0.9 | Savaş Haberi

2K 188 173
                                    

Draco son zamanlarda Harry'nin kendisinden bir şeyler sakladığından kesinlikle emindi. Bazen saatlerce çalışma odasında kalıyor, Draco'nun girmesine izin vermiyordu. İzin verse bile ne yaptığını söylemiyor, hala o lanet kitapları okumasına izin vermiyordu. Draco bunları ona söylediğinde ise Harry ona, "Kafanda kuruyorsun. Senden bir şey sakladığım falan yok." diyerek Draco'yu geçiştiriyordu.

Durum bununla da sınırlı değildi. Bir hafta önce araları çok iyiyken, Harry'nin giderek kendisinden uzaklaştığını hissedebiliyordu Draco. Artık Harry'nin yanında yatmaya çok alışmıştı ancak Harry artık Draco'yu odasına almıyordu. Yada onu öpmüyor, sarılmıyor, eskisi gibi ilgi göstermiyordu.

Harry'nin bu bir hafta içindeki değişimi Draco'nun canını sıkmaya başlamıştı artık. Bu konuyu da ona açmayı düşünmüştü ancak sonradan vazgeçti. Onu sorularıyla sık boğaz etmek istemiyordu. Belki Harry bu koskocaman krallığı yönetmekten yorulmuştu ve biraz da kendi kabuğuna çekilmeye ihtiyacı vardı. Draco ona zaman tanıyacaktı.

Son bir haftadır yaptığı gibi, yatmadan önce kitap okumaya karar vermişti. Çünkü artık Harry'ye alıştığı için, uyumadan önce bir şeylerle uğraşmadan tek başına uyumakta güçlük çekiyordu.

Hava çok güzeldi. Bu yüzden üstünde sadece geceliği ile eline uzun zamandır okumak istediği kitabı aldı ve balkonundaki koltuğa oturdu. Masasının üstündeki gece lambasını açıp kitabın kapağını açtı ve okumaya başladı. Ancak tam o anda kapısının açılmasıyla kafasını kitaptan kaldırıp kapıya çevirdi.

Harry üstüne geçirdiği siyah geceliği ile ve yüzündeki düz ifadeyle kendisine doğru geliyordu.

Draco kitabı kapatıp sehpaya koydu ve tam karşısına oturan Harry'ye baktı. "Harry, bir şey mi oldu?"

"Senin yanına gelmem için illa bir şey mi olması gerekiyor?" diye sordu, Harry. Sonra da Draco'yu belinden tutup kendine çekti. "Şu sıralar çok yoğundum ve baya yorgundum. Seninle ilgilenemediğim için özür dilerim."

Draco'nun yüzünde engelleyemediği bir tebessüm oluştu. "Sorun değil."

Harry Draco'yu iyice kendine çekti ve kollarını ona doladı. "Bugün seninle uyumak istiyorum."

"Olur, uyuyalım."

"Kitap mı okuyordun?" diye sordu Harry. Bu sırada da ellerinden bir tanesini Draco'nun kalçasına yerleştirdi.

"Evet." dedi, Draco ve boğazını temizledi. Harry'nin elini görmezden gelmeye çalıştı. "Uyumadan önce kitap okumayı seviyorum."

"Ben uyumadan önce seninle sohbet etmeyi seviyorum." dedi, Harry. "Ve bunu son bir haftadır yapamadık. Çok özledim seni."

Draco gülümsedi ve olduğu yerde doğruldu. Sonra Harry'yi omuzlarından itip koltuğa uzanmasını sağladı. Harry'nin karnına oturup, ellerini onun omuzlarına yerleştirdi ve ona doğru eğildi. "Sadece benimle konuşmayı mı özledin?"

Harry sırıtıp ellerini Draco'nun kalçalarına koydu ve hafifçe sıktı. "Dedim ya, seni özledim."

Draco gülümsemesini bozmadan dudaklarını Harry'nin dudaklarına bastırdı. Niyeti hemen geri çekilmekti ama Harry buna izin vermemişti. Ellerinden bir tanesini Draco'nun yanaklarına koymuş ve dilini Draco'nun ağzının içine yollamıştı. Draco bunu beklemediği için Harry'nin dudaklarına doğru derin bir nefes bırakıp, o da ona ayak uydurmaya başlamıştı.

Dilleri ahenkle dans ederken, Draco refleks olarak, kalçalarını kaydırmış ve Harry'nin tam kasıklarına oturmuştu ve güçlü bir şekilde Harry'ye bastırmıştı kendini. Harry'de elini tekrardan Draco'nun kalçasına koyup olduğu yerde biraz doğrulmuş ve sırtını koltuğun başlığına yaslamıştı. Sonra ellerinden bir tanesini Draco'nun geceliğinin ipine götürmüş ve çözmüştü. Sonra da geceliğin omzunu sıyırıp, Draco'nun dudaklarından ayrılmış ve Draco'nun boynuna yönelmişti. Draco da kafasını geriye atıp, ellerini Harry'nin saçlarına daldırmış ve çekiştirmişti.

Forgotten Prince | Drarry Where stories live. Discover now