2.0

906 99 149
                                    

Chris ve Minho'nun arkasından girdikleri villanın içine girdiler yavaş yavaş. Hyunjin ve Yongbok ise kapıda onlar gittikten sonra başbaşa kalmak için biraz beklediler. İçerisinin gürültüsü Yongbok'u korkutsa da Hyunjin gülümseyerek onu güvende hissettirdi.

"O zaman güzeelce eğlenelim mi?" Hyunjin, Yongbok'un kulağına edildiğinde kalabalıklaşan kapının girişinde utanç bastı.

"Güzeelce eğlenelim..." Hyunjin içeri girmeye hazırlanacakken Yongbok onun kolunu yavaşça tuttu.

"Şey burada olur mu bilmiyorum ama sarılsak olur mu?" Yongbok yanaklarını sıkarak gülümsediğinde, Hyunjin karşısına çıkabilecek en iyi teklif buymuş gibi kendi ellerini onun belinde birleştirdi ve onun çenesini kendi omzuna yerleştirdi.

Saniyeler geçerken Yongbok fısıldadı panikle. "Hadi! Bizden şüphelenecekler hem de baksana herkes gelmeye başladı." Hyunjin ise onun papatya kokusunda zehirlenmiş gibi duymamazlıktan geldi.

"Hyun!" Ona sessizce bağırmaya çalışa da, genç gözlerini kapatmış uyuyor gibi duruyordu. Yongbok ise onu göğüslerinden iterek kendinden çekti. "Ben kaçıyorum." Dedi Yongbok.

"Kaç kaç, kovalarım ben." Hyunjin'in onun peşinden dediğini duyan Yongbok içinde savaş vermeye başlamıştı.

Yongbok içeri girmişken, Hyunjin hâlâ kararmış akşamındaydı. Yüzüne oturtuğu gülümsemeyle kapıyı araladı ancak dışarısı az çok sakin olsa da içerisi darmadağındı. Etrafta patlayan flash ışıkları, durmadan renk değiştiren ışıklar, kulak ağrıtacak derecede şarkı sesi ve bas. En kötüsü de durmadan bağıran ve hareket edenlerdi. Gözleri kendi arkadaş grubu aradı bir süre ancak gerçekten hiçbir şey görünmüyordu. Diğerlerine mesaj atmak için telefonunu alacaktı ki kolunda hissettiği irkilmeyle kafasını kaldırdı.

Kadınlardan biri onunla cilveleşerek dans etmeye çalışıyordu ancak Hyunjin onu reddetse de anlaşılmıyordu.

"Bakın benim gi-" Hyunjin konuşmaya çalışsa da kadın susturuyordu.

"Tanrım! çok yakışıklısın!" Kadın, Hyunjin'ine doğru adımlarken tam da lavabodan çıkan Minho onları gördü ve yanlarına girişti.

Kadın yanına gelen diğer erkeğe bakarken gözleri büyüdü. "2 tane oldula-" Minho onun lafını kesti. "Bizim acil bir işimiz vardı noona, bu nedenle sal bizi."

Hyunjin'in kolundan çekiştirerek onu masaya götürürken gürültülü ses ve titreşen seslerle Yongbok'un bakışları, Hyunjin'in yutkunmasına sebep açmıştı.

Masaya geldiğinde tek boş koltuk olarak Jeongin'in yanına oturdu. Kendisiyle beraber peşinden gelen garson masaya birkaç alkol oranı yüksek şampanya getirdi. Hepsi eline bardağı aldı ve gülümser ifadeyle birbirine çarpıştırdılar. Yongbok'un ifadesinin şu an normale dönmesi, Hyunjin'i rahatlatmıştı. Hyunjin shot yaptıktan sonra konuşmak için Jeongin'e döndü. "Nasılmış tadı?" Diye soru yönelttiğinde, Jeongin bir anda gülmeye başladı. Hyunjin de gülerken hayretle kaşları çatıldı.

"Ben az oturmadan önce garsonun birinde-" Jeongin konuşurken durup yüzünü midesindeki ekşimeyle ekşitti. "Birinden aldım bi bardak işte." Hyunjin dudaklarını büzdü ve ona baktı.

"Her bulduğun bardağı içeceksen ohohooo. Hem nasıl bir bardaktan oldu bu?"

Yongbok, elindeki çarpıştırılmış bardakla onları izliyordu. Henüz içmemişti. Gözlerini devirdi ve hayretle güldü. Kendi kendine mırıldandı. "Bir salmadın adamın peşini." Kendi üstüne alınan Jisung ona döndü.

"Ne dedin? anlamadım?" Yongbok kafasını sağ sola salladı.

Jeongin ile Hyunjin hâlâ gülümsüyor, sohbet ediyordu. Konuşurken ikisinin birbirine bakış şekli, mimikleri, yakınlaşmaları onu resmen titretiyordu. Jeongin kafasını başkasıyla konuşmaya başladı. Hyunjin ise Yongbok'un rahatsız olduğunu anlamıştı ancak hafiften gülümseyip omuzunu salladı. Yongbok yavaş yavaş sinirlenmeye başladığında elindeki bardağı yudumladı ve yenilerini de içmeye başladı. Jeongin ise çoktan sarhoş olma aşamasındaydı. Chris ise Seungmin'e saçlarını nasıl yaptığını anlatıyordu. Changbin, Jeongin ve Jisung ile şakalışıyorken Hyunjin ve Yongbok hâlâ birbirlerine anlamları açıklanamaz idafeyle bakıyordu. Minho ise anlamıştı. O an her şeyi orada çözdü ancak belli etmemek için diğerleriyle konuşuyormuş gibi yapıyordu.

treat you better, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin