0.7

1.3K 163 47
                                    

Yorum atmayip okuyanlari yeseydim benim mide: 🥲🤪🤭🤨😙🤪😏🤥😎🤯🤧🤯😎🤯😎😎🤯😖😩😦😩😖😓😖😩😦😓😖💕💓💟🙈😼💗😽🙈💤✋🏻💤💬🤌🗨💤✋🏻👉🏻👂🫀👀🫀👂🫀👧🫀🦴🧑‍🦲🙅‍♂️🙍👵🧑‍🦲👵🙍👵🙍*yazar yorum atin demeye calisiyo*
------------------------------
Hyunjin bugünlerde oldukça tuhaf davranıyordu. Ya ortalığı karıştıracaktı ya da sarkıklık yapacaktı. Felix ile arası her geçen gün daha da açılmışken bir şekilde onu kendisine yakınlaştırmayı planlıyordu. Bugün dördü buluşacaktı, hatta hyunjin hariç hepsi şu an kafedeydi.

  Hyunjin son kez aynada kendisini düzeltti ve gülümseyip bir fotoğraf çekindi. Ardından hızla evinden ayrıldı. Kafedekiler ise kendi aralarında şakalaşıyorlardı. Han onlara birkaç gün önce yaşadığı olayı anlatıyordu.

"Haa demek o çocuk, bizim yan sınıfta o. Arkadaşlarından biriyle bana haber göndermişti hatta, umarım bir gün grupça sohbet ederiz gibi bir şey yazıyordu." Dediğinda Chan, Han kafasını salladı. O an ikisinin de dikkatini Lix çekti. Oturduklarından beri neredeyse hiç konuşmamıştı.

Chan bakışlarını Han'a çevirdiğinde, Han kafa salladı ve Lix'in kolunu dürttü.

"Noldu kız sana böyle? Busan'da gemilerin mi battı?" Lix zorlama da olsa gülümsedi ve kafasını sağa sola çevirdi konuşmak için dudaklarını aralayacaktı ki onun yerine başkasi konuştu.

"Ne konuşuyorsunuz?" Ansızın masaya oturan Hyunjin ile Lix'in yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. "Hiç hiç seni bekliyorduk." Lix böyle cevap verdiğinde, Chan kaşlarını kaldırıp Han'a imalı bir bakış gönderdiğinde Han gizlice gülümsedi.

  Hyunjin ise uzun zaman sonra onunla olan bu konuşmasından gülümsedi. Ancak bu mekanda diğer müşterilerin dikkatini çeken tek grup bu dördü değildi. O an kapıdan giren diğer dört kişiden biri, Hyunjin'in yanına yürüdü.

"Oo selam hyung! Geçen sana el sallamıştım görmedin. Tüh!" O an masadaki herkes Jeongin'e baktı. Lix elindeki telefonu kapatıp karşısındaki çocuğu incelemeye başladığında, Hyunjin konuştu.

"Aa gerçekten görmemiştim. Ne yapıyorsun burada?" Dedi ve ayağa kalkıp Jeongin'in hizasına geçti. Lix ise, Hyunjin'in yanında oturduğu koltukta arkasına yaslanıp kollarını birbirine bağladı.

"Bizimkilerle gelmiştim seni görünce selam vermek istedim." Dedi ve gülümsedi.

"Minho?" Han herkesin duyabileceği şekilde girişin oradaki üç arkadaştan birine baktı ve oradaki Minho'yu seçebildi.

Minho'nun dudağı kıvrıldı ve ellerini cebine koyup Jeongin'in yanına yürüdü. Aslında amacı Han'ı rahatsız etmekti. "Bunlar kim Jeongin?" Dedi Minho ve elini onun omzuna koydu. O esnada Hyunjin, Minho'ya baktı ve kafa salladı.

"Ben Hyunjin, onlarda arkadaşlarım ancak tanıştırmama gerek yok sanırım." Dediğinde Minho ellerini iki tarafa açtı.

"Yok yok tanımak istiyorum." eli ile masada oturan Jisung'u gösterdi. "Mesela şu çocuk kim?" Dedi ve göz kırptı. Bu göz kırmayı farkeden Chan gözlerini kocaman açarak Jisung'a dönsede, Jisung hâlâ ayni ifadesiz duruşuyla bakmaya devam ediyordu.

Hyunjin bir süre bakındı. "Bize katılmak ister misiniz? Öylesine tanışırız gibi. Hem sanırım gerçekten bizimle muhabbet etmeye çok düşkün gibisiniz." Dediğinde Hyunjin, Minho kaşlarını kaldırdı.

"Öyleyizdir biraz." Kafasını arkaya çevirip kapının oradaki iki kişiyi buraya çağırdı.

"Onlarda diğer arkadaşlarım. Changbin ve Seungmin, kafa dengilerdir."

treat you better, hyunlixDove le storie prendono vita. Scoprilo ora