◆4◆

7.5K 603 72
                                    

"Belalıyım sözüm yeter, Ankara kızıyım havam yeter."

❊❊❊

"Batın'ın geldiğine dua mı et desem, yoksa topukladığın için şükür mü etsem bilemedim." dedi kuzenim sandalyesine yayılırken.

Önümdeki limonlu dondurmadan bir kaşık aldım. "Bu Koray ne takıntılı herifmiş. Küçük bir olayı büyüttü şerefsiz." dedim dondurmayı yemeden önce.

"Öyledir ya o. Gururuna yediremiyor. Burun kanatmadan rahatlamaz şimdi." dedi Murat. Son derece basit bir şeymiş gibi söylemesi...

"Keyfimizi bozmayalım arkadaşlar. Bugün ne için toplandığımızı biliyorsunuz." dedi kuzenim enerji pıtırcığı gibi.

"Yan masadaki dişileri kesmek için."

"Hayır yavşak İlkerciğim. Sevgili kuzenim aramıza katıldı. Artık bizden birisi." dedi Buğra ama yan gözle İlker'in kastettiği kızlara da bir bakış attı. Bunun da aklı yukarıda gözü arkada.

Arkama yaslandım. Güne başlangıcım bok gibi olabilirdi ama sonrasında her şeyin düzeleceğine inanıyordum. Buraya geleli iki-üç gün olmuştu ve şimdiden arkadaş edinmiştim.

Aynı zamanda bir ruh hastası yakamı bırakmıyordu. Bir tanesi yetmiyormuş gibi onun abisi de artık beni tanıyor sayılırdı.

"Bana göz kırptı!" dedi Buğra sesinin heyecanlı tonunu engellemeyerek.

"Kim?" diye sordu Murat.

"Şu sarışın çıtır."

"Kanka o iki gözünü de kırpmış olmasın."

"Hayallerimle oynama orospu İlker."

İlker ben bir şey demedim der gibi omuz silkti ve arkasına yaslanarak kızlara bakmayı sürdürdü. Gözlerini hafif kıstı. "Aslında şu sarışın tanıdık geldi." diye sesli düşündü. Tarif ettiği kıza baktım. Kızın siması bana da birini anımsattırıyordu.

"Yeminlen Onur yanımızdayken bir şeyler oluyor. Lanetlendin mi oğlum?" dedi Murat bana yönelik konuşurken kıza bakmayı sürdürüyordu. Ne demek istediğini anlamayarak kaşlarımı çattım. "Bu Koray'ın kuzeni." diye açıklama yaptı.

Hay arkadaş ben bunların sülaleyi mıknatıs gibi kendime çekiyorum!

Murat böyle söyleyince kızı daha dikkatli inceledim. Hokka burnu ve kaş yapısı Batın'ınki gibiydi. Hatta Koray bile ağabeyine daha az benziyordu.

Hödük gibi hepimiz birden dikizlediğimiz için kızın gözleri bize kaydı. Utanıp başını çevirir sanmıştım ama onun yerine bize ters ters bakmaya başladı. Hemen kafamı çevirdim.

"Bu kız sikecek gibi bakıyor. Kuzenlerinin kız versiyonu resmen."

"Onur haklı lan. Murat sen kızı nereden tanıyorsun?"

Murat sıkıntıyla dudağını dişlerinin arasına aldı. "Eski sevgilimin şimdiki sevgilisi." dedi kısık sesle.

Eski sevgilisinin sevgilisi... Bu terslikte bir iş var...

"Lan sen eşcinsel misin?" dedik üçümüz de aynı anda.

Murat eliyle alnına vurdu. "Hayır lan! Eşcinsel olan o."

Hepimiz anladığımızı belirten bir ses çıkardık. Sanırım aramızdan hiç kimse -tepki göstermedikleri için- homofobik değildi. Buğra'nın zaten o tür bir insan olmadığını biliyordum. İnsanları tanımadan yönelimlerine göre yargılamak yapacağım son şey bile değildi. Sadece gerçeği kabullenmek yerine hala saçma sapan karşı çıkan çoğunluğun fazla bulunduğu bu çağda diğerlerinin de homofobik olmaması şaşırtmıştı.

Buğra arkadaş seçiminde gerçekten iyiydi.

"Ha demek sen o yüzden çabuk pes ettin." dedi İlker.

"Tabii oğlum. Sevda ayrılmak istediğini söyleyince baya peşinden koşmuştum. Sonra işte sevdiği kişinin Batın'ın kuzeni olduğunu öğrenince götüm tutuştu. Mecbur bıraktım."

"Göt korkusu başa bela işte." diye mırıldandı Buğra. Sonra moral vermek için Murat'ın sırtını patpatladı. "Boş ver kanka üzülme kendi kaybeder."
Murat öyle bir bakış attı ki Buğra elini çekmek zorunda kaldı.

Telefonumun klasik melodisi kulağıma geldi. Hemen arayan kişinin kim olduğuna bakmadan aramayı kabul ettim. Tanıdık ses, beklentimi karşıladı.

"Kardelen söyledi Mithat Amca gelince seni aramamı." dedi telefondaki Dora.

"Geldi mi?"

"Evet. Biraz kanepede oturup dinleniyor. Anahtarı amcaya vereyim mi?"

"Gerek yok sende kalsın. Lazım olur."

"Peki."

Kısa bir sessizlik oldu. Sonunda çoğu kez tekrarladığım, Dora'nın artık duymaktan bıkmış olduğu sözleri söyledim.

"Teşekkür ederim Dora. Sen olmasan..."

"Vazifemizdir."

"Bunu yapmak zorunda değildin. Her seferinde bir şekilde beni kurtarıyorsun. Annem gibisin."

"Aa, iyi ki aramızda iki yaş var be! Bari abla de hıyar."

"Şu an tam teyze modundasın." dedim gülerek.

"Kapatırım bak yüzüne."

"Tamam, tamam. Hadi görüşürüz."

"Görüşürüz. Orada başını belaya sokma ha. Sokarsan da beni çağır. O Buğra hıyarına güven olmuyor bazen." dedi yalandan sitemle. Ardından aramayı sonlandırdı.

Telefonu kapattığımda Murat ve İlker hararetli geçen akşamki maçı tartışıyordu. Kuzenim bana döndü.

"Ne zaman geliyormuş bizim kızçe?"

"Baban gelmiş bizim eve. Biraz dinleniyormuş. Artık ne zaman varırlar bilmem." Ağız alışkanlığından bizim ev diye bahsetmiştim. Buğra'nın yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. "İyi, iyi. Hadi kalkalım artık."

Diğerlerine ayak uydurarak ayağa kalktım. Murat hesabı ödemek için kasaya giderken gözüm kafenin girişine takıldı.

Siktir, Batın.

Angaralı (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin