10

4.4K 179 196
                                    

Oy ve yorum hatırlatıcısı 🔔💙

Bu arada twitterda hikayeyi öven twit 500 fav almış bizim hikaye max 120 oy BWJANWKSNWKS

Hikayeyi twitterda yayınlamamak için tek bir sebebim kalmadı... :(

Nisa'dan...

Bazı şeyler planladığım gibi gitmemiş ve Barış çok kısa bir süre sonra uyanmıştı. Esneyerek etrafa bakındı ve gözleri bende durdu. Şaşkınlıkla beraber güldü.

"Nisa?" Hiçbir şey söylemedim. Buna rağmen devam etti. "Uzun zaman sonra uyandığım gibi seni görmek garip hissettirdi. Bir eski günlere gittim."

"Saçma sapan konuşma Barış."

"Oyun kaybettiniz ve seni yazdılar demek." dedi ardından. Bu adam susmayacak mı?

"Evet öyle oldu." dedim sadece.

"Ama iyi olmuş. Zaten konuşacaklarımız vardı."

"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok." diyerek battaniyeyi başımın üzerine çektim.

Konuşmak istemediğimi daha ne kadar belli edebilirim ki?

"Tamam, öyle olsun. Yarın konuşuruz biz de. Nasıl olsa çok vaktimiz var."

Barış'ın sinir bozucu sesiyle daha da fazla sinir olarak onun olduğu tarafa arkamı dönerek uyumaya çalıştım.

Sabah kalktığımda Barış yine uyuyordu. Sessiz olmaya dikkat ederek barakadan çıktım. Gidebilecek fazla bir yerim yoktu. Barakanın kenarına oturarak düşünmeye başladım.

Bugün son dokunulmazlık oyunu oynanacak ve iki kişi daha yanımıza gelecekti. Benim için zindan adası olan bu sürgün adasının tek zorluğu yapacak bir şey olmamasıydı. Tek konuşabileceğim kişi Barış'tı ve o da benim tercih edebileceğim bir şey değildi.

Yarışmadan elenmekten de korkmuyordum açıkçası. Ama Ogeday'la güzel bir şekilde başlayan bir şeyler varken onu burada bırakarak Türkiye'ye dönmek de istemiyordum. Birkaç günlüğüne geldiğim bu adada bile içim rahat değildi çünkü.

"Ne düşünüyorsun bakalım?" dedi Barış yanıma otururken.

Derin bir nefes aldım. Konuşmak istemiyordum. Ama sanırım kurtuluşum da yoktu.

"Hiçbir şey."

"Nisa tamam biliyorum ilişkimiz kötü bitti. Seni üzdüğümü de biliyorum. Ama burda şu an ikimiz varız." dedikten sonra tamamen bana döndü.

"Ne yapayım yani? İkimiz varız diye yaşananları unutayım mı?" dedim sinirle.

"Nisa... Özür dilerim, yaşattığım ve sebep olduğum her şey için. Benimle barış demiyorum sana ama kavgalı olmamıza da gerek yok. Beni affet lütfen."

Barış'ı iyi tanıyordum ve bu özrünün içtenlikle olduğuna açıkçası pek inanmamıştım. Yine de dediği gibi adada sadece ikimiz olduğumuz için uzatmamaya karar verdim. Çünkü ben özrünü reddettikçe o daha fazla üsteleyecekti. Bense daha fazla kendisiyle muhatap olmak istemiyordum.

"İyi, peki." dedim sadece. Barış hemen gülümsedi. Onun gülümsemesine düz ifademle bakarken anlam verememiştim.

"Barıştık mı yani?" dedi yüzündeki gülümsemeyle.

"Hayır barışmadık. Sadece dediğin gibi kavgalı olmamıza gerek yok. Geçen ve biten şeylerin sinirini daha fazla yaşamayacağım." dedim ve omzumu silktim. Ona sinir olmama bile gerek yoktu. O yokmuş gibi davranarak hayatıma devam edebilirdim bence.

Zindan Adası • OgNis Where stories live. Discover now