7.2

11.8K 435 35
                                    

[kaan]

"Biz Aksa'ya bakmıştık ama sen baya baya dünya olmuşsun."

Yiğit'in takılmak maksadıyla söylediği şeye karşılık Aksa ona çemkirirken Selen de anında Aksa'yı savunuşa geçmişti. Pamir'le ben de onların atışmasını izliyorduk.

"Ne yapayım, yalan mı söyleyeyim ya?"

"Sen de annenin karnındayken böyleydin bir kere!"

En sonunda Pamir dayanamamış olacak ki olaya el atıp herkesi sakinleştirdi. Aksa, Yiğit'e sinirli bakışlarını göndermeye devam etse de Yiğit'in ona uzattığı kurabiyeyle çoktan yumuşamıştı.

Sabahki hastane ziyaretimizin ardından şu an onlarla burada olmak bize fazlasıyla iyi gelmişti. Her ne kadar Aksa belli etmemeye çalışsa da annemi durgun görünce üzülmüştü.

Halbuki onun bu aylarda hiçbir şeyi kafaya takmaması ve üzüntüyle stresten uzak durması gerekiyordu. Lakin o beni dinlemeyip illa da hastaneye, babamı ziyarete gideceğim diye tutturmuştu.

"Bu ne lan? Bebekleri bu çantada mı taşıyacaksınız?"

Yiğit'in şaşkın sesiyle düşüncelerimden sıyrılırken işaret ettiği tarafa baktım. Selen'in bebeklerimiz için aldığı şeyleri inceliyordu. Selen sırf aldıklarını Aksa'ya göstermek için salonun bir köşesini poşetlerle doldurmuştu.

"Vallahi salak bu çocuk ya. Hayatım sen hiç mi bebek çantası diye bir şey duymadın? Tamam genel kültürün yok ama bari bu kadar da geri zekalı olma yani."

Yiğit bir şey demeden bebek çantasını koluna taktı. Çok geçmeden çantayı kurcalamaya başladığında Selen bir şeyleri bozmasından korkarak anında "Ver şu çantayı," diye atağa geçmişti. Lakin Yiğit onu dinlemeyip çantayla salonun içinde dolaşmaya başladı.

"Vermem, bana daha çok yakıştı."

Gözlerimi devirip hemen yanı başımda kollarımın arasında oturan Aksa'ya çevirdim bakışlarımı. Şiş olan karnının üzerine yerleştirdiği tabaktaki pastayla sarmaları yiyordu. Bu hâliyle o kadar tatlı gözüküyordu ki onu öpmemek için ekstra bir çaba sarf ediyordum âdeta.

"Ya bıraksana. Ben sana başka bebek çantası alırım. Ne yapacaksın sen bunu?"

"Bana ne, ben bunu beğendim. Okula gelirken kitaplarımı buna katacağım belki."

"Yiğit senin kafanı kırarım he!"

Onlar kendi hâllerinde takılırken bir elimi Aksa'nın yanağına yerleştirdim ve beklemediği bir anda birden dudaklarımızı birleştirdim. Kısa süren öpüşmemizin ardından dudaklarının kenarında kalan kremayı da temizleyerek geri çekildim.

Aksa'nın yaşananların hızına yetişemeyip yüzüme bön bön bakmasıyla istemsizce kahkaha atarken sinirle omzuma vurunca kahkahalarımı durdurmak zorunda kalmıştım.

Ben bu kadına ciddi ciddi çok âşıktım...

"Şöyle aniden beklemediğim şeyler yapmasana. En son heyecandan doğuracağım çocuklarını göreceksin."

Omzumu silktim. O da üzerinde durmayıp tabağındaki sarmaları yemeye kaldığı yerden devam etmişti zaten.

Bakışlarımı diğerlerinden tarafa çevirdiğimde Selen'in bebek çantasını Yiğit'ten almayı başardığını fark ettim. Yiğit küskün bir şekilde tek kişilik koltuklardan birisine oturmuş, Selen de çantayı eski yerine bırakarak Pamir'in yanında yerini almıştı.

"Herkes burada olduğuna göre bizim size açıklamak istediğimiz bir şey var."

Pamir ortamdaki kısa çaplı sessizliği sona erdirdiğinde hepimizin odağı onu buldu. O da meraklı bakışlarımıza daha fazla dayanamamış olacak ki Selen'in elini tuttu ve tahmin ettiğim şeyi dile getirdi.

"Biz Selen'le iki haftadır birlikteyiz."

floral // baby ✓Where stories live. Discover now