Zindan Adası • OgNis

8

Oy ve yorum hatırlatıcısı 🔔💜

Bu akşam Survivor yok... Survivor yokken ne yapıyorduk ya unutmuşum akababasjs

3 dokunulmazlık oyununu nihayet bu haftalık atlatmıştık. Takımımızdan sadece Berna potadaydı. Mert, Sercan, Ayşıl ve Berna dörtlüsünden gidecek isim neredeyse belliydi.

Ayşıl'ın herhangi bir problemi olmamasına rağmen çok uzun yıllar önce yarıştığı için tahminen oyu az olacaktır. Sercan ve Mert'in oy potansiyeli zaten digerlerine oranla daha yüksekti.

Bugün oynadığımız ödül oyunu sonrası adada boş vaktimiz vardı. Bu akşam anlat bakalıma gidecektik ama oyun erken saatlerde oynandığı için hâlâ anlat bakalım için çok saatimiz vardı. Ödül oyununu da maalesef kaybetmiştik. Ama ödül bir paket çizi olduğu için üzülememiştim. Zaten onun tok tutma süresi 1 saat bile olmuyordu.

"Babuş! Benim karnım aç." dedim alt dudağımı büzerek. Ardahan'la birlikte oturmuş konuşuyorduk.

"Valla babuş hepimizin aç. Şu anlat bakalımı kazanalım bari de midemize bir şeyler girsin."

"Evet yaa. Ama benim sayı almam imkansız gibi bir şey. Ben sizin dediklerinizi zar zor anlıyorum." diyerek güldüm.

Gerçekten uzun süre yurtdışında kalmanın zararları bunlar oluyordu. Bazen karşımdaki bir şey anlatırken ne dediğini anlamakta bile zorluk çekebiliyordum. Tabi anlamış gibi yapıyordum orası ayrı bir konu.

"Ben sana anlatırım derdim ama benim anlat bakalım kariyerim de pek parlak değil." dedi Ardahan da.

O sırada Ogeday'ın bu tarafa doğru geldiğini gördüm. "Nisa ben balık tutmaya gidiyorum. Gelmek ister misin?"

Balık ve ben ne alaka ki? Başbaşa kalmak istiyorum desen direkt daha iyi olurdu Ogeday'cım.

"Aquaman yok mu?" dedi Ardahan hemen.

"Yasin'in midesi ağrıyormuş biraz, yatıyor. Onun yerine ben deneyeyim bugün dedim. Hepimiz açız çünkü."

"Hadi gidelim o zaman." dedim ve ben ayağa kalktım. Ogeday'la birlikte yüksek olan kayalıkların oraya geldik.

"Önce bir oltayla deneyelim, ağ atalım. Olmazsa okyanusa gideriz mızrakla birlikte." diye açıklama yaptı. Tamam açım ama sence ben buraya balık için mi geldim Ogeday ya!

"Tamam bana da bir olta ver o zaman." dediğimde şaşkınlıkla bana baktı.

"Sen? Olta kullanmayı biliyor musun?" diye sordu.

"Yasin öğretmişti 2 sene önce." dedim ve bana uzattığı oltayı aldım. Yasin'in öğrettiği taktikleri uygulayarak oltayı suya attım.

"Vaayy, elinizden gelmeyen iş de yok Nisa Hanım..."

"Yapıyoruz bir şeyler." dedim gülerek. O sırada Ogeday da oltayı suya attı. "Böyle beklemek için mi geldik buraya şimdi?"

"Ne için geldik?" dedi Ogeday yandan bir gülüş atarak.

Ama Ogeday böyle yaparsan yanarız. Oluyor mu yani şimdi böyle?

"Bilmem sen çağırdın." dedim ben de gülerek. Ogeday elindeki oltayı bıraktı.

"Dur ben yapacak bir şeyler bulayım." dediği gibi beni belimden tutarak beni kendine doğru çekti. "Böyle nasıl?"

Kollarımı boynuna sararak ellerimi ensesinde birleştirdim. "Daha iyi gibi." dedim gülümseyerek.

Ogeday da gülümsedi ve ardından dudaklarımızı birleştirdi. Belimdeki eli tişörtümün içine girdiğinde sıcak havaya rağmen soğuk olan eliyle birlikte hafifçe irkildim.