2

5.1K 159 221
                                    

Oy ve yorum hatırlatıcısı!! 🔔❤️

"Efendim Makbuş?" diye bağırdım mutfaktan. Kahveler olunca gelecektim işte niye bağırıyor ki!

"Mesaj geldi sana! Bu ne demek oluyor?" Makbule ben gelmeyince kendisi mutfağa geldi.

"Ne diyorsun kızım ya?" dedim anlamayarak.

"Hani aranızda bir şey yoktu?" diyerek telefonun ekranını bana doğru uzattı.

Gözlerimi hafif kısarak ekrana baktım. Ogeday'dan gelen bir mesaj vardı. 'Sıra bende, ödeşmemiz lazım. Bu akşam müsait misin?'

Mesajı gördüğüm gibi yüzümde bir gülümseme oluştu. "Haa Ogeday mesaj atmış." dedim yüzümdeki gülümsemeyle.

"Bu ne demek Nisoş? Aramızda bir şey yok demedin mi sen bana? Bu mesaj ne?"

Geçen hafta kahvaltıdan sonra beklemediğimiz olaylar gerçekleşmişti. Biz kahvaltıdayken çekilen fotoğraflarımız yeni survivor aşkı başlığıyla paylaşılmıştı. Yeniden magazine düşmek açıkçası beni pek mutlu etmemişti. Artık magazinsel haberlerde ismimin geçmesini istemiyordum ama ben istemedikçe daha fazla haber yapılıyordu.

Makbule o olaylardan sonra anında kapımda belirip bana hesap sormuştu. Ben de aramızda bir şey olmadığı için aramızda bir şey olmadığını söylemiştim.

"E ama aramızda bir şey yok. Karnım açtı ve kahvaltı yaptık sadece. Şimdi de onu ben ısmarladığım için çağırıyor beni." dedim ve hazır olan kahveleri kupalara koydum.

Kahveleri alarak oturma odasına geçtik. Makbule bana inanmadığını belli eden bir şekilde bakıyordu. "Karnın açsa niye bunun rövanşı yapılıyor peki? Ogeday'ın karnı acıkınca aklına sen mi gelmişsin?"

"Makbuş dedim ya işte! Ben ödedim diye..."

"Olayın o kadar basit olduğunu hiç zannetmiyorum. Magazine gram güvenmem ama şöyle bir şey var ki ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor."

"Yaaa! Makbuş sevgilim olsa söylemeyecek miyim sana?" dedim hemen acındırma moduna geçerek.

"Sevgilin olsa tabii ki söyleyeceksin! Ama şu an Ogeday'dan hoşlanıyorsun ve bana bunu söylemiyorsun." Makbule kollarını meydan okurcasına göğsünde birleştirdi.

"Yok öyle bir şey..." dedim anında.

"Aynen canım. Mesajı görünce yüzündeki gülümseme de öyle diyordu ya zaten! Ogeday da sana karşı boş değil. Seni resmen randevuya çağırmış! Farkında değil misin?"

"Yok artık! Randevu falan değil ya." Şüpheyle konuştum. Gerçekten öyle mi?

"Basbaya randevu!" dedi Makbule.

Birkaç saniye düşündüm. Randevu olmadığını düşünmeden önce buna sevinmiştim ama Makbule haklı olabilirdi. Bunun ihtimali bile olsa bu buluşmayı kabul edemezdim.

"O zaman gitmemem lazım. Survivor öncesi takım arkadaşımla bu şekilde buluşamam, olmaz. Bu ikimize de zarar verir zaten."

"Nisa kızım deli misin sen? Barış gibi toxic bir adamla sevgiliydin sen! Ogeday'la bir yemeğe bile çıkmazsan yuh sana!"

"Ama o öyle değil ki."

"Hoşlanıyorsun işte Nisa. Hadi kabul et de seni hazırlayalım bir an önce. Survivor bir yarışma sadece. Senin hayatından daha önemli değil."

Makbule'ye hak vererek telefonumu aldım ve mesajı yanıtladım. 'Müsaitim. Ne zaman ve nerede ödeşiyoruz?'

Anında cevap geldi. '20.00 civarı evinden alırım seni ben. Konum atman yeterli.'

Zindan Adası • OgNis Where stories live. Discover now