İyi olacaksın

2.2K 269 231
                                    

İnsanların adım atmadığı, bizzat hiçliğin ortasında olan yaşam alanına baktım. Korkunçtu. Çok fazla korkunç görünüyordu. Devasa büyüklükte bir yapıydı ve içeriden nasıl çıkacağımı tahmin bile edemiyorum.

Jeonginle soylu olmayan vampirlerin taktıkları pelerinleri sırtımıza geçirdik. Chris'e baktığımda oldukça gergin görünüyordu. Bizim içeriden çıkma ihtimalimizi oldukça düşük görüyor olmalıydı.

"Chris merak etme oradan hep birlikte çıkacağız."

Elimi Chrisin omuzuna koyduğumda bana gülümsedi.

"Yakalandığınızda bağırın yeter. Sizi ellerinden alıp direkt çıkartırım."

Başımızı olumlu anlamda salladığımızda Chris'e son bir bakış atıp karşımızdaki şato görünümlü korkunç yere doğru ilerlemeye başladık.

"Sakin kal kalbin hızlı atmasın dikkat çekmemek için her şeyi yap."

Jeongin'in söylediği şeyle başımı olumlu anlamda salladım. O çok fazla rahat görünüyordu sanki buraya her gün girip çıkıyormuş gibiydi. İnsan dedektif olunca nasıl davranacağını kontrol edebiliyordu tabi.

İçeriye adım attığımızda kokumuz kamufle olduğu için kimse bize bakmadı veya kimsenin dikkatini çekmedik. Herkes ellerinde şarap kadehleriyle ki o kadehlerin içinde şarap olduğunu hiç sanmıyorum kendi halinde takılıyordu.

Şu an bir canlı bombanın yanındaymışız gibi. Korkuyordum tabiki ama kalbimin ritmini sabit tutmak için ve kimseye kendimi belli etmemek için sanki her gün buradaymışım gibi rahat davranıyordum.

Junwoo'nun odası en üst kattaydı ve burada asansör falan yoktu. Sanırım hızlı koşma yeteneklerine dayanarak bunu yapmaya gerek duymamışlardı.

Eğer yavaş yavaş yürüyerek en üst kata çıkarsak fazla dikkat çekerdik.  Bu yüzden her katı çıkarken sanki kendi isteğimizle yavaş yürüyormuşuz gibi oyalanarak çıkacaktık.

Jeongin'e baktığımda o da bana çevirdi başını. Çok fazla rahat görünüyordu bu iş için en doğru kişiyi seçmişti Chris.

Yavaş yavaş rahat bir şekilde asla dikkat çekmeden yukarı çıkıyorduk ama nefes nefese kalmıştık. Neyse ki yaptığımız meslek sayesinde alışkındık bu tür yorulmalara.

Dakikalardır süren merdiven çıkma meselesinden sonra sonunda dikkat çekmeden en üst kata ulaşmıştık. Üst katta sadece bir oda vardı ve önünde iki vampir nöbet tutuyordu.

Jeongin eliyle çaktırmadan dur dediğinde ondan geride durdum ve yavaşça Jeongin önde ben arkada onlara doğru ilerledik. İstemsizce heyecanlanıyordum elimden geldiğince kalbimin ritmine sahip çıkmaya çalışıyordum. Tam önlerine geldiğimizde sorgularcasına bize baktılar.

"Sıra bizde siz gidebilirsiniz."

Jeongin duygu belirtmeyen yüz ifadesiyle konuşunca diğerleri anlamadıklarını belli eder bir şekilde baktılar.

"Bugün sıra tamamen bizde bizim dışımızda kimse nöbet tutmayacaktı."

Jeongin göz devirip devam etti.

"Efendimiz tarafından cezalandırıldık. Beş gün boyunca düzgün bir şekilde nöbet tutamazsak idam edileceğiz."

Hiçbir şekilde tepki vermeden başlarını olumlu anlamda sallayıp kapının önünden çekildiler.

"Bol şanslar."

Başımızı öne eğip cevap vermeden kapının iki yanına geçtik ve onlar gidene kadar sanki iki nöbet tutan askermiş gibi ciddi bir şekilde bekledik.

Blood ties of spirits | HyunlixWhere stories live. Discover now