oldum Pepper" 

Pepper yüzündeki gülümsemeyi bozmayıp kafasını salladı. "Bende" diye mırıldandı ağzının içinde. 

"Kaç yaşındasın tatlım?"

"18" 

Pepper'ın yüzünde sinsi bir gülüş peydah oldu. "Reşitsin yani? Güzel."

Iris onun bu tavrına anlam veremedi ama üzerinde durmadı. Pepper gözlerini etrafta dolaştırınca kenarda duran tekerlekli sandalyeyi gördü ve onu işaret ederek "yürüyemiyor musun?" dedi. 

Iris gözlerini kaçırdı. Bunu duymak ve konuşmak hoşuna gitmiyordu. "Pepper" dedi Tony uyarıcı bir sesle. Pepper omuz silkip gülümsedi. "Yanlış bir şey demedim ki hayatım" 

Tony tam konuşacakken Iris sözü devraldı. "Şimdilik"Pepper burun kıvırıp başını salladı. "Tony bana senden çok bahsetmişti. Gerçekten anlattığı kadar güzelmişsin" dedi bir gülümsemeyle. 

Iris tebessüm etti. "Teşekkür ederim" 

Sende öyle demeyecekti. 

Pepper ve Tony sohbet ederken çalan telefonuyla birlikte telefonunu eline aldı. Eğitim saati gelmişti. "Şey..benim kalkmam lazım artık. Eğitim saatim gelmiş" dedi kafasını kaldırırken ama ikiside onu duymuyor gibiydi. Derin nefes alıp ondan bir kaç adım uzak sandalyesine baktı. Oraya kadar ulaşamazdı. Babasından yardım istedi ama Tony onu duymadı. 

Sislerinin elinden çıkıp sandalyeyi kendisine doğru getirmesine izin verdi. Sandalye önüne gelince tam destek alıp kalkacakken Pepper'ın çığlığı ile irkildi. O tarafa baktığında Pepper kendisine korkarak bakıyordu. 

"Nesin sen böyle!? Ucube!"

Iris kaşlarını çattı. "Pepper! Sözlerine dikkat et!" dedi Tony. "Görmedin mi Tony? Ellerinden garip garip şeyler çıkartıyor!"

Tony ağzını açacakken Iris yine onun sözünü kesti sinirle. "Senin ucube dediğin kız, bu güçleri insanları kurtarmak için kullanıyor ve kurtarıyorda! Eğer şu an hala hayattaysan bu ucube dediğin kız sayesinde!" dedi sinirle Iris. Geldiğinden beri ona küçüseyip bakışlar atıp, ezikliyordu. Iris saygısından dolayı bir şey dememişti ama hayatını ona borçluyken gelip de kendisine böyle bir şey diyemezdi. 

"Iris!" dedi Tony kaşlarını çatarak. Iris onu umursamadan destek alarak sandalyesine oturdu ve tekerleklerini ittirerek salonun çıkışına doğru ilerledi. "Iris! Nereye gidiyorsun!?"

Iris durdu ve kafasını çevirmeden konuştu. "Eğer dediklerimi duysaydın anlardın baba!" 

"Iris Camelia Stark! Buraya gel!" Iris babasının bağırışlarını umursamadan sinirle odadan çıktı. Asansöre binip antrenman odasının katına bastı. Dolan gözlerini hırsla sildi. 

Ne oluyordu böyle babasına!?

Asansör geldiğinde tekerlekleri ittirerek indi ve antrenman odasına girdi. Sandalyesini kenardaki demirlere doğru sürdü. Ellerini tutacaklara koyup ayağa kalktı. Bacakları titrerken düşmemek için demirlere daha sıkı tutundu. 

Bir adım attı.

Gülümsedi. Diğer ayağını kaldırarak ikinci adımı atmaya çalıştı. Ve sonra bunun devamı geldi.

Üç adım, dört adım, beş adım derken Iris destek alarak yürümeye başlamıştı.


Iris Stark olmak bunu gerektirir!

Iris Stark olmak bunu gerektirir!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oy: 57

Yorum: 25

Kiraz Çiçeği | Stark DaughterWhere stories live. Discover now