6.5

13.1K 494 28
                                    

[aksa]

"Sakin ol, seni yemeyecekler."

Kaan beni gergince başıyla onayladı. Hâlâ daha oturduğu yerden bir bacağını sallarken bense onun bu hâline gülmemek için kendimi tutuyordum.

Şu an bizim evin bahçesinde oturmuş, ailemle birlikte yemek yiyorduk. Babam sürekli Kaan'a dik dik baktığı için ortama garip bir hava hakimdi ama yine de kimse bu garipliği bozmak adına bir şey yapmıyordu.

"Korkuttuk çocuğu, değil mi?"

Annemin rusça bir şekilde konuşmasına karşılık gülümseyerek kafamı iki yana salladım. Annem inanmadığını belirtircesine güldüğünde Kaan'ın masanın altından beni dürtmesi bir olmuştu. "Ne diyor?"

"Hiçbir şey demiyor Kaan."

"Babanın içinden beni öldürme planları kurma ihtimali kaç?"

Bakışlarımı odaklandığım yemek tabağından ona çevirdim. Yalancı bir sinirle "Çok ayıp," diye mırıldandım. Ardından ekledim.

"Babamı daha önce hiç erkek arkadaşlarımla tanıştırmamıştım. Birden karşısına senle, üstüne üstlük bir de hamile bir şekilde çıkınca garipsemiş olmalı."

"Alışır zamanla."

Bir şey söylemedim. Yemeğin geri kalan kısmında genelde annemle babam klasik şeyler hakkında sohbet etmişti ve biz de sessizce onları dinlemiştik. Yemeklerimiz bittikten sonra da bahçedeki çardağa geçtik.

Bir süre daha annemle babamın klasik sohbetine dahil kaldıktan sonra babamın bize dönüp "Eee, delikanlı daha ne kadar sessiz kalmaya devam edecek? Kendisini anlatsın biraz," demesiyle daha fazla Kaan'ı görmezden gelmeyeceğini anlamıştım.

Derin bir nefes aldım. Kaan'a babamın söylediklerini çevirerek düzgünce cevaplar vermesini de eklemeyi ihmal etmemiştim. Bazen fazla rahat cevaplar verip karşısındaki insanı anlık şoka sokabiliyordu çünkü.

Kaan kendisini ingilizce bir şekilde ifade etmeye başlarken annem de anladığı kadarıyla babama çeviriyordu. Anlayamadıklarında da sohbete ben dahil oluyordum.

Böylelikle derin bir sohbetin başlangıcı yapılmış oldu. Hatta bir ara babam Kaan'ın söylediklerine kahkahalarla gülmeye bile başlamıştı. Sanırım iyi anlaşacaklardı.

Kaan Türkiye'den getirdiği baklava ve lokumları hatırlayıp onlara ikram ettiğinde de iyice gönülleri kazanmış olmuştu. Babam çoktan ona karşı yumuşamıştı çünkü.

Ortamın yumuşamasının keyfiyle masaya bırakılan baklavalardan yemeye koyuldum. Daha birkaç hafta geçmesine rağmen baklavayı feci özlemiştim.

"Tüm aile burada olduğuna göre asıl meseleyi konuşsak mı artık?"

Annemin ortaya yönelttiği soruyla kaşlarımı çattım. Asıl meselenin ne olduğunu idrak etmeye çalışırken Kaan olaya el atıp annemi çabucak onaylamıştı. Lakin ben hâlâ daha ortalıkta neler dönüp bittiğine anlam verememiştim. Büyük ihtimalle en son annem ona mesaj attığında aralarında bir şeyler konuşmuşlardı.

Babam anneme "Çocuklar kendi aralarında halleder, hayatım," dediğinde annem sessiz kaldı. Ardından beklemediğim bir başka şeyin konusu açıldı.

"Biz babanla doğuma kadar yazlıkta kalmanıza karar verdik. Kaan için de uygunsa bu hafta içersinde tamamen yerleşirsiniz."

Kaan olanları anlamadığı için ona kısaca açıkladım ve vereceği cevap için beklemeye başladım. Benimle aynı evde kalmak gibi bir zorunluluğu yoktu. Şu zamana kadar ayrı evlerde hamileliğimi geçirmeyi başarmıştım sonuç olarak.

"Benlik bir problem yok. Doğuma kadar ailene rahatsızlık vermek istemediğim için otelde kalmayı düşünüyordum ama baş başa kalma teklifini elbette reddedemem."

Sonlara doğru yüzünde oluşan sırıtışla bana cevap verdiğinde anmemlerin görmeyeceği bir şekilde kolunu çimdikledim. Alttan alttan bana imada bulunuyordu.

Benim sessiz kalmamı annem farklı şekilde yorumlamış olacak ki "Hem burası şehir merkezine çok uzak. Doktorluk bir sorun çıkarsa ulaşım fazlasıyla zor olur," diye ikna çabalarına girişmişti. Haklıydı da.

"Doğru söylüyorsunuz, yazlık evde kalmamız daha iyi olacak."

Annemle babama son durumu söylediğimde Kaan da anında "Ne dedin?" diye atlamıştı. Bakışlarımı yanımda oturan ona çevirip bir kez daha türkçe dile getirdim kararımı.

"Yazlıkta birlikte kalmayı kabul ettim."

Yüzünde geniş bir gülümseme oluştu. Belime yerleştirdiği sol eli yavaşça bulunduğu yeri okşarken hâlinden memnun bir şekilde konuştu.

"Kalalım bakalım... baş başa."

floral // baby ✓Where stories live. Discover now