4

4.1K 560 560
                                    

"Benimle birlikte Spunk oyna ve paranın yarısını al."

———————————————

Aralarında uzun bir süre boyunca sessizlik oluştu. Jisung'un şekeri emerken çıkardığı sesler Minho'nun sabrını taşırsa da kendini tutmaya çalışıyordu. Yine de şu velet, biraz daha arsızca gözlerinin içine bakarak lanet olası şekeri emmeye devam ederse suratının ortasına bir yumruk yiyecekti.

"Ee, ne diyorsun?"

"O oyunu kimse kazanamaz."

"Kazanmak zorunda olduğumuzu kim söyledi? Gittiği yere kadar sürdürürüz. Hem, kim bilir belki de kazanırız. Her şeyin bir ilki vardır. İkimiz ilk kazananlar olabiliriz."

"Bu imkansız."

"Öyleyse sadece para kazanmaya bakalım."

"Oyunu kaybetmedin mi sen? Nasıl baştan başlayacaksın? Şu anda aranıyorsun."

Jisung dilini küçülen şekerin etrafında çevirdikten sonra sırıttı. Ardından dudaklarını yalayarak geriye yaslandı. Minho'nun ona büyük gelen sweati köprücük kemiklerini açıkta bırakıyordu. Minho beyaz boyunda gözlerini gezdirmemek için bakışlarını masaya odakladı.

"Bana bir şans daha verildi."

Minho'nun ağzı şaşkınlıkla açılırken parmağı istemsizce havaya kalktı.

"Peki, peki öyleyse benim evimde hâlâ ne işin var? Çıkıp git artık!" Diye bağırdı kapıyı işaret ederek.

"Alınıyorum ama bebeğim. Beni hiç dinlemiyorsun."

"Bana bir kez daha bebeğim de ve neler olduğunu gör." Minho ona öldürücü bakışlarla bakarken Jisung umursamazca sırıtıyordu. Resmen kaşınıyordu.

"Neler olacağını görmeyi çok isterim, bebeğim."

Bu, Minho'nun sabrının sonuydu. Ayağa fırlamasıyla Jisung'u sandalyesinden kaldırıp masaya yatırması bir oldu.

Eli yumruk olmuş vaziyette Jisung'un suratına inmek için hazırlanırken bir an bile tereddüt etmedi. Ancak Jisung hızla, tek eliyle Minho'nun yumruğunu durdurmuş diğer eliyle de onu yakasından çekerek dudaklarına yapışmıştı. Minho anın şokundayken üst dudağının emildiğini hissettiği an hiç beklemeden altındaki bedenin alt dudağını dişleri arasına almış ve kanatana kadar sertçe ısırmıştı. Jisung acıyla inleyerek onu hızlıca ittiğinde ise arsızca gülüyordu.

Minho dudağındaki kanı diliyle yalayarak masada karnını tutarak kahkaha atan arsız çocuğa öfkeyle baktı.

"Minho, Minho, Minho.. sen gerçekten çok tahmin edilebilir birisin." Gülüşlerinin arasından konuşmaya çalışırken dirseğinin üzerinde doğruldu ve bacakları açık bir şekilde şeytani gülümsemesiyle Minho'nun gözlerine yoğun bakışlarla bakmaya başladı.

"Ama ben değilim." Dedi ve kanayan dudağını yalayarak masadan indi.

Minho'nun yanından geçip gidecekken kolundan sertçe tutulmasıyla birlikte duraksamak zorunda kaldı.

Hello Stranger |Minsung|Where stories live. Discover now