-5-

2.2K 124 125
                                    

Yeni bölüm geldiii!! 

Bu bölümden itibaren her bölüm sonuna yapay zeka ile oluşturduğum "Bölüm Görseli" koymaya karar verdim. Önceki Bölümlere dönüp görsellere bakabilirsiniz. Fikirlerinizi bekliyorum.

Oy vermeyi, yorum yapmayı ve beni desteklemeyi unutmayın! 

♱♱♱

     Atlas okulun ana kapısının yanındaki duvara sırtını yaslamış kulaklığında çalan şarkıya eşlik ederek mırıldanıyor ve Mina'nın çıkmasını bekliyordu. Kapıdan çıkan gençlere göz gezdirirken ayağıyla yerdeki kaykayını ileri geri ittirip onunla oyalandı. Sonunda kalabalığın arasında Mina'yı görünce doğruldu. En yakın arkadaşı Hayal ile sohbet edip okulun merdivenlerinden iniyorlardı. Atlas'ı görmemişti. Kulaklıklarını çıkarıp onların ardından kalabalığa karıştı.

Hayal kitaplarını göğsüne çekip "Edis nerede?" diye sordu. Kasabanın en yaşlı üyesi Mustafa Köseoğlu'nun torunuydu. Adam 82 yaşındaydı. Düşük derece miyop olan Hayal büyük çerçeveli gözlüklerini burun yatağına doğru itti. Rüzgar esince bakır saçları yüzüne doğru uçmuştu. Masmavi gözleri ve yanaklarını ve burnunun tamamında belirgin çiller vardı. Geniş alnı, küçük çenesi, üçgen suratı onu tatlı gösteriyordu. Koyu renkli uzun bir etek ve ufak topukları olan bantlı ayakkabılar giymişti. Doğal taştan yapılan takılar takmayı severdi. Minyondu.

"Herhalde çoktan evin yolunu tutmuştur." dedi Mina. Onunla abisi hakkında konuşmayı pek sevmiyordu fakat Hayal her defasında bilgi almak için sorular sorup duruyordu. Ellerini sırt çantasının askılarına götürürken ona baktı. Üzgün görünüyordu. "Bak Hayal, abimden hoşlanmanı anlıyorum." dedi. Okulun bahçesinden çıkmışlardı. Çevredeki öğrenci sayısı azalmıştı. Kimisi yayan kimisi bisiklet sürerek evine gidiyordu. Birlikte kaldırıma çıktılar. "Ama üç yıldır ona yanıksın! Üç!" Üstüne basa basa rakamı tekrarladı. "Ölüm gibi! Ona açıl artık!"

Hayal omuzlarını düşürüp "Yankı'dan hoşlanıyor. Sen de biliyorsun." dedi. Dudak büzmüştü. "O kız taş gibi. Yankı varken bana bakar mı?" Güneş saklandığı bulutun arkasından çıkıp kendini gösterince sokak aydınlandı.

Mina yüzünü ekşitti. "Elbette bakar! Hem sen Yankı'dan daha güzelsin." İltifatını duyunca kızın yüzünde tatlı bir tebessüm belirdi. "Edis diğer erkekler gibi yüzeysel birisi değil..." Duraksayıp çocukluğunu düşündü. Kendini bildi bileli Edis hep Yankı'dan hoşlanmıştı. Başka hiçbir kızdan bahsettiğini hatırlamıyordu. Dirseğiyle Hayal'in kolunu dürtüp kıkırdadı. "Yankı küçükken ne kadar çirkindi hatırlamıyor musun?"

Hayal de onunla birlikte gülmeye başladığı sırada yanından kaykayla son hız yabancı bir genç geçince irkildi. Hayal onu tanımıyordu.

Atlas onların önünde kaykayla hız kazandıktan sonra arka ayağıyla kaykayın kuyruk kısmını yere sertçe vurdu ve zıplayarak kaykayla birlikte kaldırım kenarındaki park engeli olan taş çıkıntısının üzerinden atladı. Bu hareketin adı ollie idi. Engelin üzerinden geçtikten sonra dizlerini hafifçe bükerek yumuşak ve başarılı bir iniş yaptı.

Kaykayı kendi hızına bıraktığı esnada arkasına dönüp kendisini seyreden kızlara reverans yaptı. Mina tatlı tatlı gülümseyerek onun yaptığı kura karşılık vermişti. Atlas beklediği tepkiyi alınca önüne döndü ve kaykayını sürüp sokağın ilerisinde gözden kayboldu.

"Bu da neydi?" Hayal Mina'ya baktığında güldüğünü görünce "Aranızda bir şey mi var?" diye sordu.

Mina heyecandan duraksayıp olduğu yerde tepinmeye başladı. Sessiz çığlıklar atıyordu. "Bilmiyorum." dedi. "Sanırım bu gidişle ondan hoşlanacağım!" Abim beni öldürecek!

ZEHİR [+21]Where stories live. Discover now