◆19◆

6.2K 565 139
                                    

"Belki peşimizden koşacak manitamız yok ama bizim de peşimizden koşan birileri var. Teşekkürler Ankara Emniyet Müdürlüğü."

❊❊❊

Batın beni öptü.

Batın beni öptü.

Öptü... Batın...

Hasret gideren iki sevgili misalinde birbirine değen dudakların o saniyelik anında dahi onun sigarasının tadını almıştım. Sadece dokundurmuştu ve ayrıldığımızda her tarafım feci derecede yanmıştı. Panik olmuştum, benim yerimde kim olsa heyecanlanırdı. Kendimi toparlayıp gerçek hayata döndüğümde biri gördü mü diye etrafa baktım. Herkes kargaşanın içinde birbirini boğarken bakışlarını üzerimde hissettiğim tek bir kişi olmuştu. Kafasını bize dönüktü ama mesafeden dolayı gördüğünü düşünmüyordum. Ayrıca Ünal, Batın yanımdayken hiçbir şey yapamazdı. Bu düşünceyle kendimi sakinleştirdim ve ela gözlere odaklandım.

"Beni öptün." dedim gerçeği dile dökerek. Bunu söylerken amacım neydi bilmiyorum ama Batın bana sevdiğim gülümsemesini sundu. "Seni öptüm." dedi beni tekrarlayarak. "Sen de beni itmedin." Onu itmek aklımın ucundan dahi geçmemişti.

Benden bir adım uzaklaştı. "Şimdi şunların icabına bakmalıyım." Dudaklarının arasındaki sigara dalını durdurmaya devam ederken "Dikkatli ol, polis sireni duyduğunda topukla. Gerçi sen bu konuda iyisin değil mi?" diye dalga geçti.

"Ben de kavga edebilirim!"

"Polislerle mi, pek sanmıyorum."

Çocuksu bir sinirle dişlerimi sıktım. Aramızdaki yaş farkından dolayı beni küçümsüyordu. "Onu kastetmediğimi biliyorsun." diye fısıldadığımda kaşlarını çattı. "Sakın." diye uyardı. "Sakın onların arasına girme. Gelip seni alırım ve bizzat ben döverim." Amcam gibi konuştuğunda yanaklarımı şişirdim. Dizilerde gördüğüm dövüş sahneleri beni her zaman cezbederdi. Şimdiyse gerçek bir kavga önüme sunulmuşken durmak zorundaydım. Gerçi, kuzenime yapılandan sonra korkmuyor değildim. Batın geri çekilerek benden uzaklaştığında yanıma Murat geldi. Benden uzun olduğu için sanki bir tezgahmışım gibi dirseğini omzuma koydu. "Biz yokken neler oldu kardeş?"

"Ananın amı oldu."

"Terbiyesiz herif."

"Çek dirseğini ya!" diye çemkirdiğimde oflayarak bana yaslanmayı bıraktı. "Batın az önce yanındayken kedi yavrusu gibiydin. Bize gelince hırr." dediğinde gözlerim büyüdü.

"Gördün mü?"

"Neyi?" Tamam, görmemişti. Salağa yatıyor da olabilirdi ama bu ihtimal beni sakinleştiriyordu. "Yok bir şey." diye geçiştirdim. "Sen niye kavga etmiyorsun?" Kaşlarımı çattım. "Doğruyu söyle Batın, bana göz kulak ol diye yanıma dikmedi seni değil mi?"

"Estağfurullah canım. Batın Abi'nin günahını alıyorsun yav... Belki de almıyorsundur. Neyse, ben izlemeyi seviyorum. Balkona çıkıp çekirdekle izleyelim mi?"

"Onu biz çoktan Buğra ile yaptık."

"Tüh."

"Bu kavga ne zaman bitecek?" Etrafa baktım. Atakan üstüne atlayan iki kişiyi zapt etmeye çalışırken diğer herkes birbirine vuruyordu. Biraz daha sola çevirdiğimde bakışlarımı, Ünal ve Batın'ı gördüm. Sanırım istemeden onların arasında bir düşmanlık oluşturmuştum. Ünal bizi gördüğüne göre bunu sonrasında bir koz olarak kullanacak mıydı? Gerçi, ona kim inanırdı ki.

Sahi, Batın beni niye öpmüştü?

Beni seviyor muydu?

"Murat."

Angaralı (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin