Uçan Halı

50 4 0
                                    

Shan: Yoruldun mu?

Hayleyin kafasında o kadar soru vardı ki, Shanı duymuyordu bile.

Shan elini Hayleyin yüzüne doğru salladı.

Hayley: Ha?

Shan: Yoruldun mu?

Hayley: Ah hayır, devam edelim.

Shan Hayleyin yürümesini izliyordu. Hayley bir ayağını diğerine bakmış daha güçlük çekerek adım atıyordu. Shan Hayleyin önünü kesti.

Hayley: Ne yapıyorsun?

Shan hiç bir şey söylemeden Hayleyin kolundan tutup bir taşın üzerine oturtdu.

Hayley: Hayır, hayır zaman kaypetmemeliğiz.

Shan hiç bir şey duymuyor gibi gökyüzüne bakıyordu.

Hayley: Beni duyuyor musun?

Shan: Ayağını zorla götürüyorsun. Dinlen. Yolumuz uzun.

Hayley: Shan?

Shan: Hm?

Hayley: Biz nereye gidiyoruz?

Shan: Benim ülkeme.

Hayley: Neden ayakla senin ülkene gitiğimizi sora bilir miyim?

Shan: Hayır, hayır sen yalnış anlamışsın. Yolumuzun üzerinde uçan halılar satan bir arkadaşım var. Ondan bir halı almamız gerek.

Hayley: Ben de ayakla Çine gitiğimizi sanıyordum. Düşündüm ki delirmiş olmalısın.

Shan: Yeteri kadar deli değilim.

Hayley: Hadi kalk, ayağım iyi. Gidelim.

Sophia: Sence iyiler midir?

Davina kitaba dalmış gibi görünse de, Hayleyi düşünüyordu.

Sophia: Heey? Duyuyor musun?

Davina: O gideli iki gün oldu, onu şimdiden özledim.

Sophia: Anlıyorum, ben de onu özlüyorum.

Jasper elinde bir yığın kitabı masanın üzerine koydu.

Jasper: Hayley sizi böyle görse hayal kırıklığına uğrardı. Derslerinize önem vermiyorsunuz.

Sophia: Ha? Jasper? Sen ne zamandan beri böyle düşünmeye başladın?

Jasper sandalyeye çekip oturdu.

Jasper: Hayley gittiği zaman bizim güçlü olmağımızı, geri döndüğü zaman burada onunla olmamızı istiyor.

Perseus: Jasper doğru söylüyor

Davina: Hayalet gibi pat diye ortama girmeyi kes!

Perseus: Pat diye girmesem bir karizmam olur mu?

Sophia elini yüzüne götürüdü

Sophia: Aptal.

Perseus: Ne dediğini duydum!

Jasper: Yeter!. Hayley için bir arada ve güçlü olmamız gerek.

Davina: Prosfesör Stewartın dersine girmem gerek. Herkese kolay gelsin. - deyip masanın üzerinde olan kitabı aldı.

Shan: İşte orada hadi gel.

Üzerinde "Sihirli Nesneler" yazılan küçük bir yerdi.

Shan: Hey dostum. Merhaba.

Uzun sakalı olan bir adam Shana doğru geldi.

Uzun sakallı adam: Hey Shan seni görmeyeli uzun zaman oldu.

Shan: Yaşlandık dimi.

Uzun sakallı adam: Seni hangi rüzgar attı?

Shan: Uzak mesafelere gide bilen uçan bir halıya ihtiyacım var.

Sakallı adam bir dolaba yaklaştı. Dolabı açıp avucu kadar küçük bir şey çıkardı.

Uzun sakallı adam: İhtiyacın olduğu zaman büyür, hizmet etmek için her zaman hazırdır.

Shan cebinden bir şey çıkarmak istedi ama adam onu durdu.

Uzun sakallı adam: Ne yapıyorsun? Bunu sana satmıyorum, al bu senin.

Shan: Ama öyle şey olmaz.

Uzun sakallı adam: Shan?! Eğer bir şey verecek olursan inan bana seni kendi kılıcın ile öldürürüm. - diyerek elinde olan küçük halını Shanın avucuna koydu.

Uzun sakallı adam dikkatle Hayleye baktı.

Uzun sakallı adam: Shan? Beni çoktan unuttun demek.

Shan: Ne utunması?

Uzun sakallı adam: Düğün yaptın ve beni davet etmedin.

Hayley şaşkınlıkla Shana baktı. Shan hiç bir şey anlamadı.

Uzun sakallı adam: Beni unuttuğunu göstermek için üstüne üst eşinle buraya gelmişsin.

Shan Hayleye sonra adama baktı. Kendini tutamadı. İçten bir kahkaha attı. Sakallı adam ne olduğunu anlamadı. Shan göz yaşlarını silip adama baktı.

Shan: Hayır, hayır. Sen yalnış anlamışsın o benim arkadaşım.

Hayley yüzünün kızardığını hissetti.

Uzun sakallı adam: Oh, kusura bakmayın. - diyip eli ile kafasına vurdu.

Shan: Halı için teşekkürler biz gidelim.

Uzun sakallı adam: İyi yolculuklar.

Shan: Hazır mısın?

Hayley: Evet.

Shan elinde olan küçük halıyı gökyüzüne doğru fırlattı, halı inanılmaz şekilde büyüdü ve aşağı indi.

Shan: Önden buyurun.

Hayley daha sonrasında Shan halıya bindi. Halı yükseldi. Hayley sihir dünyasının içinde olmasına rağmen kendini bir anlık muggle gibi hissetti. Halının üzerinde olup bu kadar yükseklikten uçmak kendini rüyada hisettmek gibiydi.

Shan: Sanırım ilk defa uçan halıya biniyorsun.

Hayley: Evet, nereden bildin?

Shan: Yeni yürümeye başlayan çocuklar gibi heyecanlı olduğun için.

Hayley: Sen hiç bindin mi?

Shan: Hemde çok.

Hayley: Daha önce denemem gerekli olan bir şeymiş bu.

Shan kendi kendine "İnan bana Hayley, karşılaştığın zaman daha önce görmem ve denemem gerekli olan bir şeymiş bu kelimesini daha çok kullanacaksın."

Halı o kadar yüksekten uçuyordu ki, her hangi birinin onu görmesi zordu. Bütün rüzgarı kendine doğru çekerek havada süzülüyordu. Hayley, başına gelecek olan ilginç maceralardan habersiz, uçan halının tadını çıkarıyordu.

Bölümü beğendiyseniz, beğenip yorum yazmayı unutmayın. Hepinizi seviyorum 🌠

Sirius Black'in kızıWhere stories live. Discover now