-9-

1.2K 91 60
                                    

!! UYARI !! Bölüm, hassas okurlar için rahatsız edici ve tetikleyici unsurlar barındırıyor olabilir. Eğer yaş sınırını geçmiyorsanız okumanızı tavsiye etmem.

Lütfen yıldıza basıp beni destekleyin. Vote gelmediği için motive olmak neredeyse imkansız.

Keyifli okumalar. ♥

♱♱♱

Ormanın derinliklerine daldılar. Koşarken saçları ve elbisesi çalılıkların arasında salınıyor, ay ışığının gümüşi parıltıları yolunu aydınlatıyor ve ayağının altında ezdiği yapraklar hışırdıyordu. Heyecandan nefes nefese kalmıştı. İlk defa bu kadar riskli bir macerayı kucaklıyordu. Hem de tanımadığı ve sorunlu olduğunu bildiği iki oğlanla birlikte... Uzay kararlı adımlarını yavaşlatınca Manolya da ona ayak uydurdu.

Atlas "Atlattık mı?" diye sordu. Arkasına dönüp görünürde biri var mı diye bakındı fakat karanlıkta uzağı görebilmek neredeyse imkansızdı. Bastıkları yeri görebilmek için bile telefon fenerini açmıştı.

"Buraya kadar takip edemez." dedi Uzay derin bir ses tonuyla. "Ama sıyrıldık sanmayın." Nehir'in gözü üzerimizde. Yakamızı bırakmaz...

Yükseklerde, ağaç dallarında sohbet eden orman tırmaşık kuşlarının sesleri, diğer börtü böceğin sesine karışıp kulağa hoş gelen bir senfoni oluşturuyordu.

Manolya onları dinlediği esnada önünde yürüyen Uzay'a baktı. Aralarındaki boy farkı yüzünden başını kaldırmak zorunda kalmıştı. Hâlâ elini tutuyordu. İri parmakları sıkıca, narin elini kavramıştı. Bu ellerle dokunduğun kaçıncı kadınım? Selin buzdağının sadece görünen kısmı değil mi? Onun yüzüne bakarak bile kirli bir geçmişe sahip olduğunu anlayabiliyordu. Öğretmeniyle seviştiğini akıldan çıkarmak zulüm gibiydi. Unutmaya çalışmak aptallık! Onları gördüm... Birbirlerini arzuluyorlardı. Bu anıyı zihnimden silemem. Kabullenip ondan iğrenmem gerekirdi.

Ayakkabıları olmadığı için bastığı her sert zemini hissediyordu. Canını yakan bazen bir dal parçası, bazen bir kaya parçası olabiliyordu. "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. Topukları yara içinde kalmadan ve vücudu buz kesmeden önce uzağa gidip gitmeyeceklerini öğrenmeliydi.

Hava çok soğuktu. Arabadan çıkacaklarını düşünmemişti. Elbisesi incecikti. Uzay'ın sıcak elleri ona güvende hissettiriyordu fakat güvende değildi. Bu ikilinin tehlikeli olduğu gerçeğini unutmamalıydı. Tedbir amaçlı telefonunu sıkı sıkı elinde tuttu. Böylece gerekirse acil yardım çağrısı atabilecekti. Ağaç dalları güçlü bir rüzgârla aniden savrulunca Manolya vücuduna çarpan soğuğu hissetti. Titrediğini fark eden Uzay duraksayıp arkasına döndü. "Kayalıklara..." Onun toprağa bulanmış beyaz çoraplarına baktı.

Manolya kayalıkların neresi olduğunu bilmiyordu. Soracaktı fakat Uzay elini tutmayı bırakınca kendini tuhaf hissedip bu girişiminden vazgeçti. Kendisini seyrederken kısılmış göz kapaklarının arasındaki kara gözleri, ona tanıdık gelen tutkuyla alev almıştı. Selin'e de böyle bakıyordu. O anı hatırlayınca kalbi tekledi. Zihnindekileri okuyacak diye korkudan etekleri zil çalmıştı. Olgun kadın fetişi... Yoksa öğretmen fetişi mi? Kahretsin! Bu oğlandan nefret etmem gerekirken şu hâlime bak. Onlarla tehlikeli bir maceraya atıldım.

Siyah saçları yüzüne dökülmüş ve asi ifadesini örtmüştü. Bakışlarını kaçıran kızın yanaklarının kızardığını fark etti. Arabada kendini baştan çıkaran çekiciliğinden eser yoktu. Hangisisin? diye iç geçirdi. Onun bacağına dokunuşunu anımsamamak için savaş veriyordu. Meleğin masum sureti mi? Yoksa Şeytanın sivri mızrağı mı?

ZEHİR [+21]Where stories live. Discover now