4.bölüm - Duvarların Arkasında

469 40 25
                                    

Tanışmalarından bu yana kaç gün hatta hafta geçtiğini bilmiyorlardı. Birbirlerine o kadar alışmışlardı ki sanki yıllardır hep birlikteydiler.

Gulf, agrasif motorcunun ani parlamalarına alışmaya ve onu bu olumsuz davranışı konusunda yumuşatmaya çalışıyordu. Çoğu zaman da başarılı oluyordu. Yakışıklı adam tamamen düzelmiş olmasa da artık eskisi kadar şiddetli sinirlenmiyordu.

Mew aralarındaki ilişkiyi en iyi şekilde kurabilmek için daha sakin olmaya çabalıyordu. Fakat sivri dili ve kontrol edemediği öfke patlamaları yüzünden çoğu zaman istemese de Gulf'ın kalbini kırabiliyordu. Esmer çocuğun onun tüm huysuzlukları ile hiç sızlanmadan baş etmeye çalışması ise Mew'i hem kabalığı yüzünden utandırıyor hem de kendisi için bu kadar çabalayan birini görmekten mutlu oluyordu.

Şimdi ise Mew motorunu gün batımı manzarasının göz alıcı olduğu evlerden uzak sakin bir tepeye doğru sürerken Gulf tam arkasında ona sarılıyordu. Mew bir zaman sonra buna alışacağını umuyordu ama aksine esmer çocuk ona her temas ettiğinde vücudu geriliyordu. Bazen elleri yanlışlıkla birbirine dokunur, bedenleri gereğinden fazla yakın olurdu ve bu Mew'i her zaman telaşla geri çekilmeye iterdi. Hala bazı konularda tamamiyle açılamamıştı. Gulf'ın sohbetini severdi. Yumuşak ses tonunu duymaktan keyif alırdı. Sevimli suratının her bir köşesini uzaktan seyretmeye bayılırdı. Ama iş ciddi bir yakınlaşmaya geldiğinde Mew yeniden içindeki karanlığa çekilirdi. Kurtulmak için çabaladığı bir yanı hala onu yaptığının yanlış olduğu konusunda ikna etmeye uğraşıyordu.

Gulf ne kadar üzülse de Mew için yeni olan tüm bu şeyler karşısında sabırlıydı. Adamın temaslarından kaçtığını tabi ki fark ediyordu. Mew'in ondan tiksindiğini düşünmüyordu. Çünkü adamın onu gördüğünde gözlerinin içinin parladığını ve Gulf'ın yüzüne bakarak elinde olsa saatlerce dalıp gidebileceğini biliyordu. Gulf çoğu zaman bilerek diğerinin elini tutmaya çalışır, ona yakın oturur, motora bindiklerinde sıkıca sarılırdı. Hepsi Mew'in alışma sürecine yardım etmek içindi. Biraz da Gulf'ın yakışıklı adama yakın olma isteği...

Gulf diğerinin sıcaklığını tatmayı o kadar istiyordu ki. Mew'in yapılı vücudunun onu sarıp sarmaladığını hayal etmediği bir gün bile yoktu. Teninin yumuşaklığını hissetmek, nefesinin rahatlatıcılığında kaybolmak, dudaklarının tadıyla mest olmak...

Ama bırakın öpüşmeyi Mew hala el ele tutuşma konusunda bile geriliyordu. Bir yerde oturduklarında Gulf elini Mew'in eline sardığında Mew pek rahat hissetmese bile Gulf'ın elini ittirmezdi. Ama dışarıda yürürlerken de Gulf ellerinin birleşmesini ya da erkek arkadaşının korumacı bir tavırla belini tutmasını istiyordu.

Henüz ilişkilerinin bir adı olmasa da Gulf hayal dünyasında asi motorcuya erkek arkadaşım demeyi seviyordu.

Trafik ışıklarında durdukları sırada yanlarında başka bir motorcu belirdi. Mew diğer motorcuya başını sallayarak selam verdi. Diğeri de onu tanıdığını belli edercesine karşılık verdi. Kaskının altından boğuk bir ses yükseldi.

"Akşam yarışa geliyor musun?"

Mew başını iki yana salladı. "Bugün pek havamda değilim. Belki yarın."

Trafik ışıkları geçiş izni için yandığında diğer motorcu gazı köklemeden önce yeniden konuştu. "Sen bilirsin dostum!"

Mew de motoru yeniden sürmeye başladığında Gulf'ın kafasında bir sürü soru işareti vardı.

Gün batımını izleyecekleri tepeye ulaştıktan sonra motordan indiler. Mew kaskını çıkartıp tepenin ucuna doğru ilerlemeye başladı. Gulf ise kaskını çıkarttıktan sonra motorun üstüne koymak yerine elinde tuttu. Mew peşinden gelen birinin varlığını hissetmeyince arkasını döndü. Gulf yüzünde garip bir ifadeyle motorun yanından bir santim kıpırdamadan dikiliyordu.

Mew kafa karışıklığıyla hafiften kaşlarını çattı. "Ne oldu?"

"Yarışlara katıldığından bana hiç bahsetmemiştin." Gulf'ın ses tonu sorgulayıcıydı.

"Her şeyi sana söylemek zorunda mıyım?" Mew'in sesinin kalınlaşmasından yine sinirlenmeye başladığı belli oluyordu.

"Evet çünkü birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Bana hiçbir şeyini anlatmıyorsun."

"Demek ki her şeyin seni ilgilendirmediğini düşünüyorum."

Gulf'ın yüzü düşse de sağlam kalmak için çabalıyordu. "Peki katıldığın yarışlar nasıl? Yani yarış pisti nerede?

Mew küçümseyici bir kahkaha attı. "Ne pisti? Tüm şehir bizim için bir yarış pisti zaten. Sokaklar, caddeler, parklar... Sürekli bir pistte dolanıp durmanın neresi heyecanlı?"

Gulf'ın ağzı şaşkınlıkla aralandı. "Mew bu çok tehlikeli! Bir sürü sivil aracın arasında son sürat nasıl yarış yaparsınız? Birçok insanın canını tehlikeye atıyorsunuz! Hem de bu yasal bile değil!"

"Peki bundan sana ne!?! Hem ne sanıyordun ki?! Böyle yüksek modelli bir motorla sadece evimden markete falan gittiğimi mi?!"

Mew'in yükselen sesi Gulf' olduğu yerde sıçrattı. Alt dudağı titreşti. Gözleri kırgınlık ve sinirle doldu.

"Ben senin iyiliğin için söylüyorum!"

"Senin iyiliğini isteyen olmadı! Beğenmiyorsan siktirip gidebilirsin!!!" Mew'in sözleri keskin bıçaklar gibi fırladı ağzından. Her biri Gulf'ın kalbine saplanıp narin ruhunu yaraladı.

Gulf elinde tuttuğu kaskı gözyaşları içinde haykırarak yere fırlattı. Kask Mew'in ayaklarına doğru yuvarlandı.

"Neden sana bir türlü ulaşamıyorum Mew!?!!  NEDEN !?!! Neden sürekli duvarlarının arkasına saklanıyorsun?! Neden senin için çabaladığımı göremiyorsun?! Madem öyle istiyorsun ben de giderim! Artık senin yüzünden kırılmaktan yoruldum!"

Gulf sinir krizi geçirerek ağlıyordu. Mew onu ilk kez böyle kontrolünü kaybetmiş görüyordu ve olduğu yerde afalladı. Artık sinirli değil gibiydi çünkü şaşkınlıktan başka bir şey hissetmeye fırsatı olmamıştı. Ağzı bir açılıp bir kapanıyordu ama dudaklarından herhangi bir kelime çıkmıyordu. Özür kelimesi diline çok yabancı geliyordu.

Gulf yıkılmış bir şekilde arkasını dönüp geldikleri yönde yürümeye başladı. Nerede olduklarını veya bu tepeden nasıl ineceğini bilmiyordu. Sadece içindeki ufak bir umut kırıntısıyla motorcunun peşinden geleceğini düşünüyordu.

Sonra az önce indiği motor hızla yanından geçip gitti. Birazcık bile yavaşlamadan gözden kayboldu. Gulf yolun ortasında donup kaldı. Artık ağlamaya devam edecek kadar bile üzgün hissetmiyordu. İrice açtığı gözlerinden gözyaşları sessizce yanaklarına süzülürken bakışları motorun arkasında kalan boşluğa takılı kalmıştı.

Kalbindeki boşluğun her saniye genişlediğini göğsüne yayılan ağrıdan hissedebiliyordu.




Kendi kendimi üzüyorum :(

Take Me For A Ride /MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin