Hello Stranger |Minsung|

FINAL

"Bunu Mia ve Minho için içiyorum."

———————————————

Bedeni tıpkı ateşe atılmış gibi yanarken elini boynuna attı. Nefes alışverişleri zorlaşıyordu.

"Kardeşimin hissettiklerini hissediyor musun Jisung? Onun yaşadığı acıyı?"

Jisung ağzını açıp bir şeyler söylemek istese de yapamıyordu. Bütün bedeni çökmüş gibiydi. Gözleri kararıyor, boğazı yanıyor, ateşler içinde kavruluyordu.

"Sahip olduklarını hak etmeyen şımarık bir veletsin. Ailen öldükten sonra seni yanına alan amcana bile saygı duymadın. Kirli işlere bulaşıp durdun. Buna rağmen amcan sana asla kötü davranmadı. Para içinde yüzmene rağmen sanki sokaklarda sürünmüşsün gibi tavırlar sergiledin. Hepsi senin bencilliğin yüzünden oldu."

"S-sen hastasın." Diye fısıldadı Jisung sırtını yere yaslarken. Bakışları tavanda gezerken nefes almaya çalışıyordu.

"Jisung?" Diye bir sesleniş geldiğinde Jay elindeki silahı aniden kaldırdı.

Tanıdık ses Jisung'un kulaklarına dolduğu an gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

Gelmişti. Onu bulmuştu.

Ses git gide yaklaşırken ani bir silah patlaması Jisung'u yerinden sıçrattı. Neler olduğunu görebilmek için kafasını çevirdiğinde kendisine doğru yaklaşan iki bedeni varla yok arasında görüyordu.

"Jisung?" Boğuk ses kulaklarında yankılanırken bedeninin biri tarafından kucaklandığını hissetti.

"Bebeğim? Beni duyuyor musun?"

"Ö-ölüyorum." Jisung'un titreyen bedenini iyice sarmalayıp endişeli gözlerini ajana çevirdi.

Ajan, başından vurduğu Jay'in bedeninde olan bakışlarını Minho'ya çevirdi.

"Zehir.."

"Onu acilen hastaneye götürmemiz gerekiyor." Diyen ajan hızlıca yanlarına geldi.

"Taşıyabilir misin?" Diye sordu Minho'ya.

Minho hızlıca başını sallayıp Jisung'u kucağına aldığında göz ucuyla Jay'in cesedine baktı. Ardından hiç beklemeden kucağındaki zar zor nefes alan bedeni arabaya taşıdı.

"Dayan Hannie. Kurtulacaksın." Diyen Minho, suratı bembeyaz olmuş gence endişeyle bakarken yola koyuldular.

•

"İki gün sonra ameliyatın var ve aklın fikrin, ahh!"

"Ee?" Diye fısıldayan Jisung ağzındaki penisi yalarken bile Minho ile tartışıyordu.

"Daha dün taburcu oldun ama buna rağmen enerjinden hiçbir şey kaybetmemişsin." Diye mırıldanan Minho penisini emen arsızına üstten bakarken bir yandan da saçlarını okşuyordu.

"Minho.." Diye fısıldadı başını kaldırıp.

"Efendim bebeğim?"