14. BÖLÜM

4.6K 349 125
                                    

Bir şeyler değişmişti. Değiştiğini anlamamak imkansızdı zaten. Utku daha farklı hissediyordu. Daha çok görmek, daha çok dokunmak daha çok hissetmek istiyordu Saffet'i. Ama böyle olmamalıydı.

Fakbadiden başka bir şey olamazlardı çünkü Saffet homofobikti. Utku ne hissederse hissetsin Saffet ona aynı hislerle karşılık vermezdi. Aksine onu hor görür, bir daha görüşmezdi.

"Aşkım." dedi Sezin yanına oturarak. Düşüncelerini bölmüştü. "Dalgınsın sanki?"

"Uykumu alamadım, ondan." dedi ince parmakları sararak.

"Dışarıya çıkalım, kendine gelirsin. Açsındır hem. Önce yemek yeriz sonra bisiklet süreriz hatta. Olur mu, hım?"

"Olur aşkım." dediğinde dudağına uzandığını fark ettiği sevgilisini yanağından öpüp ayağa kalkmıştı. Sezin bu duruma son bir haftadır olduğu gibi bozulsa da bir şey demedi.

"Üstümü giyineyim." diyerek salondan çıkıp kendi odasına ilerledi.

Saffet gelip geçici bir hevesti, öyle olmalıydı. Hevesi geçtiğinde yeniden Sezin için heyecanlanacağını biliyordu. Ayrılmayı düşünmüştü, kendini suçlu hissediyordu ama zaten sürmeyecek bir şey için neden düzenli ilişkisini bozmalıydı ki?

Sezin'le birbirlerini çok seviyorlardı ama bir erkek olarak ihtiyaçları vardı. Sezin bunu karşılayamıyorsa başkalarına gitmek o kadar büyük bir problem olmamalıydı.

Sezin'le baş başa uzunca vakit geçirmelerinin ardından Kadıköy'de topluca içmeye gitmişlerdi. Melek, Emre, Şahin, Sezin ve Utku. Şahin bir kızı tavlayıp çoktan duvar kenarına çekmişti bile. Sezin kör kütük sarhoş olmuştu. Emre ve Melek müziğe eşlik edip deli gibi dans ediyordu.

Sezin Utku'nun boynunu öpmeye başladığında Utku ona bir şey diyememişti. Kendini geri çekmeue çalıştı ama Sezin oma daha sıkı tutunup elleri rahat durmadan farklı şeyler yapmaya niyetlediğinde, "Bebeğim, sarhoşsun." dedi kulağına eğilerek. Tabii ki bu bi bahaneydi. 

Bunu söylemesiyle Sezin'in ağlamaya başlaması bir olmuştu. "Beni artık sevmiyor musun?" diyerek ellerini suratına kapattığında Utku kendini çok kötü hissetmişti.

"Hayır, çok seviyorum. O da nerden çıktı?"

"Sevmiyorsun. Hissediyorum işte, sevmiyorsun beni." diye hıçkırarak ağlamaya devam ettiğinde onu kollarıyla sarıp göğsüne yasladı.

Sezin'in ağladığını fark eden Melek, "Sezin?" dedi ikiliye eğilerek. "Bir şey mi oldu?"

"Sorun yok. Ben onu eve götürüyorum." Melek ona sorgularcasına bakarken Emre Utku'ya onaylamayan bakışlarla bakıyordu. Utku bakışlarını Emre'den çekip Sezin'i kucağına aldı. Minik kız kollarını boynuna, bacaklarını da beline sıkıca sarıp ağlamaya devam etti.

Dışarı çıktığında birinden taksi çağırmasını istedi. Sezin kucağında mekandan biraz uzaklaşıp yere oturdu.

"Aşkım, neden ağlıyorsun?" dedi pembe saçları geriye tarayarak.

"Beni sevmiyorsun." dedi Sezin ıslak gözleriyle. Sesi titriyordu, sarhoştu tabii bir de. Ekstra duygusallık yüklenmişti.

"Seni çok seviyorum." Elleriyle minik suratı avuçladı. "Çok ama çok seviyorum." Sadece Utku bu sevginin ne yönde olduğu bilgisine henüz sahip değildi.

"Neden bana dokunmak istemiyorsun o zaman?" sorusu geldiğinde Utku ne diyeceğini bilememişti. Tam da o sırada taksi geldiğinde cevap vermesine gerek kalmamıştı. Taksiye bindiklerinde Sezin kafasını omzuna yaslamış çoktan uyumaya başlamıştı.

BELA (GAY)Where stories live. Discover now