Defter

4.3K 327 55
                                    

Selamun aleyküm 🍂🍂

Keyifli okumalar...🍭🍭

-S. Sen...

-Bir daha seni eşimin yanında görmeyeceğim. Aklını başına al. Yoksa bir sonraki uyarmam bu kadar sakin olmaz, canını yakarım.

Mal gibi suratıma bakarken ayaklandım.

Birkaç adım attığım da aklıma Ufuk 'a ya da başkasına söyleme ihtimali gelince arkamı döndüm.

-Bana bak, bu konuşmadan kimsenin haberi olmayacak. Hele ki Ufuk 'dan böyle bir ima bile duymayacağım yoksa istemeye istemeye savcı kimliğimi devreye sokarım.

-Savcı mı?

-Evet canım savcı.

Yüzündeki korku daha da katlanırken onu umursamadan Makbule 'nin gittiği yere doğru adımladım.

Binaya girecekken Maklube,  eşi ve Ufuk da çıkıyordu.

Geri dönüp gitmek istesem de arkamda kalan kızdan dolayı öyle saçma bir harekette bulunmadım.

-Kusura bakma canım geciktim biraz.

-Önemli değil,  ben de yeni arkadaşlar edindim.

Makbule birkaç şey sorsa da kısa cevaplar verip Ufuk olduğu tarafa geçtim. O kız buraya bakarken biraz konuşsak iyi olacaktı.

-Montunu dün asansör de unutmuşsun.

-Mont?

-Asansör de kalınca yere serip oturmam için verdin ya.

-Kapının kulpuna asarsın, eve geçince alırım.

-Şey evden çıkarken makinaya atmıştım. Makine bitmemiştir bile. Kuruyunca getiririm.

Ne ketum adamdı insan yalandan olsa azıcık tebessüm ederdi ama nerde bu öküz de tık yok.

Allah aşkına bir kere gülsün. Ne olur?

-Ben yıkadım ama başka montun var mı? Hasta olursun. Yanlış anlama havalar soğuk. Montsuz dışarı çıksan hasta olursun. Sonra yine görevini yapamazsın.

Dakikalardır beklediğim gülme nihayet gerçekleşmişti.

Allah'ım sana şükürler olsun. Ufuk gülünce yalandan ben de gülümsedim ki o kız bizi mutlu görsün diye.

-Kolay kolay hastalanmam. Ayrıca revirde bizimle ilgilenen birçok sağlık çalışanları var. Soğuk alsam bile hemen bakarlar... Hatta şu ileride revirin orada Canan hemşireyi gördüm. İstersen tanıştırayım? Bir işin olduğunda yardımcı olur.

-Gerek yok. Makbule hadi gidelim artık. Geç kalmayalım.

-Nereye gidiyorsun?

-Sanane! Sanane arkadaşım. Sen revire gitsene.

Karşımda kahkaha atarken çantamla ağzına çarpma isteği oluşmuştu.

Gülmesini istemiştim ama kahkaha atarak delirmişti beni.

....


Yorgunluktan ayaklarımıza kara sular inmişti. Elimizdeki poşetleri arabaya bırakıp yakınımızdaki cafeye girdik. Ezana neredeyse bir saat vardı.

-Yarın on iki geleceğim adliyeye.

-Niye ki?

-O adam Diyarbakır' a sevk edilmiş.

VİRAHA (FİNAL) Where stories live. Discover now