20.YIKILAN DUVARLAR

65 13 29
                                    

Yıldız vermeyi unutmayın ✨



"Herkesin bir yarası var. Gece kadar karanlık,okyanus kadar derin."
-Dostoyevski

"                                                    -Dostoyevski

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


Onun gözlerine bakınca cennette olduğumu düşünürdüm. Beni görmediği yıllar boyunca haberi olmadan bana cenneti yaşatmıştı. Bazen ellerini izlerdim, bir kere tutsam bir daha hiç yıkılmayacakmışım gibi gelirdi.
Onu sevmek çok güzeldi. Uzaktanda olsa beni mutlu ediyordu.

Şimdi o beni öperken cehennemi yaşıyordum. Bütün vücudum yanıyordu. Sanki biri beni cehennemin altıncı katına atmıştı, Leza. Sarsılmıştım, tepeden tırnağa. Belimi tutan eli olmasa belkide çoktan düşmüştüm.
Dudaklarını sadece dudaklarıma bastırıyordu.

Belkide benden bir hamle bekliyordu ama yapamayacak kadar şoktaydım. Beni öpmesini bekliyor muydum? Hayır. Beni öpmesini istiyor muydum? Evet.
Gözlerimi kapattım. Ellerimi yanaklarına yerleştirip dudaklarımı bastırdım. Alaz bir hamle yapmamla beni tamamen kendine bastırdı. Sanki aramızdaki bir santime bile tahammülü yoktu.

Artık nefes alamayana kadar dudaklarımız ayrılmadı. Sonunda geri çekilen Alaz oldu. Gözlerimi açamıyordum. Anın getirdiği duygu karmaşası tüm vücudumu uyuşturmuştu.

"Gözlerini aç kar tanem," dedi Alaz. Kafamı iki yana salladım. Boğazından garip bir ses çıkarttı. Halime gülmemeye çalışıyordu.
"O güzel gözlerini görmeye ihtiyacım var. Benim için gözlerini aç." Bu sefer onu dinledim. Ellerim hala yüzündeydi.

Yavaşça göz kapaklarımı araladığında önce dudaklarını gördüm, kızarmıştı. Gözlerimi yukarıya kaldırıp göz göze geldiğimizde, arzuyu gördüm. Benim için yanan ateşi gördüm. Bu bir an beni ürkütsede, belimdeki elini çekip dudağımın kenarını okşamasıyla bu his kayboldu.

"Ayza, ay yüzlü güzel kızım." Yanağımı eline yasladım. Baş parmağıyla hala dudağımın kenarını seviyordu.
"Ben seni hakedecek bir adam değilim ama seni kendime saklayacak kadar bencilim."
Tekrar yaklaşmasıyla beni öpecek sansamda sadece sarıldı. Kafam boyun girintisine denk gelmişti.
Yaşadığım en güzel denk geliş olabilirdi. Kokusunu içime çektim.

"Sana biz neyiz gibi bir soru sormayacağım. Çünkü sende cevabını bilmiyorsun ama en azından başkalarının yanında biliyormuş gibi yapabilir miyiz?" Diye sordum. Çünkü onu kıskanıyordum. Çünkü ona bakmaları bile beni delirtiyordu.
Beni omuzlarımdan tutup geri çekti. Göz gözeydik.

"Biz, imkansızı yaşanabilir kılanız. Ben her zaman senin üç adım arkanda olacağım, gerekirse gölgen olacağım. Seni bu savaşta yalnız bırakmayacağım Ayza. Başkaları umrumda değil benim gözlerim sana mühürlü. Ve en önemlisi biz sevgiliyiz," son kelimesiyle ona kocaman açtığım gözlerimle baktım.

Piyanist-XIII-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora