1. BÖLÜM

13.6K 459 173
                                    

takılmaca bi kitap 0 beklentiyle ayak basın iyi okumalar

Utku...
Erkeklerin olmak, kadınların tarafından sikilmek istediği 1.90, kumral, hafif kaslı çocuk. Okuldaki marifetleri say say bitmezdi. Birincisi iki yıldır okul başkanıydı, basketbol takımında en iyi oyuncuydu ve kaptanlığı kendisi reddetmişti. Hocalarla arası mükemmeldi ve bu sayede hem yazılı hem de sözlü notları yükseliyordu. 3 yıldır da düzenli bir ilişkisi vardı ve dışarıdan görüldüğü kadarıyla mükemmellerdi, birbirlerini çok seviyorlardı.

Yani düşününce kim onun yerinde olmak ya da tarafından sikilmek istemezdi ki?

Bir tarafta da Saffet vardı.
1.86 boyunda, esmer, boksör çocuk. Babası ocak reisi, okulun ülkücüler başı, birçok kişinin buna hocalar da dahil çekindiği, kavgada her an birine bıçak takma potansiyeli olan serseri.

Utku'yla aralarındaki ortak nokta ne mi?

"Ahh!"

Şu an onu mutfak tezgahına dayamış bir şekilde sikiyor oluşu.

"Saffet, yavaş-ş." diyerek yalvardığında Saffet içine girip çıktığı çocuğun üstüne doğru eğilip kulağını dişlerinin arasına aldı ve ısırdı hafifçe.

"Yavaş?" diye sordu, emin olmak istercesine. Bir anda durup irite edici bir yavaşlıkla hareket etti. "Böyle mi?"

"Şerefsizlik yapma!" dediğinde güldü ve temposunu artırdı. Utkunun sıkı ve sıcak deliği onu çevrelerken kalçalarını sıkıca kavrayıp kafasını geriye atarak inlemeye başladı

"Götün çok güzel." diyip bir şaplak attı. "Kız arkadaşının bunu hiç tadamayacak olması üzücü."

"Şunu söyleme." dediğinde içinden çıkıp onu ters çevirdi. Şimdi yüzleri hizalanmıştı. Tezgaha oturtup yeniden içine girdi.

"Neden?" Bir eliyle Utku'nun sikinden tutup sıktı. "Doğru değil mi?" Kendisini sert bir hamleyle içine ittirdiğinde Utku'nun gözleri arkaya kaydı. Deli gibi zevk alıyordu.

"Ondan bahsetme." dedi titrek nefesiyle. "İstemiyorum."

"Tamam." dedi Saffet. Dişiyle Utku'nun çenesini ısırıp emdi. Utku kollarını ve bacaklarını Saffet'e dolayıp zevkle inledi. "Sevgilinden bahsetmicem." Kız arkadaşını hatırladığında suçluluk hissediyordu. Kendini Saffet'in kız olmamasıyla avutuyordu.

Saffet erkek olduğu için bu aldatmaya girmezdi.

"Yakınım.." diye mırıldandı Utku inlemeleri arasından. Vücudu orgazmın etkisiyle kasılıp gevşedi. Zaten saniyeler içinde de sıcak sıvısı karnına fışkırmıştı. Saffet'in sırtına tırnaklarını bastırdığının bile farkında değildi. Zevkten başı dönmüştü.

En boğuk çıkan sesiyle, "Ağzına boşalmayı çok isterim." diye fısıldadı Saffet. Ağzına boşalcam dese bunu Utku kabul etmiyordu. O da bu yöntemi keşfetmişti.

Utku, Saffeti'i tatmin etmek isteyerek tezgahtan inip dizleri üstüne çöktü.

Dalgalı saçlarından kavrayıp dışarıya çıkardığı diline doğru çekmeye başladı kendini. Çok sürmeden de ağzının içine gelmişti. Ağzına fışkıran menileri yutmadığı için meniler dudaklarının kenarından akmaya başladığında masanın üstündeki havlu kağıda uzanıp yırttı ve Utku'nun ağzının etrafını sildi.

Biraz da kendine koparıp karnını ve sikini sildi. Peçeteyi tezgahın üstündeki çöp kutusuna attı.

Utku ona bir bardak su vermek için gelmişti, ne ara sikişmeye başlamışlardı?

"Bir daha yapmak istemiyorum." diyen Utku'ya omzunun üstünden baktı. İlk kez söylüyordu bunu. Bir buçuk ay önce başladıkları fakbadiliğin bu kadar uzun sürmesi bile beklenmedikti Saffet için.

"Sen çağırdın beni buraya amk?" dedi, iç çamaşırını üstüne geçirirken. Ev boş gel diyen oydu.

"Tamam, bir daha çağırmam." dedi Utku. Bugün gerçekten son kez çağırmıştı onu. Normalde Saffet'ten hiç haz etmezdi zaten. Bambaşka iki kişiliklerdi.

"Eyvallah." diyerek pantolonunu da bacaklarından geçirip düğmesini ve fermuarını çekti. "Sen bilirsin." Kemerine uzandı.

Utku kollarını çıplak tenininde birleştirdi. Saffet'in bu kadar kolay kabullenmesi onu rahatsız etmişti. "Evet." diye mırıldandı. Saffet bir şey diyecek mi diye bekledi ama esmer olan oralı bile değildi.

Tişörtünü üstüne geçirip aynanın karşısına geçti. Birbirine girmiş olan dağınık saçlarını düzeltti. Sakal ve bıyığını da parmaklarıyla taradı.

Yakışıklıydı. Utku bunu inkar edemezdi. Kalın kaşlı, sakallı, bıyıklı ve esmerdi. Kalın vücudu onu ekstra erkeksi gösteriyordu. Ama tehlikeli bir tipti. Polisle münasebeti hiç bitmiyordu. Ne onun ne de arkadaşlarının.

"Yarın sizin maç var di mi?" diye sordu Saffet çıkmadan hemen önce. "Sınıftakiler konuşuyordu."

"Evet var. Neden sordun?"

"Varlığımızla korku salmayalım mı?" diye sorduğunda kumral olan dudaklarını yalayıp güldü.

"Sürünü toplayıp geleceksin yani?"

"Hoşt." dedi ciddileşerek. "Düzgün konuş."

"Tamam tamam." dedi elini havada sallayarak. "Gelin bakalım yarın korku salmaya. Ne kadar etkili olacak görelim."

"Baktık yeniyorlar, sahaya atlar oyuncuları döveriz. Sıkıntı yok."

Kahkaha attı. "Yenemezler bu arada." diyerek iddiasını ortaya koymayı da unutmadı.

"İnşallah." diye mırıldandı Saffet. "Ben kaçıyorum, dikkat et kendine. Allah'a emanetsin." Utku'nun cevap vermesini beklemeden kapıyı açıp dışarı çıktı ve merdivenleri indi.

Sessize aldığı telefonunu eline alıp sessizden çıkardı. En yakın dostu Cemal'in cevapsız çağrısına döndü öncelikle.

"Aramışsın kardeşim, işim vardı. Hayırdır?" diye sorarken eli cebindeki sigara paketine gitmişti.

"Ocağa geçiyom, orda mısın diye soracaktım kardeşim." dedi Cemal.

"Değilim de geçiyom şimdi." derken eli cebinde zipposunu aradı. Orada olmadığını fark edince diğer ceplerini kontrol etti. Yoktu.

"Tamam reis."

Telefonu kapatıp biraz önce çıktığı binaya geri yürüdü. Zipposu özel yapım olduğundan değer veriyordu. Apartmana yaklaştığında gözüne pembe kafalı kız çarptı.

Utku'nun entel sevgilisiydi bu. Ona görünmek istediği söylenemezdi. Kalçasını yandaki arabaya yaslayıp telefonuna uzandı.

"Noldu?"

"Zippomu düşürmüşüm onu aşağı getirsene."

"Gelip alsana." dedi Utku. "Ayağına mı hizmet edeyim."

"Gelirsem pişman olursun." diye mırıldandı. "Getir aşağıya."

"Siktir git emir verme bana."

"Lan yavşak-" Utku telefonu suratına kapattığında bir hasbinallah çekti. Gözünü etrafta gezdirirken yanından geçen adama, "Başkan, ateşin var mı?" diye seslendi.

Adam elini cebine atıp bir çakmak çıkardığında çakmağı alıp sigarasını yaktı. "Eyvallah." diyerek geri uzattı. Adam bir kafa hareketi yapıp yürümeye devam etti.

Sevgilisi muhtemelen eve girmiştir diye düşünerek yeniden aradı Utku'yu. "Efendim?"

Sevgilisi yokken noldu, varken efendim. "Zippomu getir köle." diye mırıldandı keyifle. Kızın yanında tam bir beyefendiydi.

"Nerede bilmiyorum."

"Bak etrafa, orada bir yerdedir."

"Baktım sayın mal göremedim. Bulunca veririm yarın."

"Vermezsen bozuşuruz bak ona göre."

"Aynen."

"Tamam." Telefonu kapatıp cebine attıktan sonra üç sokak öteye park ettiği arabasına ilerledi.

BELA (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin