17. Bölüm

2.6K 126 1
                                    

Tüm ilginçlikler hep beni buluyordu. Sanki kaderimde İstanbul varmış gibi gerçekleşiyordu olaylar. Teklifi iş yeri İstanbul'da olduğu için reddetmiş ve Anthony'e anneannemle yaşadığımı yazmıştım. Tüm bunların sabahı ise ağabeyim anneannemin ölüm haberini vermişti. Mecburen İstanbul'a gittik.

Cenazeye annem bile gelmemişti. Ben ise ağlamaktan bir hal olmuştum. Gözlerimdeki yaşlar tükenmişti. Anneannem benim tek annemdi. Onu kaybetmek gerçekten benim için atlatılması kolay bir şey değildi.

Birkaç günümüz anneannemin evinde geçti. Kadıncağız zaten tek başına kalıyordu ve evine gidip gelen de pek olmazdı. Ben bile olamamıştım yanında. Tek tesellim Deniz ile Semra'ydı.

Hiç Ankara'ya dönmek istemedim. Buranın ortamı çok daha iyiydi. Babamın tacizlerine maruz kalmıyorduk. Gerekirse burada yaşayacaktık ve gerekti bile... Ankara'daki evimizden bazı eşyaları alıp İstanbul'a yerleştik.

Buraya tamamen alıştığımızda işe başladım. Yorucu bir iş değildi, maaşı da asgari ücretin biraz üstündeydi. Deniz olmasına rağmen tek maaşımla rahatça geçinebiliyorduk.

Bir süre çok rahat yaşadık, babam bizi rahatsız etmiyordu. Ama bu rahatlık çok fazla sürmedi. Karakterimi de ciddi olarak etkileyecek bir olay oldu. Babam hiç beklenmedik bir anda evimize gelmişti. Saçma sapan bir şekilde söylendi. Onu mecburen misafir etmiştik.

"Vay be, düzenler kurulmuş. Oh be ne rahatlık!" diye söylenip tüm pozitif enerjimizi sömürüyordu.

"Rahat olmamızın sana ne gibi bir zararı olabilir ki?" diye sordum ciddi bir ifadeyle.

"Milletin ağzına sakız olduk be! Rezil yaratık." Umursamaz bir şekilde yüzüne baktım. İçten içe korkuyordum. Babam Deniz'e baktı. Refleks olarak kolunu tuttum. Ama Deniz'e yaklaşmasına engel olamamıştım: "Bu bebekte senin gibi ibne olacak. Sen kendini iyi sanıyorsun, ama en kötü baba sen olacaksın."

"Ben oğluma işkence etmeyeceğim. Senin gibi bir baba olmayacağım. O özgürce sevecek, yaşayacak."

"Sen oğluna işkence etmezsen üstünde baskı kurmazsan toplum bunun daha kötüsünü yaşatacak ona. Hayatla tanışınca senden nefret edecek. Ben iyi bir baba olsaydım seni okutmazdım," dedi ayaklanarak. Söyledikleri bitmişti anlaşılan. Onu kapıya kadar geçirdim.

"Nereden biliyorsun onun da ibne olacağını?"

"Onu sen yönlendireceksin. Tercihlerinde senin de büyük bir etkin olacak. İstediğin zaman beni arayıp yardım isteyebilirsin," deyip bir kağıtta yazılı olan numarasını uzattı. Babamın telefon numarasını yeni öğreniyor olmam çok saçmaydı.

Kalbe Davet (Mpreg)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang