Derin zerafet

39 2 0
                                    

Gökyüzü ay ışığı kadar huzurlu, güneş rengi gibi gözalıcı, ama asla korkunç değildi. Hayley kalktığında Shan yanında değildi. Sadece yatağında küçük bir not vardı..

"Uyuyan güzel sonunda uyandı, dışarda praktik yapıyor olacağım. Gülümsemeyi unutma baş belası
- Shan."

Notu okurken bile yüzünde gülümseme vardı, Hayley'in. Shanda hissettiği şey ona farklı hisettiriyordu. Sanki hiç lanetlerin içinde, kafası karışık olan kız değili. Kendi kendine kulubenin küçük penceresinden dışarıya bakıp dedi.. "Emrys ile konuşmam gerek, burada kalmanın bir anlamı yokmuş gibi geliyor. Lanetin kendisine lanet okuyorum. Huzur dolu hayat yaşamak, arkadaşlarımla, sevdiklerimle ve onunla.. istiyorum. Buradan en çabuk bir zamanda ayrılmam gerek"

Emrys: Biliyorum, sende bu hayatı hakediyorsun. En az benim gibi.

Hayley: Oh beni mi dinliyordun? Her şey duydun mu?

Emrys: Üzgünüm seni kahvaltıya çağırmak için gelmiştim, kulak misafiri oldum. Buradan gitmek istediğini..

Hayley: Yanlış anlama, seni aileni, buranın insanlarını çok sevdim. Ama ben buraya ait değilmişim gibi hisediyorum. Taşı bulamadım, seninle dün yaşadıklarımızın ne anlam ifade ettiğini bilmiyorum. İçimden bir ses bunun nasıl çözüleceğini bilemeyeceksiniz diyor. Belki bir gün yine karşılaşırız, ama bu gün eve dönmem gerek. Hogwarts'a.

Emrys gözlerini Hayley'den çekmeden onu bir çocuğun annesini dinler gibi dinliyordu.

Emrys: Herkesin bir evi vardır. Eve dönmek istemen senin en doğal hakkın ama lanet?

Hayley: Lanet benim, kendimim. Bu şeyi kontröl ede bilirim. Laneti sihire çevire bilirim. Eğer ayın çocuğu bensem, bunu yalnızca ben yapa bilirim.

Emry: Ne zaman, istersen.. sana yardım etmek için orada olacağım. Umarım bir gün buluşacağız.

Mrs. Ambrosius: en doğal hakkın Hayley - diyerek Emrysin arkasından geçti içeri kadın.

Onun omuzlarından tutarak duygulu bir biçimde gözlerine baktı..

Mrs. Ambrosius: Dün olanlar hakkında biliyorum, biliyorsun hisslerim kuvvetli. Bunu araştırmakta size yardım edeceğim, sense şuan kendine, derslerine yönel. Hayatın, gençliğin. Bu kadar lanet ve korku içinde yok olmayacaksın, Hayley.

Hayley: Keşke bu sözleri söyleyecek annem olsaydı.. ama siz.. - tutamadı kendini ve sarıldı koynuna kadının.

Sarılırken doldu kadınin gözleri, ama Hayley'in üzülmemesi için gizledi ve çabucak sildi gözyaşlarını.

Mrs. Ambrosius: Önce bir şeylər atıştırın sonra yola koyulursunuz.

Aşağı mutfağa indiler.

Hayley: Oo beyfendileri benden önce yemeğe koyulmuş.

Shan: öhöm, özür dilerim.

Hayley: şaka yapıyorum, yemeğini ye çıkmamız gerek.

Shan elindeki böreği yere bırakıp Hayley'e şaşkın şaşkın baktı. Hayley olup bitenleri ona ve Mr. Ambrosius anlattı.

Mr. Ambrosius: Biliyorsun Hayley, burada bir yuvan oldiğunu unutma, kısa bir sürede tanıdık seni, ama cok ısıttın kendine. Bir Black olduğun her halinden belli.

Hayley bu sözü duyunca kafasını dikeltti gururlu ve sıcak bir şekilde Mr.Ambrosius'a gülümsedi.

Shan: Bana bakma ben zaten ne karar verirsen ver yanındayım.

Sirius Black'in kızıWhere stories live. Discover now