2.1

796 108 100
                                    

@hyunn_sz

yongbok
neredesin?
evine gittim
yoktun
yurt odana da gelmemişsin
şey
birbirimizi gördüğümüzde en son
kavga etmiştik ama
olsun
başka bir şey oldumuşsa bana anlat
olur mu?

uyuyamıyorum
aramalarımı da açmıyorsun
ailenin evine de gittim
evde olmadığını farkettiğimde annen telaşlandı
ama senin benim evinde kaldığını söyleyip bir şey almaya gelmiş gibi yaptım
o nedenle kazağını aldım
onun için de özür dilerim ama kokun üzerine sinmiş
*iletildi*

böyle yapma n'olursun
lütfen
söz bundan sonra Jeongin'e mesafeli olacağım
istersen hiç konuşmam, o varsa ortamlara da girmem
hiç sorun değil
seni çok özledim

---

Hyunjin telefonunun ekranını kapatıp kucağına koydu ve ne yapacağını bilemez hâlde bakışlarını denize getirdi. Buraya daha önce de gelmişlerdi, onun gelme ihtimale olmasa da beklemeye koyulmuştu.  Telefonuna gelem bildirim sesiyle anında eline aldı ancak bildirimin yalnızca sınıf grubuna ait olduğunu farkedip telefonu kapatıp saçını karıştırdı öfkeyle. Oturduğu kumların üzerine kendini serbest bıraktığında bütünüyle sırt üstü yatmıştı. Kolu ile gözlerini kapatıp beklemeye koyulmuştu.

Oldukça bekledi, önce dakikalar geçti ardından saatler. Geldiğinde sabahken şimdi hava kararıyordu. Kalkmak istedi o an, gitmek istedi ancak ya kalktığında o gelirse? Ya gittiğine o gelirse?

Kalkmadı.
Hayır, o da gelmedi.

Birkaç gün geçtiğinde Hyunjin ona mesaj atmayı bırakmıştı. Ona karşı öfkeli falan değildi, bekliyordu yalnızca. Yongbok cevap vermiyorsa, konuşmuyorsa bir bildiği vardır  diye düşünüyordu yalnızca.

Hyunjin her gün sınıf kapısına bakıyordu ancak hep hayal kırıklığına uğruyor onun boş sırasına bakıyordu.

Hepsi merak ediyordu onu. Gidebileceği tüm yerleri düşünüyorlardı.

"Hiçbirimizin mi telefonlarına bakmıyor?"
Dedi Minho düşüncelerine dalarken.

Kafasıyla onayladığında Hyunjin o an yine telefonuna bildirim geldi.

"Ya biri bir şey yaptıysa? Düşünmek istemiyorum ama..." Jeongin ortaya bu düşünceyi attığında, Hyunjin bakışlarıyla onun lafını bıçak gibi kesti.

Gelen bildirime baktı bir süre.

@leeyongb

hyunjin
konuşalım mı?
1 saat sonra
o sahilde
diğerlerine benimle konuştuğunu söyleme

---

Hyunjin diğerlerine gelen mesajı farkettirmeden bahaneler sunarak oradan ayrıldı ve daha 1 saat olsa da koşarak oraya gitti. Haliyle o yoktu ancak kumlara gitti ve bacaklarını kendine çekip onu beklemeye koyuldu. Yaklaşık yarım saat sonra kumdan gelen ayak sesleriyle bakışlarını yanına çevirdi. Günler sonra Yongbok'u görmenin getirdiği o hisle gülümsedi, ayağa kalktı ve onun beline ellerine dolayıp kocaman sarıldı. Yongbok oldukça yorgun görünüyordu, gözleri resmen kanlanmış gibiydi ancak onun sarılmasıyla tekrar güç buldu. Fakat onun yaptığı gibi ellerini dolamadı, tepkisizce bekledi. Hyunjin kendini geri çektiğinde heyecanla gülümsedi.

"Neredeydin sen? İyisin değil mi?" Yongbok onun yüzüne bakmak yerine yere bakıyordu. Hyunjin onun yüzünü tuttu.

"Hey! Gözlerin neden böyle? Aah acaba akşam diye mi? Normalde hep böyle ışıltılı olurdu." Hyunjin gülümsemeye devam ederken, Yongbok kafasını ondan çekti ve yüzünde kısa süreliğine bir gülümseme oluştu.

Hyunjin'in yüzündeki gülümseme silindi ve mırıldandı. "Gülümsemen değişmiş."

Yongbok derin bir nefes verip gözlerini ona çevirdi. "Boşversene, ayrılalım." Hyunjin sessiz bir ifadeyle baktı ancak bunun şaka olmadığını fark etti.

"Ne zaman şakaa! diye bağıracaksın?" Hyunjin hafiften tebessüm etti.

"Hyunjin, çocuklaşmayı kes artık. Daha fazla devam etmeyelim bu garip şeyi. Üstelik hâlâ arkadaşlıkla aşk denen şeyi karıştırıyorum." Yongbok tek düze bütün bunları söylediğinde Hyunjin'in kalp atışları hızlanmıştı.

"Bu mu yani?" Dedi Hyunjin. Yongbok kafasını salladı. "Bu."

"Sen bu kadarsın yani." Hyunjin güldü.

"Oldu bitti yani öyle düşünüyorsun? Ne kadar tutarsız." Hyunjin konuşmaya devam ediyordu.

"Evet, oldu bitti. Kafaya takmalık bir şey yok. Bir iki güne unuturum zaten ben, sende unutursun. Denedik, olmuyormuş." Yongbok son sözlerini söyleyip arkasını döndüğünde, Hyunjin onun bileğini tuttu.

"Hiç mi sevmedin yani?" Yongbok arkasını dönmedi sadece kendi elini çekti, ona cevap vermedi.

Hyunjin'e hâlâ sevgi dolu olan gözlerinin de ağlamasının da görünmesini istemedi. Ondan ayrılmıştı çünkü zorundaydı. Yarın ise amerikaya gidecekti, bunun da zorundaydı. Kendini taksiye attığında gitmesi gereken yerin adını söyledi. Diğerlerine hiç veda etmediğini fark ettiğinde ise mesaj gruplarına girdi hâlâ ağlıyordu ancak belli etmek istemiyordu. Yavaş yavaş tuşladı.

"Görüşürüz arkadaşlar." Evet elinden yalnızca bunu yazmak gelmişti. Geriye dönüp ona sarılmak, arkadaşlarının arasına girmek istese de bunu asla yapamazdı. Kendi elleriyle, asla bitmesini istemediği bir hikayeye noktayı koymuştu.

Fakat o nokta, zamanla virgüle dönmüştü.
Bu hikayenin 3 yıl fazlası vardı.

3 yıl sonradan...

@leeyongb

ne laisse pas notre histoire se terminer

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

ne laisse pas notre histoire se terminer.

çevir

hikayemiz bitmesin.

----

  sanirim bazilari hyunin veya kitabin su an yasanan cokuslugunden dolayi okumayi birakmis. hayir hayir bunu yapmayin cunku gercekten guzel bolumler gelecek, ustelik hyunin de kisa surecek. bir de angst olmayacagi icin sonu hyunlix ile bitecek.
bir sonraki bolum ise 3 yil sonrasi olan kismindan baslayacak.
lutfen heyecanla okumaya devam edin!! simdiden yorumlar icin tesekkur ederim!!

treat you better, hyunlixМесто, где живут истории. Откройте их для себя