4. Bölüm

4.3K 235 12
                                    

  Ay ışığı mutfak camından içeri vuruyordu. Heyecandan ellerim ve bacaklarım titriyordu. Anthony heyecanımı fark etmesin diye ellerimle dizlerime bastırıyordum. Nefret ediyordum bu hale düşmekten.

"Niye bu kadar heyecan yapıyorsun," dediğinde gülümsedim.

"İlk defa biri bana özel ders verecek," dedim. Gözleri parladı. Heyecanımın ders yüzünden olmadığını bir kez daha anlamış oldum. O mavi, bana denizleri hatırlatan gözlerine hayran kalıyordum.

"Niye öyle bakıyorsun?" diye sordum. Resmen bu heyecanlı halimi sırıtarak izliyordu. Yaklaştı, yanağıma ama dudağıma yakın bir yere öpücük kondurdu: "Çok tatlısın Mehmet."

  Kalbim... Elimi yumruk yapıp kalbimin üzerine koydum. Birkaç kere hafifçe kalbime vurdum. Anthony yumruk yaptığım elimi tuttu: "Kıyma o güzel kalbine, ben seviyorum o kalbi..." Diğer elini kalbime koydu. Kalbimin daha da hızlandığını hissedince Anthony'den hızlıca uzaklaşıp önüme döndüm.

"Neyse, ben hangi konuda kaldığımıza bakayım," dedim.

   Hava aydınlanana kadar, ara vermeden, ders çalıştırdı bana. Anlattığı her şeyi pür dikkatle dinleyip anladım. Gerçekten anlatımı okulumdaki öğretmenlerden çok daha iyiydi. Acaba öğretmen olma hayali kuruyor muydu?

  Haftaya matematik sınavım vardı. Her gün aynı saatte gizlice mutfakta sınavlara çalıştırdı beni. Bu süreç içerisinde hiç yakalanmadık. Yakınlaşma yaşamadık. Sınavlarımdan yüksek not aldım. Teşekkür bahanesiyle okul harçlığımı biriktirip Anthony'e çok güzel bir kol saati aldım. Anthony çok beğenecekti.

  Anthony'nin odasına gidip yatağına yattım. Bir süre sonra Anthony odasına geldi ve beni gördü. Tam yataktan kalmaya yeltenmiştim ki üstüme atladı. Kollarımı boynuna doladım. Kahkahalarımız odanın içinde yankılandı. Bir elini kendi ağzına, diğer elini benim ağzıma koyup kahkahalarımızı susturdu.

"Mehmet, çok sesli gülüyorsun!" Eli hala dudaklarımın üzerinde olduğu için konuşamadım. Ağzımı oynatınca elini çeker gibi yaptı. Baş parmağı hariç tüm parmaklarını dudaklarımdan ayırdı. Parmağı dudağımın üzerinde gezindi. Yaklaştı. Öpecekmiş gibi yaptı ama vazgeçti. İçten bir şekilde tebessüm etti: "Dudakların çok güzel." Gözleri dudaklarımda...

   Ona daha da yaklaşıp dudaklarımızın değmesini sağladım kısa süreli öpücüğün sebebinin ne olduğunu bilmiyordum. Çekilince tepki vermedi. Korktum, odama kaçtım ve kapıyı kilitledim. Yatağıma girip yorganı kafama kadar çektim. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Neden böyle bir şey yapmıştım? Neden böyle hissediyordum? Peki ya Julia'nın geçen hafta söyledikleri... Ben sanırım Anthony'e karşı bir şeyler hissediyordum.

  Kapıya tıklatılma sesi geldi. Giyindiğimi söyleyip açmadım. Buna rağmen ısrarla çalındı kapı. Yerimden kalktım, kapıyı açtım. Julia benim halimi görünce panik yaptı. Bana sarılıp ne olduğunu sordu. Anlatmadım. Anlatmak istemedim. Canım çok yanıyordu, fakat belli etmiyordum.

  Akşam yemeğinde Anthony'i görmedim. Deli gibi merak ettim, ama dilim varmadı onu sormaya. Fazla bir şey yemeden kalktım sofradan. İştahım da, keyfim de yoktu. Kafam karışıktı. Hiçbir şeyden tam anlamıyla emin değildim.

Kalbe Davet (Mpreg)Where stories live. Discover now