BÖLÜM -3-

1.1M 43.4K 11.6K
                                    

"Ağh! Galiba ölüme doğru kesin adımlarımı bugün atmış bulunmaktayım..."

Demre yattığı yerden elini alnına koymuş büyük isyanlara girmişken, olağanca kötü gözüküyordu. Şaftı kaymış, sabah sımsıkı yaptığı topuzundan birkaç tel dışarıya fırlamış gözlerinin canlılığı bile yok olmuştu.

Bense koşturmaya alışık olsam bile kendimi diğer büyük koltuğumuza atmış gerçekten büyük bir yorgunlukla rahatlamaya çalışıyorum. Bütün gün o tozlu olan arşivde Ahzal Bey'in istediklerini bulmakla uğraşmış ve bir de ona götürdüğümde temiz olmadıkları için azar işitmiştim. En sonunda dayanamayıp ona arşiv odasının çok pis ve düzensiz olduğunu söylediğimde, çalışanları çok güzel bir şekilde azarlamıştı. Şirketin kapsamlı, kocaman bir kütüphanesi vardı. Ama benim sevdiğim şu aşk ve bilim kurgu kitaplarından eser yoktu. Çoğunlukla ekonomi alanında isim yapmış adamların çıkardığı kitaplar ya da önceden bir araya toplanmış önemli bilgilerdi.

Sadece boş bulduğum bir anda gözden geçirmiştim ve bu kanıya varmıştım. Şirket ortamı çok sıkıcıydı. Gerçekten öyleydi. Kimse kimseyle sohbet etmiyordu. Belki bu şirketin çalışanlarının olağanca yenilenmesi ve yurt dışından getirilen yabancıların çok olmasından kaynaklanıyordu. Bir çoğu kendi dilinde olduğu köşede konuşurken kendi ırkımdan olanlar ise işlerine can simidi gibi sarılmış, bu işi ellerinden kaybetmemek için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Bu sıkıcıydı. Bir an çalışmanın kadına doğru olup olmadığımı bile sorgular olmuştum.

Şimdi ise rahatlığın kraliçesi olan Demre ile aynı kararda koltuğun üzerine çıplak ayağımı rahat bir şekilde atmışken kısık gözlerle tavana bakıyordum.

Sıkıcı bir gün kesinlikle gelecekte yapmak istediklerimin arasına girmiyordu.

"Aç mısın?" diye sordum Demre'ye kafamı çevirip baktığımda. Tabiri caizse götü başı dağıtmış bir şekilde yatıyordu. Nerdeyse uykuya dalacakmış gibi dururken, "Hıhı" gibisinden bir mırıltıdan başka ses çıkarmadı. Ben de şakasına hâlâ onunla uğraşacak olan tarafımı araya sokup konuştum.

"Şimdi seninle bara giderdim işte..."

Şakasına söylediğim sözlerle sırıtarak tavana baktığımda, bir kıpırdama oldu ve onun az önceki hâlsiz sözlerinin yok olduğu bir canlılıkla konuştu.

"Hadi canım. O tekila olayından sonra mı? Ciddi misin?" dedi.

Gerçekten çok heyecanlanmıştı. Ona başımı çevirip gülümsedim.

"Tabii... Ama senin gidecek takatin olmadığından sorun yok." dediğimde bir hareketlilik oldu. O anda anlamadım. Ama kafamı çevirip tekrar ona baktığımda ayağa fırlamış ve yukarıya kaymış eteğini aşağıya kaydıran Demre ile karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordum.

"Tanrım! Sen bu kusursuz arkadaşının ne zaman hâlsiz olduğunu gördün? Ben abimin azarını yiyip bir gün boyunca uyutulmasam bile ateşli bir sekse kesinlikle hayır demem." diyerek dudaklarını yaladığında yüzümü buruşturdum.

"Şaka gibisin." diyerek olumsuz anlamda kafamı salladığımda ikimiz de gülmeye başladık.

Yanıma geldi ve elimi tutup beni çekiştirdiğinde, "Şaka yapıyordum. Gerçekten." demek bile beni kurtaramadı. Gerçekten şaka yapıyordum ama onun bu denli canlanacağından haberim dahi yoktu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now