13

4K 437 704
                                    

Jisung onun kollarının arasında uykuya dalarken şimdiye kadarki en huzurlu gecesini geçirdiğini düşünüyordu.

———————————————

Minho beyaz ceketini üzerine giyinirken kendisini izleyen Jisung'a göz ucuyla baktı.

Uyandıklarından beri oldukça sessiz ve her zamankinden daha sakin görünüyordu. Birlikte kahvaltı ederlerken onunla konuşmaya çalışsa da pek başarılı olamadı. Hatta Minho otelin kapalı havuzuna gitmeyi teklif etti ama Jisung onu reddettiği için tek başına gitmek zorunda kaldı.

Dün geceden sonra böyle davranıyor olması Minho'nun onun pişman olduğunu düşünmesine sebep oluyordu. Yine de bu Jisung'du. Dün yaşananlardan pişman olacak son insandı.

Minho gözlüğünü de taktığında her zamanki tarzından oldukça farklı göründüğünü düşündü. Jisung'un dakikalardır kendisini aç gözlerle süzüşünden dolayı güzel göründüğüne emin olarak hafifçe gülümsedi. Ardından yatağa doğru yürüyerek siyah ceketli çocuğun tam önünde durdu.

"Hazırsan çıkalım mı?" Diye sorduğunda karşılık olarak sessizce bir baş sallama aldığında içinin sıkıldığını fark etti. Ardından dayanamayıp eğildi ve Jisung'un alnına dudaklarını sürttü. Derin bir nefes çekip hemen ardından bir öpücük kondurduğunda Jisung'un gözlerindeki şaşkınlık Minho'nun gülümsemesine sebep oldu.

Geri çekilirken Jisung sessiz kalmaya devam etti. Ardından odalarından çıkıp aşağı indiklerinde lobideki adam yanlarına gelip onları bekleyen bir araç olduğundan bahsetti. Muhtemelen Spunk'ın işi olduğunu düşünen Minho ve Jisung fazla düşünmeden siyah araca bindiler. Birkaç saat önce Jisung'un telefonuna ulaşan Kim Junmyeon'un sekreteri onlara yer ve saati bildirmişti. Minho ise hâlâ Jisung'a nasıl ulaştıklarını düşünüyordu.

Jisung onlara yalan söylemişti. Red Moon'un sahibi o değildi. Öyleyse Junmyeon onun numarasına nasıl ulaşmıştı?

Minho bunları daha sonra sorgulamak için kafasına not ederken Jisung'un dakikalardır dizini kaşıdığını fark ederek kaşlarını çattı. Uzandı ve onun elini kendi avucu içerisine alıp kaşımasına engel oldu. Jisung camdaki bakışlarını ona çevirdiğinde afallayan bir ifadeyle bakıyordu.

"İyi misin?" Diye sordu yumuşak bir sesle.

"Evet. Sadece heyecanlıyım." Diyen Jisung'a elbette inanmamıştı. Neler olduğunu bilmiyordu ama daha sonra öğrenecekti. Şimdilik üzerine gitmemeyi tercih etti. Minho onu başıyla onaylarken Jisung'un gözleri dikiz aynasından göz göze geldiği şoförde takılı kaldı. Ardından bakışlarını umursamazca cama çevirip dışarıyı izlemeye devam etti. Minho ise çoktan önüne dönse de yol boyunca avucunun içindeki eli okşamaya devam etti.


"Hoş geldiniz." Diyerek kendilerini karşılayan Yoona'ya göz devirmeden edemeyen Jisung, daha fazla beklemeden eve girdi. Minho da onu takip ederken bakışlarıyla kendisini yiyip bitiren kıza karşı yüzünü buruşturmamak için zor duruyordu.

Tamam, yakışıklı olduğunu biliyordu ama bu kadarı da fazlaydı.

Büyük girişten geçerlerken Jisung göz ucuyla Yoona'yı süzdü. Dünün aksine yeşil bir takım giyen Yoona yine çok güzel görünüyordu. Saçlarını dağınık bir şekilde örmüş ve üzerindeki ceketten hafif bir göğüs dekoltesi gözüküyordu. Jisung gözlerini ondan çekerek Minho'ya döndü. Minho yüzünde sahte bir gülümsemeyle kıza bakıyordu.

Hello Stranger |Minsung|Where stories live. Discover now