❦ BÖLÜM -19-

813K 1.8K 89
                                    

Hellö 💦

Hamra, odasına gittiğinde midesinin hafif bulanmasına karşılık hızlıca soğuk bir duş aldı ve kendisini yatağına bıraktı. Güneşin altında ne zaman kalsa hep böyle oluyor ve kendisini iyi hissetmiyordu. Uyuyup mide bulantısını unutmak isterken kapısının çalması ile bütün planları suya düşmüştü.

Yerinden kalkıp kapıyı açtığında ise gördüğü kişi patronundan başka birisi değildi.

"Bir şey mi oldu Ahzal Bey?"

Genç adam, karşısındaki kadının yine sizli bizli konuşmasına geri döndüğünü fark edince sabırla derin bir nefes aldı ama merakla onu süzmeden edemedi. Saçlarını tepeden toplamıştı ama yüzü hafif sararmış gibi duruyordu.

"Sen iyi misin? Havuzdan giderken pek iyi görünmüyordun."

"Evet, sadece biraz başım dönüyor, midem de bulanıyor. Güneşte fazla durmuş olmalıyım." dediğinde genç adamın gözle görülür değişimi söz konusu olmuştu.

"Ne yani, hasta mı oldun?" dediğinde daha ne olduğunu anlamayan genç kadının alnına uzanıp elini yerleştirdi. Tam anlayamazken bu sefer elinin tersi ile yanağına dokunması ile Hamra neye uğradığını şaşırmış, öylece olduğu yerde kalakalmıştı.

"Sıcaksın ama güneşten yanmış olduğun için olabilir. Bir doktora görünsen iyi olacak." demesiyle telefonuna uzanması bir olmuştu. Hamra ise adamın elinin yüzünden çekilmesi ile durumu az buçuk kavrarken adamın birisini aramaya koyulması üzerine onu durdurmaya çalıştı.

"Ahzal Bey! Buna gerek yok inanın. Hep böyle olur. Ben ilaç aldım zaten. Sadece biraz uyumaya ihtiyacım var."

Genç adam ise şüpheyle karşısındaki kadına bakmıştı.

"Madem güneşte rahatsız oluyorsun neden o kadar kalıyorsun?" diye bir de azarlaması ile Hamra bocaladı.

"Ben... Siz havuza gideceğiz deyince..."

"Bilseydim şemsiyeyi açtırırdım. Nasıl hissediyorsun? Seni bu hâlde tek başına bırakamam." dediğinde Hamra katbekat şaşkın hâlde önündeki iri adama bakıyordu.

"Ama..."

"İçeri girebilir miyim? Sen uyurken başında durabilirim." dediğinde daha Hamra izin vermeden içeri yönelen adam ile genç kadın artık ne yapacağını bilemiyordu. Arkasından bakakaldığı adam çoktan odasına girmişti bile. O da kapıyı kapatıp ilerlediğinde Ahzal etrafına bakındı. Odası simetrik bir şekilde döşenmişti. Birkaç eşyanın değişik olmasından başka bir şey yoktu. Yatak dağınıktı. Muhtemelen yatağa girdiği sırada kapıyı çalmış olmalıydı.

"Ahzal Bey, kalmanıza gerek yoktu. Ben uyusam geçer zaten."

"Olmaz. Yine uyuyabilirsin. En azından sana ulaşabilecek bir yerde olayım. Terasta oturabilirim." demesi ile kapıyı aralaması bir olmuştu. Sıcak hava anında bedenine nüfuz ederken Hamra adamın dışarıda bir tavuk gibi kızaracağının farkındaydı ama Ahzal daha onun itiraz etmesine izin vermeden balkona çıkmıştı bile.

"Ben buradayım. Herhangi bir ihtiyacın olduğunda çağırmaktan çekinme." dediğinde her şeyin çabucak kontrolüne girmesi ile Hamra ne diyeceğini bilemez bir hâlde öylece pijamalarıyla ayakta dikiliyordu.

"Ama Ahzal Bey, dışarısı çok sıcak."

"Önemli değil. Daha sıcak yerlerde bulunduğum da oldu." demesiyle Hamra pes etmiş bir şekilde nefesini bırakmıştı.

"Peki, madem kalacaksınız o zaman içeride oturun lütfen."

"Gerçekten burada olmam sorun değil Hamra."

KIRMIZI KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now