4. BÖLÜM

6.2K 306 51
                                    

Utku sabaha uyandığında berbat hissediyordu. Rezil bir gün geçireceğini ilk andan hissetmişti. Dün Sezin'le yine gereksiz yere gerilip tartışmışlardı. Neymiş Uyku daha önce izlediği bi filmi onunla yeniden izleyemezmiş. Bu yüzden film izleme zevki kaçmış falan da filan. Utku da bu tartışmaya fazla katlanamayınca çıkıp kendi evine gitmişti. Sonra da Saffet ona mesaj atmış ve telefondan sikişmişlerdi resmen. Boşaldıktan sonra pişmanlık hissi de tekrar gelmişti.

"Başım çok ağrıyor ya." dedi salona girdiğinde. Annesi gözlerini sızlanan oğluna çevirdi. Utku ne zaman okula gitmek istemese başının ağrıdığını söylerdi. "Hiç okula gidesim yok."

"Yani?" Annesi tek kaşını kaldırıp baktı.

"Okula gitmicem bugün."

"Devamsızlığın olmuş 36 gün hala gitmicem diyosun Utku. Bundan sonra gitmemezlik falan yok."

"Sildirdim ben onu ya."

"Olmaz, derslerinden geri kalma. Kahvaltı yapmadığından hep bu. Şu telefona da bak bak tabii ağrır. Ben beş dakika bakıyorum telefona başım çatlıyor."

"Ya anne telefon ne alaka şimdi?" Utku evde kalırsa annesinin laflarına dayanamayacağını şimdiden anlamıştı. Arkasını dönüp odasına gitti ve hızlıca üstünü giyip evden çıktı.

"Günaydın." diyerek arkadaşlarını selamladığında Sezin hariç herkes ona cevap vermişti.

"Size de günaydın Sezin hanım." diye özellikle söylediğinde Sezin ağzının ucuyla karşılık verdi.

"Ay yine ne oldu?" dedi Melek, üfleyerek. Sezin'in şimdiye Utku'nun boynuna atlaması lazımdı. "Sikicem sizin şu küsmelerinizi."

Melek tam bir emoydu. Suratında santim başına piercing düşüyodu. Bakışları her an ve her zaman baygındı.

"Bir şey yok." Sezin kollarını birbirine geçirip mırıldandı.

"Aynen. Sezin'in bildiğimiz gelgitleri işte." diyerek kendini Emre'nin yanına attı. Kız erkek oturmak yasak olduğu için Sezin'le yan yana oturmuyorlardı. "Alıştım artık ben."

"Neymiş ya benim gelgitlerim?"

"Kankiler geli de giti de siktir edin, bir sigara yakalım ya." Emre araya girerek olası tartışmayı bitirmeye çalıştı. "Hatta kalk kardo, senle biz çıkalım. Biraz özleyin birbirinizi, düzelirsiniz." Utku'yu omzundan tutup kaldırdığında Utku itiraz bile etmemişti.

Emre'yle 6 yıldır dostlardı. İyi anlaşırlardı. Utku'nun yanında çok belli olmasa da bir karizması vardı. Piçti ayrıca. Aynı anda 18 kıza yazardı.

"Dün maçı izledin mi?" diye sordu Emre'ye.

"İzleyemedim. Babam faturayı ödememiş, kesmişler aboneliği. Sik gibi kaldım ortada."

"Bize gelseydin ya amk."

"Annem izin vermedi." dediğinde Utku gülmüştü. "Harbi diyom. Görsen bi bağırıp çağırdı. Cingar bi karı ya."

"Kanka sen yine iyi idare ediyorsun, ben olsam kafayı yerdim." diye mırıldandı. Gerçekten de Emre'nin ailesi çok zordu. Utku'yu da sevmezlerdi. Ki Utku'yu sevmeyen çok az kişi vardır.

"Aman, napıyım. Daha iyisi var da ben mi seçmiyorum sanki." Sigaraları bittiğinde sınıfa geçerken Saffet'i görmüştü. Koridora çektikleri sıraya mekanın sahibi gibi oturmuş ayağını dizine atmıştı.

Okulun feminen oğlanını karşısına almış bir şeyler söylüyordu. Yanındakilerin surat ifadesinden onu aşağıladıklarını anlamıştı.

"Napıyo lan şunlar?" dediğinde Emre de Utku'nun baktığı yöne baktı. İkisi de tereddütsüzce ülkücü tayfaya doğru yürüdü.

Utku, "Can?" diye seslendi çocuğa. Daha önce muhabbetleri vardı. Utku'nun hemen hemen herkesle konuşmuşluğu vardı zaten. "Noluyo, bir sorun mu var?" Can ona bakıp bir şey demediğinde Saffet'e baktı.

"Hayırdır bilader sıkıntı mı var?" dedi Emre anında. "On kişi almışsınız adamı karşınıza."

"Adam mı?" dedi Umut gülerek.

"Sıkıntı varsa bile sana yok şimdilik kardeş. İşinize bakın." Cihan Emre'ye bakarak söylediğinde Emre ona üstten bakış attı. Aralarında 15cm boy farkı vardı. Cihan'a üflese uçardı.

"Senden gelen sıkıntıyı yerim canım." dediğinde Cihan bozardı. Çevirdiği tesbihi avucuna alıp dik dik Emre'ye baktı.

Saffet birbirine atar yapan ikiliye ilgisizce baktı. "İt dalaşına girmeye gerek yok Cihan. Biz de Can'la ayaküstü iki sohbet ediyorduk. Hayırdır, ne battı?" diyerek Utku'ya baktı. Gözleri kesiştiğinde Utku Saffet'in kendinden geçmiş, azgın halini hatırladı. Bu düşünceyle yutkunmak zorunda kalmıştı.

"Bana pek sohbet gibi gelmedi."

"Can'a sor." Gözlerini Can'a çevirdi.

"Evet, konuşuyorduk." diye onayladı Can anında. Utku uzun uzun Can'a baksa da diyecek bir şeyi yoktu. 

"Duyduysan işine bak temsilci." Saffet'in söylediğine ne kadar cevap vermek istese de sadece dişlerini birbirine bastırmakla kalmıştı.

Saffet Utku'yu sikmediği sürece tamamen iki yabancı davranma konusunda muhteşemdi.

Utku onun cüsseli vücudunu baştan sona süzdükten sonra bir şey demeden sınıfına yürüdü. Saffet'in onu bu kadar görmezden geliyor olması sinirlerini bozmaya başlıyordu. Nasıl başarıyordu bunu?

Sezin ve Melek yan yana oturmuş konuşurken tepelerinde belirdi. "Melek, arkaya geç bi." Melek bir şey demeden Emre'nin yanına oturdu.

"Pembe civcivim bana küsmüş mü?" Sevgilisinin elini tuttuğunda Sezin elini çekmeye çalışmıştı ama bunu formaliteden yaptığı belliydi. Gönlünün alınmasını istiyordu. Utku da zaten bunun farkında olarak civcivinin elini bırakmayıp dudaklarına götürdü ve uzun bir öpücük kondurdu.

"Seninleyken bir filmi daha önce on kez izlemiş ya da hiç izlememiş olsam bile bana fark etmiyor neden biliyor musun?"

"Neden?"

"Çünkü izlediğim tek şey senin güzelliğin oluyor."

Sezin'in utangaç gülümsemesi yüzünde belirdikten sonra kendini Utku'nun boynuna gömdü. "Ya, şapşal."

"Oh beee!" Arkadan Melek derin bir oh çekerek Emre'ye çak yapmıştı.

BELA (GAY)Where stories live. Discover now