17

3.9K 335 190
                                    

Emir'i daha da yakından tanıyacağımız bir bölüm olacak. Keyifli okumalar ♡

♠︎

"Size sinirli birinin doğruları söyleme ihtimali sakinken
söylemesinden daha yüksektir."

♣︎

Emir Günay

"O tabak bitecek Emir!"

Ablamın bağırışıyla sandalyeye tekrar oturdum. Neden bu kadar öfkelendiğini anlamamıştım. Bu aralar bana kızgın gibiydi.

Çatalımı peynire götürürken durup çatalı masaya koydum. İştahım yoktu. Ablama baktığımda bana baktığını gördüm. Kaşlarını çatmış çocuğunu besler gibi gözlerini benden ayırmıyordu. "Abla bak sabahtan beri beni doyurma çabasındasın ama gerçekten iştahım yok." Sadece yüzüme baktığında kendimi daha da açıklama gereği duymuştum. "Geç kalmak üzereyim. Servis çoktan gitmiş olmalı."

"Seni okula ben bırakacağım."

"Ders zili çalmak üzere."

"İmza atar izin alırım."

"Ders kaçıyor."

"Kahvaltın daha önemli."

"Ama istemiyorum diyorum ya?"

Önümdeki çatalı eline aldı. Peynirden bir parça alıp ağzıma uzattığında geri çekildim. Peyniri ağzıma daha da yaklaştırdığında çatala vurmamla elinden masaya düşmesi bir olmuştu.

Ayağa kalkıp gidecekken kolumdan tutmasıyla durdum. Çekiştirdiğinde oturup ona döndüm. "Okulda yiyor musun?" Başımı sağa sola salladım. Ona yalan söylersem hemen anlıyordu zaten. Yiyorum diyemezdim. "Peki öğle yemeği?"

"Çok acıkırsam evet."

"Haklıymış. İşten dolayı seninle ilgilenemedim ama bu gerçekten çok fazla. Bundan sonra beraber yiyoruz ve seni okula ben götürüyorum."

Derin bir nefes alıp gözlerimi sıkıca kapattım. Haklıymış dediği kişiyi tabii ki biliyordum. Ondan başkası ablamla görüşmüş olamazdı. Ablamı endişelendirmiş olmalı.

Ayağa kalkıp mutfaktan çıkıp gittiğinde ben de peşinden gittim. Evin kapısından çıkmadan önce kapının önündeki çantamı alıp çıktı. Ben de peşinden yürüyüp ayakkabımı giymeye koyuldum.

Apartmandan çıkıp arabaya doğru ilerledik. Anahtarla kilidini açtığında çantamı bana uzattı. Elinden alıp hızla arabanın kapısını açıp bindiğimde o da etrafından dolaşıp yanıma oturmuştu. Çantamı alıp arka koltuğa attığında gergin olduğunu fark ettim. Çok hızlı hareket ediyordu. Aynı hızla arabayı çalıştırdığında bulunduğumuz yerden uzaklaşmıştık. Kemerini bile takmamıştı.

Konuşmadan geçen on beş dakikanın ardından okulun önünde durduk. Kemeri çözüp kapıya yöneldiğimde evden çıkarken son anda aldığım cekedimi arka koltuktan uzanıp aldım. Ablama döndüğümde bana bakmadığını fark etmiştim.

İnmeden önce onunla konuşmak istediğimden koluna dokundum. Bana baktığında yüzünde hiç bir ifade sezememiştim. "Sana bunları Frezya mı söyledi? Yemek yemediğimi?" Saçlarını karıştırıp başını salladı. Derin bir nefes alıp ellerine uzandığımda gülümsemişti. "Sana tam olarak ne anlattı bilmiyorum ama iyiyim. Bak gerçekten iyiyim. Düzeliyorum. Eskisinden daha iyiyim. Gerçekten. Sadece bugün iştahım yoktu."

"Biliyorum. Eskisinden daha iyisin ama yemek yemeye ne kadar önem verdiğimi biliyorsun. Kahvaltısız bir gün bomboş bir kafa. Her insan böyle olmayabilir ama sen eskiden ders çalışırken yanında illa ki çerez bile olsa bir şey bulundurursun ki açken kafan dağılmasın. Yanlış mıyım?"

Frezya |Texting|Where stories live. Discover now