Gizem

3.7K 442 605
                                    

"Onu istiyorum."

Mor saçlı olan kırmızı saçlı olana gözlerini dikti. Onun çığırından çıktığını düşünüyordu. Onlar sadece varlıklarını gizlemek istiyorlardı insanlara bulaşmak değil.

"Aptal aptal konuşma. Sen bir lidersin farkında mısın? Burada oyun oynamıyoruz."

Hyunjin saçlarını kulağının arkasına atıp gün doğmak üzere olduğu için perdeleri sıkıca kapattı. Efsanelerdeki gibi güneş tenlerini yakmıyordu tabiki. Sadece soylarında olan bir karanlık sevgisi vardı. Güneş onları rahatsız ediyordu. Onlar karanlık için doğmuştu.

"Onu sikimin derdinde olduğum için istemiyorum Minho. Onda bizi rahatsız eden bir şeyler var. Ayriyeten çok araştırıyor. Her şeyi araştırıyor. Eğer elini kolunu sallayarak araştırma yapmaya devam ederse çok sürmeden bizi bulacaktır."

"Onu hapsetmeni istemiyorum. Şu an tek bir insan bile bizim varlığımızın farkında değil ama sen bunu yaparsan olacak."

Hyunjinin düşündüğü bu şey Minhoya akıl almaz gelmişti. İnsanlara karşı evet bir sempati duymuyordu ama onlar sadece beslenmek için öldürüyorlardı. Kimseye işkence etme derdinde değillerdi. Bu onların yapısına aykırıydı.

"Daha iyi bir fikrin var mı?"

Hyunjinin yönelttiği soruyla Minho sinsice gülümseyip tek kaşını kaldırarak Hyunjine baktı.

"Onunla sevgili ol."

"Ne?"

Kardeşinin bu kadar aptal olmasını aklı almıyordu. Nasıl aynı anneden doğma olabilirlerdi ki? O mantıklı düşünürdü Hyunjininse tek derdi öldürmek veya zor kullanmaktı.

"Demek istediğim ona yakın olman lazım. Çok fazla yakın. Yaptığı ve yapacağı her harekete hakim ol ki her şeyden haberin olsun. Onu kendine bağla Hyunjin. Senden vazgeçemesin. Onu kontrol et ve ne yapmak istiyorsan onu yap. Ama onu bir odaya kapatıp hapsetmeyi aklından bile geçirme."

İnsanları kendine aşık edebilirdi bu onun için çok kolay bir şeydi. Ama nedense Felix onu zorlayacakmış gibi hissediyordu. Bu onun hoşuna gitmiyor da değildi gerçi. Felixin hareketleri onu fazlasıyla tahrik ediyordu. Aslında onu istiyordu.

Ama eğer istediğini alırsa onu öldürürdü ve nedense Felixi öldürmek istemiyordu. Onunla biraz daha uğraşmak veya ondan daha fazla şey öğrenmek istiyordu.

"Senin dediğin gibi olsun. Ama eğer bana aşık olursa... Ona zaten şu an bile karşı koyamıyorum. O zaman karşı koymam imkansız olur."

Minho gülümseyerek masada şarap kadehinin içine doldurulmuş olan kanı yudumladı.

"Ya sen aşık olursan?"

"Vampirler aşık olmaz diyen sen değil miydin?"

"Vampirlerin aşık olduğunu çok görmedim. Vampirler kendini besinsiz bırakmazlar. Biliyorsun kardeşim. Besinsiz kalırsak... Ölümsüz olan biz bile ölürüz."

Hyunjin kendine sahip çıkmaya çalışacaktı. Felixi kendine sadece bilgi için aşık etmeye çalışacaktı. Her şey hallolduktan sonraysa o aşkla dolmuş kanının tadına bakabilirdi. Bunun için sabırsızlanıyordu. İlk defa bir insan için bu kadar sabırsızlanıyordu.

"Ben gidiyorum."

Hyunjin odadan çıkmadan önce Minho ona seslendi.

"Nereye?"

Hyunjin tuttuğu kapı kolunu bırakmadan Minhoya bakıp gülümsedi.

"Küçük bir polisle uğraşmam lazım."

Blood ties of spirits | HyunlixWhere stories live. Discover now