3. Bölüm

5K 258 5
                                    

Okullar açıldı. Yeni okulumda çok yabancılık çekmiştim. Anthony ile de pek görüşemiyordum. Sürekli ders çalışıyor, odamdan nadiren çıkıyordum. Okul zamanı ben de Anthony gibi odama kapanmıştım. Bazen okulda, ders aralarında, derslerde, evde, yemekte, ders çalışırken, hatta banyoda... Hep onu düşünüyordum. Aklımdan çıkmıyor, özlüyor ve onu görmediğim zaman canım yanıyordu.

İlk sınavlar yavaştan yaklaşıyordu. Yoğun bir döneme girmiştik. Tek çalışmak yetmiyordu, birinin çalıştırması lazımdı beni. Anthony'den çekiniyordum. Patrick'in odasına gittim. Patrick konuları unuttuğunu söyleyip beni başından savdı. Mecbur Anthony'e gittim. Kapısını usulca açtım. Beni görünce şaşırmıştı.

"Ben geldim," dedim tebessüm ederek.

"Hoş geldin, Mehmet."

"Şey, matematiği beceremedim..." Güldü ve yanıma yaklaşıp kulağıma eğildi: "Gece herkes uyuduktan sonra mutfakta buluşalım." Belli bir saat vermemişti.

"Biri görmesin diye mi?" diye sordum.

"Hem o yüzden hem de daha rahat oluruz, sessiz olmak şartıyla." Heyecanla başımı sallayıp odadan çıktım. Kendi odama gidip yatağıma yattım. Cidden biz az önce randevulaşmıştık. Birden içinde bulunduğum şapşal durumdan çıkıp boğazımı temizledim. Ama sadece beş saniye ciddi durabildim.

Yerimden fırlayıp odanın içinde mutluluktan dans etmeye başladım. Julia gelmişti. Bana şaşkın gözlerle baktı: "Mehmet, sen iyi misin?"

"İyiyim..." Yüzümü kırmızılık kapladı.

"Hmm, seni az önce Anton'ın odasından mı çıkmıştın?" Biraz duraksadım. Dudaklarımı birbirine bastırdım, kaşlarımı kaldırdım.

"Hayır," dedim ağır çekimde. Sinsice sırıttı: "Var bir şeyler... Hadi ama bana anlatabilirsin! Anton'dan mı hoşlanıyorsun?" Hoşlanmak mı? Bugüne kadar hiç kimseden hoşlanmamıştım ki. Ben sadece onunla arkadaş olmak istiyordum ve beni sınava hazırlamasını.

"Öyle hisler beslemem ki ben kimseye karşı," dedim. Güldü, güven vermek istercesine kolunu omzuma attı: "Mehmet, ailen seni erkek olarak tanımladı diye erkek olmak zorunda değilsin. Çünkü sen kız olarak da doğdun. Bence sen kızsın, erkeklerden hoşlanman normal."

"Ama ben..."

"Hadi anlat, aramızda kalacak." Sıkıntılı bir nefes verip etrafa bakındım.

"Sadece ders çalışacağız. Zorlandığım konularda yardımcı olacak, bu kadar."

"Bizimkilere yakalanmayın, dikkat edin." Yapılan bu "yakalanma" muhabbeti tam olarak neydi? Ne yaptık da yakalanacağız?

"Neden onunla samimi olmamı istemiyorlar?" diye sordum.

"Onun tercihleri biraz farklı."

"Hristiyan değil diye mi?"

"Hayır, yani evet, ama o aslında Rus ve aile kültürüne uyumlu değil. Daha doğrusu uymak istemiyor. Burnunun dikine gidiyor. Tercihlerine elbette saygım var ama ailemizin adını karalıyor." Azıcık baba korkusu olsa aynı ben...

Julia'nın söylediklerini çok düşündüm. Anthony çok farklıydı hepsinden, bana da öyle hissettirmişti. Onu diğer aile bireylerinden daha çok seviyordum. Ona daha yakın hissediyordum kendimi. Onunla çok yakın arkadaş olabilir, birlikte aynı okulları okuyabilir, hatta ev arkadaşı bile olabilirdik. Evlenene ve çocuk sahibi olana kadar her gün birlikte dışarı çıkabilirdik. Peki ya, her şey Julia'nın dediği gibiyse..?

Kalbe Davet (Mpreg)Where stories live. Discover now