Maskeli balo

73 7 0
                                    

Hayley okul kapısından geçip, büyük salona gidiyordu. Kapıdan içeri geçmek isterken vahşi yayın içinden çıkan bir ok kafasının üzerinden geçip duvarı deldi. Hızla geri atlayan Hayley, okun geldiği tarafa baktı. Bu da ne? Shan?

Hayley: Shan ne yapıyorsun?

Shan: Korkutmak istememiştim Hayley. Kütüphane arşiv odasında ok ve yay buldum. Bakar mısın?

Hayley: Onların orada ne işi var ki? Vaay canına tozlu olmasına rağmen rengini yitirmemiş.

Shan: Altından ve parlıyor.

Hayley: Bir dakika. Sen ok kullanmayı nereden biliyorsun?

Shan: Hayley, ben Renzhefxue okulunu bitirdim.

Hayley: Ne? Sen samuray mısın???

Shan: Okul hakkında bir bilgin var mı? Samuray olduğumu nereden bildin? Okul hakkında çok az kişinin bilgisi var.

Hayley: Shan, ben merak ettiğim şeyleri araşdırırım.

Shan: Etkilendim.

Hayley: Bana ok atmayı ögretir misin? Bu işi iyi biliyorsun.

Shan: Hayley, bu görünümü senin sayende geri aldım. Ne istersen yaparım - dedi ve güldü Shan.

Hayley: Sen de beni kurtardın. Ben de karşılğını verdim. Hadi gel bahçeye çıkalım.

İkisi dışarı bahçeye çıktı. Hayleyin elinde bavuldan aldığı nişan ala bilmesi için tahta gibi bir şey vardı. Ok ve yay kullanmayı öğrenmek onun için çok büyük anlam taşıyordu. Teyzesi zarif bir şifacı olmasına rağmen, ok ve yayla balerin gibi dans ederdi, adeta. Rebekah mükemmel okçu idi. Çocukluktan hep teyzesine ona ok kullanmayı öğretmesini söylerdi. Ama teyzesi çocuk olduğu için, yaşının yeterli çağına gelince bunu yapacağının mümkün olduğunu söylerdi. Şimdi Hayleyin elinde bir şans vardı. Bunu yapa bilirdi.

Shan: Evet şimdi, söylediklerimi ve yaptığım hareketleri tekrar edeceksin.

Shan bir sürü hareketler yapıyor ve Hayley aynen onu taklit ediyordu. İkisi de bazen Hayleyin yapmak isteyip de yapamadığı onun yerine garip hareketler yapıp komik görünmesine gülüp kahkaha atıyordu. Şu sırada okulun terasında Alexander onları izliyordu.

Hayley dikkatsizlik yapıp oku ters tarafından aldı ve ok geri tepti. Sihirli bir şekilde gökyüzünde geri dönüp Hayleyin yüzüne taraf uçtu. Alexander bunu görüp asasını almak için paltosunun iç cebine uzandı. Ama Shan daha çabuk davrandı. Olduğu yerden zıpladı. Siyah uzun saçları gökyüzünde rüzgarla savruldu. Boyunun uzun olmasından kaylaklanarak Hayleyin belinden tutup kendine çekti. Ok taş duvara çarptı. Shan ve Hayley yere düştü. Hayleyin kafası yere değmesin diye, Shan eli ile onun kafasını tutdu. Ağır bir şekilde yere düştüler ve Shanın eli yerde olan taş yüzünden yaralandı. Ama aldırmadı, Hayleyin gözlerinden kendini alamadı. Elinde olan yaranın acısını hiss etmiyordu. Hayley de aynı şekilde ona baktı sonra kendine gelerek ayağa kalktı.

Hayley: Aman Tanrım! Elin!

Shan: Sadece bir çizik.

Hayley: Çizik mi? Kanıyor!

Alexander yukardan onları izliyordu. Kendini garip hissetti. Sağ eli ile terasın taş duvarını sıkı bir şekilde tutup diger elinde yumruk oluşturdu. Gözlerinde sadece öfkeye benzer bir boşluk vardı.

Hayley: Shan lütfen, madam Pomfreye gösterelim.

Shan cebinden sargı bezi alıp eline doladı.

Shan: İşte bu kadar.

Hayley: Ama.. özür dilerim. Ok yüzünden oldu.

Shan: Özür falan dileme. Acımıyor bile.

Sirius Black'in kızıWhere stories live. Discover now