5. Bölüm

4K 223 16
                                    

Derslerim gittikçe zorlaşıyordu. Sürekli Anthony'i düşündüğüm için derslerime odaklanamıyordum. Ona en çok ihtiyaç duyduğum zamanlardan birindeydim. Derslerime ne kadar çok çalışsam da hep aynı başarıyı elde ediyordum. Sadece çabalamak da bir başarı değil miydi?

Kitabıma abartısız iki saat bakıp anlamaya çalıştığım işlemi sonunda anlamaya başlamıştım. Kapı çalındı. Julia nasılsa anlamaz deyip Türkçe bir küfür savurdum, kapıyı açmaya gittim: "Kapıyı çalmana gerek yok!" Kapıyı açtım, kimse yoktu. Yerde bir not gördüm.

"Herkes uyuduktan sonra, mutfakta," yazıyordu notta. Not Türkçe yazılmıştı. Bu kişi kesinlikle Anthony'di. Notu cebime koydum.

Tüm derslerimi ve kitaplarımı masamın üzerinden kaldırdım.

Herkes uyuduktan sonra her şeyimi toplayıp mutfağa gittim. Anthony kapıda bekliyordu, ona gülümseyip kitaplarımı masaya bıraktım. Hiçbir şey olmamış gibi davranıp ders anlattı. Sabaha karşı toparlanırken bir ses duyduk, hemen boş tezgah altına saklandık. Anthony ses çıkarmayayım diye ağzımı kapattı.

Ses kesilince bir süre bekleyip çıktık. Anthony çevreyi iyice kontrol edip yanıma geldi; "Yatsak iyi olur." Başımı salladım. Kollarını beline koyup düşünceli bir şekilde bana baktı.

"Anthony."

"Efendim."

"Bir şey mi diyeceksin?"

"Mehmet, benimle yatsana," dediğinde boş boş baktım yüzüne.

"Ne?" dedim.

"Gel benimle," deyip bileğimden tuttu. Şöyle bir şey yaptık; Rose'u benim yatağıma yatırdık, ben ise Rose'un yatağına yattım.

Gece boyunca gülüşüp sohbet ettik. Onu öptüğüm anı hiç konuşmadık. Hava iyice aydınlanınca odama geçtim. Hafta sonu olduğu için rahattım. İstediğim gibi yatabilecektim. Julia beni uyandırana kadar uyudum.

"Mehmet!" diye seslendi Julia.

"Ya ama..."

"Sizi Anthony ile dışarı çıkaracağım, hazırlan." Söylediklerinde ciddi miydi? Hızla yatağımdan kalkıp üzerimi değiştirdim. Julia işini biliyordu.

"Hazırım Julia, gidebiliriz," dedim.

Julia beni lüks bir restoranda getirdi. Böyle yerlere pek alışık değildim. Hayatım boyunca neredeyse hiç gelmemiştim diyebilirdim.

Julia beni bir masaya oturttu ve gitti. Bir süre sonra Anthony geldi, elinde sadece bir adet kasımpatı vardı. Çiçeği önüme koyup karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Hatırladın mı? Söz vermiştim." Garson menüleri getirdiğinde garsonun kulağına bir şeyler fısıldayıp onu geri çevirdi. "Burada yemek seçimi bana ait. Güven bana, hayatında yediğin en güzel şey bu olacak. Biraz votkadan da zarar gelmez herhalde."

"Sana her zaman güveniyorum ben. Bu arada çiçeğe de bayıldım," dedim.

"Beni yanlış anlamanı istemem, amacım dostça," dedi... Ama öyle olmadı.

Kalbe Davet (Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin