1

5.5K 634 615
                                    

Yağmur damlaları acımasızca gürleyen gökten yere inerken genç adam, kırmızı duvarda asılı saate bakarak iç çekti. Saat tam 23.40'ı gösteriyordu.

Eve gitmek, ev arkadaşıyla birlikte takılmak istiyordu ama lanet olası patronu buna asla izin vermiyordu.

Bakışlarını saatten çekip pencereye yönelttiğinde içi titredi. Hava buz gibiydi ve yaklaşık bir saattir hiç durmadan yağmur yağıyordu. Sanki gökyüzü bir şeylere öfkelenmiş, sinirini insanlardan çıkarmak istercesine gürlüyordu.

Yani bu onun en sevdiği havaydı.

Yağmurlu, kasvetli ve soğuk..

Tam da üzerine battaniyesini çekip bir eline sıcak çikolatasını, diğer eline Harry Potter serisinden favori kitabı olan Azkaban Tutsağını alarak vakit geçirmelik havaydı.

"Kahretsin." Diye söylenerek adımlarını siparişini hazırlayan iş arkadaşına yönlendirdi.

"Hazır mı?"

"Evet."

Parlak gülümsemeli, kutu bebek görünümlü iş arkadaşı poşeti kendisine uzatırken genç adam kibarca teşekkür etti.

"Teşekkürler Lisa. Sonra görüşürüz."

"Dikkatli git!" Diye uyaran kıza el sallayarak dışarı çıktı. Kapı arkasından kapanırken kapüşonunu turuncu saçlarını örtmesi için kafasına geçirdiğinde yoldan telaşla koşuşturarak giden birkaç insanın kendisine yönelik sözleri onu iyice kızdırdı.

"Bu havada kurye mi çalıştırıyorlar?"

"Böyle bir havada açlıktan ölsem bile sipariş vermem. Yazık, baksana."

Önünden geçip giden insanların sözlerine sonuna kadar katılırken kısık sesle söylenerek tam karşısında duran motoruna doğru adımladı. Poşet ıslanmasın diye olağanüstü bir çaba göstererek siparişi motorun arkasındaki bölüme yerleştirdi. Ardından kaskını takarak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurla birlikte adreste yazan yere doğru sürdü.


"Sikeyim!" Diye tısladı yağmurdan önünü göremezken. Adreste verilen sitenin yeri yeterince karmaşıkken bütün bunlar yetmezmiş gibi birleşik iki bina kendisini karşıladı. Blok ismi olarak adreste 2. bina şeklinde açıklama yapılmıştı. Lanet olsun ki hangi bina olduğunu bilmiyordu. Girişleri farklıydı ve girişlerinde yazı yoktu. Ayrıca muhtemelen yağmurdan dolayı görünürde kimsecikler yoktu.

Genç adam mantık yürüterek ilk baştakinin 1 diğerinin de 2 olduğunu düşünerek diğerine doğru koştu.

Sırılsıklam olmuştu ve montunun kapüşonu bile turuncu saçlarının ıslanmasını engelleyememişti. Ani gök gürlemesiyle yerinden sıçrarken binanın girişine neredeyse varmıştı.

Sipariş kağıdında iletişim numarası ve isim yazmıyordu bu yüzden yanlış geldiyse bile bu onun değil Lisa'nın suçuydu.

Hızlıca isim yazmayan 15 numaralı dairenin ziline basıp beklemeye başladı. Açan olmayınca rastgele başka zillere bastı. Eğer bunu teslim etmezse başı belaya girerdi.

Kapı açıldığında apartmana girmek için hamle yapacakken sert bir beden kendisine çarptı. Kendini anında yerde bulurken elindeki pizza da çoktan yeri boylamıştı.

"Siktir!" Diye bağırırken kendisine çarpan adama ters bir bakış attığında adamın elindeki silahı görmesiyle anında çattığı kaşlarını düzeltti.

Hello Stranger |Minsung|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora