0.7

370 43 25
                                    

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Lisede en önemli iki dersten biri olan Edebiyatı ciddiye almamanız... Benden hoşlanmıyor olsanız bile kendinize bu notu yakıştırıyor olmanız çok üzücü. Bu sene sınav seneniz olduğu hâlde..."

Sınav kağıtlarını geri toplayan öğrenciye teşekkür edip kağıtları aldıktan sonra sandalyesine geri döndü.

"Umarım bedenden aldığınız notlar sizi bir yere ulaştırır gençler."

Dosyaya kağıtları sıkıştırırken arka öğrencilerden birinin sesi sınıfta yankılanmaya başladı.

"Sanki siz anlatabiliyorsunuz da biz dinlemiyoruz."

"Evet tam olarak öyle oluyor seni aptal."

Minho başını dosya kağıtlarından kaldırmadan öğrencileri arasındaki tartışmayı dinlemeye devam etti.

"Merak etme Bay Lee sana güzel bir not verecek ama şimdilik gözüne girme çabasını bırakıp gerçekleri mi söylesen? Konuşmayı bile beceremeyen bir öğretmenin dersi anlatabildiğine inanıyor musun?"

"Anlatamıyor mu? ha. Peki sen onun bize ek olarak yazdırdığı notların, hep test kitaplarında ve sınav sorularında en kritik noktaların uyarıları olduğunu biliyor musun?"

"Be-"

"Tahmin ediyorum, bilmiyorsun. Çünkü bir kez olsun kafanı kaldırıp hocaya bakmadın tek yaptığın çoğunluk ne diyorsa ona katılıp artislik taslamak. Bay Lee diğer hocalar gibi bize bağırsa, sürekli ceza yazsa şu an bu dediklerini asla diyemezdin. Deseydin de sonrasında üç buçuk atardın. O yüzden simdi-"

"Yeterli."

Minho çantasını eline alırken hafif yüksek çıkan sesi ile söylemişti.

"Notlarından memnun olmayan, yanlış olduğunu düşünen, kağıdına bakmak isteyen olursa öğretmenler odasına gelebilir. Ama..."

parmağını kaldırıp daha demin onu kötü eleştiren çocuğu işaret etti.

"...sen o kişilerin arasında olmaya cüret etme. İyi günler dilerim, çıkabilirsiniz."

but i loved it firstOnde as histórias ganham vida. Descobre agora