Her şey ölümle başladı, aşkla varoldu.
Kardan kalbini kordan bir adama teslim etti.
Adam sadece intikam istedi.
Kadın aşk istedi.
Adam sadece ölüm istedi.
Kadın yaşamak istedi.
Adam sadece hissetmek istedi.
Kadın her zaman hissediyordu.
Bu hikayen...
"Kalbim çok katı,yardıma ihtiyacım var." -Saint A. 🤍
Alaz'la uzun bir süre öylece durmuştuk. Hiçbir şey konuşmadan,hiçbir tepki vermeden. Sonunda omzunda uyuyakaldığımda son hatırladığım beni yatağa yerleştirip 'iyi geceler kar çiçeği' dediğiydi. Sabah uyandığımda sıcak bir duş almış şimdi de aynanın karşısında kendime bakıyordum. Zaten zayıf olan bedenim sanki dahada küçülmüştü. Yüz hatlarım dahada belirginleşmişti. Yorgun ve bitkin gözüküyordum. Yinede uzun süre sonra Alaz'ın omzunda kesintisiz bir uyku çekebilmiştim. Kokusu beni rahatlatıyordu. Bunu ona söylesem benimle dalga geçer miydi acaba?
Aynanın önünden ayrılıp,dolaba doğru yürüdüm. Bugün yetenek okulunda ki ilk günümdü. Dün ortamı gördüğüm için nasıl giyinmem gerektiğini anlamıştım. Kimsenin çok abartı giydiğini görmemiştim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Ayza'nın kıyafeti)
Kıyafetleri giydikten sonra evden çıkarken üzerime alacağım siyah,uzun,peluş kabanımı alıp odadan çıktım. Alaz odasındaydı kapısının önünden geçerken sesleri duymuştum. Saate baktım 08.23 geçiyordu. Kahvaltı etmeye vaktimiz olup olmadığını bilmiyordum. Alaz'a sormaya karar verdim.
Mutfağa girmeden geri dönüp Alaz'ın kapısının önünde durdum. Kapıyı çaldım. Ses vermesini beklerken yaklaşan adım seslerinden geldiğini anladım. Kapıyı açtığında saçma bir tepki vermemek için kendimi sıktım çünkü duştan çıktığı belliydi altında siyah kot pantolonu vardı. Üstünde hiçbir şey yoktu,saçları ıslaktı ve damlalar tenine düşüp aşağıya doğru kayıyordu. Gözlerimi gözlerine sabitleyip kaslı göğsüne bakmamaya çalıştım.
"Bir şey mi oldu?" Diye sordu. Ben buraya neden gelmiştim.
"Bir şey mi olmuş?" Gülüp yeni fark ettiğim elinde tuttuğu siyah boğazlı kazağı üzerine geçirdi.
"Kapıyı çaldın ya bir şey mi oldu?" Diye sorusunu yeniledi. Doğru,kahvaltı.
"Kahvaltı edecek miyiz? Hazırlayayım mı diye soracaktım." Bana sırtını dönüp piyanoya doğru gitti. Telefonu piyano taburesinin üzerinden aldı. Piyano mu çalmıştı?
"Geç kalırız. Orada tost falan alsak olur mu?" Diye sorup tekrar karşıma geldi.
"Olur." Diyip kafamı salladım.
"Bana kek getirdiğin günü hatırlıyor musun?" Diye sordu. Hatırlıyordum onaylar anlamda kafamı salladım. "Şu an o gün ki gibi bakıyorsun." Nasıl bakıyordum ki? Omzunu kapıya yaslayıp,beni izlemeye başladı.
