BÖLÜM -62-

40.6K 3.3K 654
                                    

Hellö 💦



Sevmek, insanlar için farklı anlamlar ifade edebilir miydi? Sevmek, mutluluk getirmek demekti insanlar için. Güzel bir şey olarak adlandırılırken neden kendisinde garip bir şekilde acı çektiği hissiyatıyla karşı karşıya kalıyordu?

Ellerinde tutabileceği bir dünya kalmamış gibi hissediyordu. Sanki sevdikçe acı çekiyor ve sevildiğini bilmek de hem tatmin ediyor hem de doğru bildikleri yüzünden daha da işkence hâline dönüyordu.

Ahzal neden hâlâ bu denli ısrarcı oluyordu? Elindeki olanı kaybetmenin getirdiği bir tutku muydu bu yoksa gerçekten de saf bir aşkla kendisini mi bekliyordu?

Sorularının cevabını bulmak için neler vermezdi. Mantığı, gitmemesi için kendisine yalvarırken kalbi gitmesi için sevk etmeye razıymışçasına hazırda bekliyordu.

Genç kadın, elinde tuttuğu zarftaki yazanları defalarca okumuştu. Masum, onun da canı gönülden istediği bir teklifti bu. Tanrı biliyordu ya, bir dilek hakkı olsaydı yaşanmış olan her şeyin bir rüya olmasını dilerdi. Hoş, rüyaları da gerçeğe dönmesini istediği bir paradokstan geçiyordu ya orası ayrı.

Tam da o sırada kapı tıklatıldı ve yerinde irkilirken gelenin Ahzal olup olamayacağı düşüncesi aklını başından almaya yetmişti.

Onu görmek istiyordu. O kapının ardında olan insanın Ahzal olmasını istiyordu. Sanki o olursa, bu akşam yemeği fikrine ikna olmak zorundaymışçasına gibi bir izlenimine kapılıp rolünü üstlenebilirdi. Ama kapıyı açtığında karşısında gördüğü ufak tefek otel çalışanı ile bütün hayalleri suya düşmüştü.

Karşısında kendisine gülümseyerek bakan genç adam, "İyi akşamlar efendim." dedi ve Hamra'nın şaşkın tepkisine karşı bir tepki vermesini beklercesine yüzüne baktı.

"İyi akşamlar..."

Sesi kuru ve zar zor çıkan genç kız, boğazını temizlerken karşısındaki görevli duraksamadan konuşmuştu.

"Hamra Hanım, Ahzal Bey size eşlik etmem için beni gönderdi." dediğinde Hamra adamın keyifli bir şekilde gülümsemesinden bol bahşişli bir gece geçirdiğini anlamıştı.

Şaşkınlığını atlatamazken bir an olduğu yerde duraksadı ve itiraz etmek istedi ama dili, bunu söylemeye razı olamamıştı. Ne yapacağını bilemezken adam yeniden konuştu.

"Bir sorun mu var efendim?"

Hamra, fazla garip davrandığın fark ederek başını olumsuz anlamda salladı ve bir adım dışarı çıktı. Belki de bazı tabularını kırma zamanı gelmişti. Bu kadar direnmek istemiyordu.

Bir gece...

Kendisinden bir gece istemişti. Oysaki bilmiyordu ki bu geceye Hamra'nın ne denli ihtiyacı olduğunu... Kabul etmişti işte. Kapıyı ardından kapatıp çalışan çocuğun ardından ilerlerken kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.

Ahzal'la bir yemek yiyecekti. Demre bunu duysa beynini uçururdu. Muhtemelen kendisine bir hafta boyunca da küserdi ama ona söylemezse bilmesine gerek yoktu. Hatta, kendisine bile sabah uyandığında yalan söylemeye şimdiden hazırdı. Bir gece... Sadece bir gece. Bunu hak ediyordu.

Asansöre binip aşağı indiklerinde Hamra, nereye gittiklerini sormaya bile çekiniyordu. Adımlarken bütün insanların kendisine baktığını düşünerek gözlerini beyaz fayansa dikerek ilerlemeye koyulmuştu.

Utanıyordu.

Başkasından çocuğu olduğunu düşündüğü bir adamla görüşmeye gittiği için mi?

KIRMIZI KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now