2.bölüm - İç Savaş

531 42 31
                                    

Ertesi gün Mew sebebini kendisinin bile bilmediği bir şekilde önceki gün kaza yaptığı caddede dikiliyordu. Kaldırımın köşesinde eski bir binanın gölgesinde gizleniyordu. Gözleri caddenin karşısındaki çiçekçi dükkanındaydı.

İçinde söz geçiremediği bir tarafı onu buraya geri dönmesi konusunda ikna etmişti. Daha mantıklı tarafı çekip gitmesi konusunda direniyordu ama gözleri ufacık bir görüntü yakalama umuduyla yanıp tutuşuyordu.

Mew'in başı kendi iç mücadeleleri yüzünden ağrımaya başlamışken karşı kaldırımdaki dükkanın kapısı açıldı. İçeriden kuğu gibi süzülerek çıkan esmer bir beden Mew'in tüm algılarını o an kapattı.

Gulf dükkanın önünde sergilenen saksı çiçeklerini sulamak için elinde bir kap su tutuyordu. Tüm saksılara yeterince su döktüğünden emin olduktan sonra eğilip kurumuş yaprakları temizledi. Bütün çiçekleri sevgiyle okşadı. Uzaktan ağzının kıpırdayışı onlarla konuştuğunun bir işaretiydi. Yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ve çömeldiğinde minicik olan bedeniyle dışarıdan çok tatlı görünüyordu.

Mew gözlerini bile kırpmadan karşı kaldırımda olanları izliyordu. Gulf dükkana geri dönmek için ayağa kalktığı sırada bakışları caddenin karşısına çevrildi. Mew saniyesinde geri çekilip kendini iki bina arasında kalan karanlık boşluğa sakladı. Gulf göz ucuyla bir kıpırtı görür gibi olmuştu ama fazla kafa yormadan omuzlarını silkip dükkana girdi.

Mew ise iki beton yığını arasında kalbi ağzından çıkarcasına atarken gözlerini irice açmış nefes nefese soluklanıyordu. Titreyen elini göğüs kafesine bastırdı. Kendi tepkilerine bir türlü anlam veremiyordu ve kafası mantıklı bir sonuca varma çabasından allak bullaktı. Aklımı kaçırıyorum. Bu ben değilim. Kazadan sonra hastaneye gitmeliydim.

Saklandığı yerden hızla ayrılıp motorunu bıraktığı arka sokağa ilerledi. Kafasındaki her şeyi atabilmesi için iyi bir yarışa ihtiyacı vardı.

...............................................

İkinci günde Mew yine kendini binaların gölgesinde gizlenirken buldu. Gözleri caddenin karşısındaydı. Ne yaparsa yapsın, kendine ne söylerse söylesin içinde bir yanı onu dinlemeyi reddediyordu ve ayakları onu her seferinde başladığı noktaya geri getiriyordu.

Böyle uzaktan gizlice dikizlerken kendini sapık gibi hissediyordu fakat daha fazla yaklaşmaya cesareti de yoktu. Arada bir vücudunu sarsan tiksinti hissini de görmezden gelemiyordu ama bu onu her gün esmer çocuğa bakmaktan geri koymuyordu.

İçinde çok büyük bir karmaşa vardı ve Mew bununla bir türlü baş edemiyordu.

Dükkanın kapısı açıldığında kucağında kocaman bir saksıyla Gulf çıktı. Saksıyı yavaşça vitrinin önüne koydu ve bitkinin yamulan yapraklarını düzeltti. Önlüğüne bulaşan toprağı silkeledi. Yeniden içeri girmeden önce gözleri caddenin karşısına kaydı.

Mew yine karanlık boşluğa saklanmak için geri çekildi ama bu sefer önceki kadar hızlı olamamıştı ve Gulf bu hareketi yakaladı. Kaşıdaki çocuğun ona dik dik baktığını fark eden Mew sinirle iç çekip kendine küfretti. Artık bir anlamı olmadığı için saklandığı yerden biraz açığa çıktı. Gulf onu görünce kocaman dişlek sırıtışıyla el salladı.

Mew ise kara kaşlarını çattı. Öfkeli adımlarla uzaklaşmaya başladı. Gulf onun arkasından şaşkınca bakakaldı.

.............................................

Üçüncü günde Mew artık çıldırmanın eşiğine gelmişti. Yine caddenin karşısındaydı ama bu sefer gölgelerde saklanmıyordu. Apaçık dikilmiş karşıya bakıyordu. Dükkanın geniş pencereleri arkasından hareket eden bir bedenin karartısını görebiliyordu.

Take Me For A Ride /MewGulfWhere stories live. Discover now