5.bölüm - Duvarları Aşmak

466 41 15
                                    

Mew tam anlamıyla mahvoldu. O gece evinde olan tüm alkollü içecekleri birkaç saat içinde tüketti. İçini kasıp kavuran yangını söndürmeye yetmeyince motoruna atlayıp hız yapmak istedi. Az kalsın onu komaya bile sokabilecek bir kazadan kıl payı kurtulduğunda sarhoş kafasıyla güç bela evine döndü.

Gulf'ın hayal kırıklığı içinde haykırdığı her bir kelime doğruydu. Mew örmüş olduğu kalın duvarların arkasından bir türlü çıkamıyordu. O kadar yüksekti ki onları aşmaya boyu yetmiyordu. O kadar sağlamdı ki kırmaya gücü yetmiyordu. O duvarların arkasında kurtarılmayı bekleyen bir Mew vardı. Ama ne yazık ki kurtarıcısını kendi elleriyle ittirmişti.

Mew yıllarca çektiği acıları sonunda ona unutturan birini bulmuştu ve şimdi onu kaybetme düşüncesi bile karanlığa sürüklenmesine sebep oluyordu. Gulf ona hiç hissetmediği duyguları tattırmıştı. Esmer çocuk ona sevildiğini, hatta sevdiğini hissettirmişti. Mew ilk kez kendisini değerli biri gibi görmüştü. İlk kez işe yaramaz biri olmadığını düşünmüştü.

"Git kendine başka kapı bul seni işe yaramaz it! Bir daha sakın buraya dönme! Senin sorumsuzluklarından bıktık!  Artık bir ailen yok!"

Kapı dışarı savrulduğunda güçsüz bacakları dengesini koruyamadı. Dizlerinin üstüne düştü. Pantolonuna ve avuç içlerine çamur bulaştı. Gökyüzünden dökülen öfkeli yağmur kıyafetlerini sırılsıklam yaptı. Saçlarından suratına doğru süzülen yağmur damlaları burnundan akan oluk oluk kana karışıp ıslak toprağa döküldü.

Kafasını çevirip dışı morarmış içi kanlanmış tek gözüyle eskiden evi bildiği ve artık yabancı gelen tuğla yığınına baktı. Kapı eşiğinde dikilen uzun boylu adam çatık kaşlı çehresiyle yerde sürünen oğluna bir çöp parçasıymış gibi bakıyordu. İçeri girip artık oğlu olarak bile görmediği adama bir daha hiç açmamak üzere kapıyı kapattı.

Mew sabaha kadar oturdu. Uykuya dalacak cesareti yoktu. Ne zaman gözlerini kapatsa kabuslarla boğuşacağını biliyordu.

Ertesi sabah kızarmış ve altında koyu halkalar oluşmuş gözleriyle çiçekçi dükkanının önündeydi. Beyaz teni hastalıklı bir solgunluğa sahipti. Saçları darmadağın, dünden kalma kıyafetleri kırış kırıştı. Midesinde dün gece içtiği şişelerce içkiden başka bir şey yoktu. Üstündeki ağır alkol ve sigara kokusu rüzgar estikçe etrafa yayılıyordu.

Dükkanın kapısını aralayıp içeri girdiğinde burnuna dolan yoğun çiçek kokusu sersemlemiş vücudunu sarstı. Tezgahın arkasından ince bir ses sevecenlikle yükseldi.

"Hoşgeldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

Mew, dalgalı siyah saçları beline dökülen güzel kadına baktı. Kadın ona ilgiyle gülümsüyordu. Mew yorgun gözlerini küçük dükkanın içinde gezdirdi.

"Gulf yok mu?"

"Gulf mı? Ah, o gitti. Siz onun arkadaşı mısınız? Eğer bir şey-"

Mew'in beyni donuklaştı ve kadının geri kalan tüm boş lafları arka planda çalan boğuk bir karmaşaya dönüştü. Hışımla kendini dışarı attı. Çiçekçi kadının arkasından protesto eden bağırışlarını bile duyamıyordu.

Motor, yarışlarda bile ulaşmadığı hız sınırıyla asfalt yollarda süzüldü. Küçük bir ön bahçesi olan müstakil evin önünde durdu. Mew nefes nefese koşturup neşeli bir melodiye sahip kapı ziline bastı.

Kapı birkaç saniye sonra açıldığında arkasından yaşlı bir kadın çıktı. Kafasında beyaz seyrek saçları olan oldukça kısa boylu yaşlı ev sahibi önünde dikilen sersefil adama baktı.

Mew yine tanımadığı başka bir kadınla diyaloğa girerken cümlelerini puslu beyninde toparlamaya çalışıyordu.

"Gulf nerede? Evde değil mi?"

Yaşlı kadının kırışmış suratı öfkeyle buruştu. Dişsiz ağzı tiz bir ciyaklama için aralandı.

"Gulf da kimmiş? Senin evimde ne işin var serseri?! Yaşlı bir kadını nasıl rahatsız edersin?!"

Mew bayılacakmış gibi olduğu yerde sallandı. Arkasını dönüp motoruna giderken sarsak adımlarıyla tökezliyordu. Gözyaşlarının aktığını fark edecek kadar bile kendisinde değildi.

Gulf gitti! Ben ona gitmesini söyledim! Benim yüzümden gitti! Ben umutsuz vakayım! Zavallıyım! İşe yaramazım!

"Nineciğim neden dışarı çıktın?"

Mew olduğu yerde dondu. Şu an aklı ona oyun mu oynuyordu yoksa duymayı en çok arzuladığı ses tam da orada mıydı? Hasarlı zihninin ona oyun oynamadığını umarak arkasını döndü.

Esmer çocuk kapıda dikilen yaşlı kadını nazikçe içeriye yönlendiriyordu. Daha sonra kafasını çevirdiğinde darmadağın haldeki motorcuyla göz göze geldi.

Mew koştu ve Gulf'ı kucakladı. Esmer çocuğun ayakları yerden kesildi ama motorcunun sıkı tutuşu iyi hissettiriyordu.

Gulf'ın kolları omuzlarına ve boynuna sarıldığı sırada Mew rahatlamış iç çekişlerle çocuğun boyun girintisine doğru ağlıyordu. Gulf şaşkındı. Gözleri yaşlarla doldu ama ağlamıyordu. Mew'den gelen ani kucaklaşmaya ve adamın duygularını ilk kez açığa çıkarmasına hazırlıksız yakalanmıştı.

Mew ıslak yanakları ile geri çekilip Gulf'ı yere indirdi. Titrek sesinde birçok duygunun karmaşası vardı.

"Gittiğini sandım. O kadar korktum ki... Özür dilerim, lütfen affet beni. Seni de kaybettiğimi sandım. Lütfen Gulf affet beni. Özür dilerim. Özür dilerim..."

Mew'in bitip tükenmez özür sayıklamalarının arasında Gulf duyduğu şeylere anlam vermeye çalışıyordu. Seni de kaybettiğimi sandım?

Yakışıklı motorcunun perişan haline bakakaldı. Burnuna dolan alkol kokusu ve uykusuzluktan şişmiş gözlerinden Mew'in kendisini fazla hırpaladığını anladı. Adam bir de bu halde motora binip evine kadar gelmişti.

"Hey, sakin ol. Bir yere gittiğim falan yok. Ne oldu sana böyle?"

"Çiçekçi dükkanına gittim. Orada bir kadın senin gittiğini söyledi. Evine geldim ve yaşlı bir kadın sen yokmuşsun gibi konuştu. Gulf ben dün söylediğim her şey için çok pişmanım. Özür dilerim. Gitme Gulf.  Yalvarırım benden gitme..."

Gulf nefesini vererek kıkırdadı. Ellerini uzatıp motorcunun gözyaşları ile ıslanmış suratını kuruladı.

"Şapşal! Sana dükkanda geçici çalıştığımı söylemiştim. Oradaki kadın benim ablam. Tatilden döndü ve artık bana ihtiyacı kalmadı. Ve az önce seni karşılayan huysuz yaşlı kadın ise ninem. Kendisi Alzheimer hastası. Beni çoğu zaman hatırlamıyor bile."

"Gitmeyeceksin yani?"

Gulf başını iki yana salladı. "Hayır, Mew. Hiçbir yere gitmeyeceğim."

Sonra Mew suratının esmer çocuk tarafından avuçlandığını fark edip elektrik çarpmış gibi hızla geri çekildi. Birkaç adım geriledi ve ikisi arasına mesafe girmesine neden oldu.

Gulf'ın elleri yavaşça aşağıya düşüp vücudunun iki yanından sallandı. Yüzünde hüzünle karışık kırık bir gülümseme vardı.

Mew derin bir soluk alıp verdi. "Ne var biliyor musun? Yeter artık! Siktir et!"

Aralarındaki mesafeyi yeniden kapattı. Esmer çocuğun dudaklarına kapandı. Gulf'ı ilk gördüğü an aklından geçen düşünceleri test edercesine çocuğun dolgun dudaklarını esir aldı. Yumuşacıktı. Tatlıydı. Mew her zaman onların çilek tadında olduğunu hayal etmişti ama bu hayallerinin de ötesinde bir şeydi.

Gulf beline sarılan kaslı kolun ve dudaklarını yiyip bitiren karşı tarafın telaşlı dudaklarının hissiyle kendisinden geçerek gözlerini kapattı. Uzun zamandır beklediği sıcak sarmalanmaya sahip olmanın büyüsüyle başa çıkmakta zorlanıyordu. Ayakları yerden kesilirken sanki tüm vücudu eriyordu.

O an açıkça görülüyordu ki Mew kalın duvarlarından tüm gücüyle kutulmak için savaşıyordu. Ve bu sefer mağlup gelen taraf olmayacaktı.


Take Me For A Ride /MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin