Acının Tonu³⁶

486 155 180
                                    

♪'Ahmet Hatipoğlu &Mavi Gri,
Sensiz Hayatımın En Kötü Günü'♪

³⁶

Baran'dan...

Bir Kaç Saat Sonra...

Abim yanıma gelip oturdu beni kendine çekip sarıldı. Bunu neden yaptı bilmiyorum. Ondan uzaklaşıp gözümü ona diktim.

''Abim Deniz neden gelmiyor, neden haber vermiyorsunuz? Yaşıyorum işte.''

Abim hüzünle bana baktı. Gözleri dolmuştu.

''Her şeyi hatırladın da bunu mu hatırlamadın?''

''Neyi?''

Abim bir şey demedi. Engin ise öylece bize bakıyordu. Gözlerimi kapadım o geceye yeniden gittim. Deniz ile kaza yaptık. Kemerimi açıp Deniz'e kendimi siper ettim. Araba ters takla attı. Hatırlıyorum... Ters takla ile ön cama çarpıp dışarı fırladım. Düşünmeye devam ettim. Vücudum yanıyordu. Sanırım yerde sürüklendim. Gözlerimi araladım, ters takla atmış arabama bakıyordum. Deniz'i aradı gözlerim. Camdan sarkan Deniz'in kolunu gördüm. Yerimden kalkmak istedim olmadı. Sürünemiyordum bile. Yüksek ses ile korktum. Ağlıyordum... Gördüğüme inanmak istemiyordum. 

Araba patlamıştı... Deniz arabanın içinde yanıyordu. Yardım edemiyordum... Gözlerimin önünde ölüyordu... Artık aşkısı yoktu...

'Bu hikayede ölen sen değildin bendim...'

Kaza Gecesi...

Hastane...

Yazardan...

Ambulanslar kaza yerine gelmişti. Yağmurun arasında koşturan insanlar vardı. Son anda yağan güçlü yağmur arabanın ateşini söndürmüştü. 

''Evet evet bakın yerde bir adam var , araba da bir kadın. Araba yanıyordu... Kadın içinde. Kamyonda şoför vardı. Lütfen bir şeyler yapın.'' dedi ambulansı arayan adam

Üç ambulans ile gelen paramedikler kendi aralarında kaza yerindeki hastaların yanına dağılmıştı. 

''Bu genç adam yaşıyor.'' 

Duyduğu ses ile Baran gözlerini araladı. ''Gözlerini açtı...''

''Deniz ölmesin...'' demişti sessizce.

''Sanırım arabada ki kızda bahsediyor.''

''Bak şimdi genç biz seni hastaneye götüreceğiz, Deniz de gelecek.''

''Lütfen ölmesin... Evimize gitmemiz lazım.''

Az öncekine göre sesi daha çıkmıştı. Gelen sedye ile Baran'ı sedyeye taşıdılar. Paramediklerden biri Baran ile giderken diğeri yanmış olan arabaya doğru gitti. Gözlerini Deniz'in başındaki arkadaşına dikti.

''Durumu  nasıl?''

''Bedeninde üçüncü derece yanıklar var.''

''Yaşıyor mu peki?''

''Hayır...''

Arkadaşının yanıtı ile gözleri dolmuştu. Az önce birileri ona ölmesin dediği kişi ölmüştü. Bu da onun için en acı şeydi.

''Sedye getirin.'' demişti.

''Ama...''

''Erkek arkadaşı öyle görmesin.''

Arkadaşı başı ile onu onayladı. Sedyenin gelmesi ile arabadan çıkarılan Deniz sedyeye alındı. Genç paramediğin gözleri Deniz'in kolyesine takılmıştı. Aynı kolye az önce ki gençte de vardı.

''Ne oldu?''

''Kız kolyesi kaza yapan oğlanda da vardı.''

''Bu onun için acı olacak.'' demişti arkadaşı. Ambulansa binip kaza yerinden uzaklaştılar.

♪♪♪

Ambulans hastaneye gelmişti. Ambulansın kapısı açıldı ve sedyede ki Deniz hızla hastaneye götürüldü. Acilden direkt içeri girildi. Evet belki Deniz ölmüştü ama yine de hızlı davranmak istedi. 

''Siz anlamıyor musunuz? Deniz buraya gelmeden hiçbir tedaviye başlayamazsınız.'' dedi Baran.

Bu sırada Deniz , Baran'ın sağında kalan yatağa bırakıldı. 

''Neyi var?''

Baran duyduğu ses ile kafasını sağına çevirdi. Deniz'i görmüştü, canı yansa bile aniden doğruldu.

''Araba patlamış, üçüncü derece yanık.'' dedi genç paramedik.

''Bakalım başka neyi?'' dedi doktor.

''Deniz sevgilim, ansızım aç gözünü.'' 

Doktor gözünü Deniz'den alıp Baran'a dikti. ''Merak etme delikanlı sevgiline yardım edeceğim.'' demişti.

''Olay yerinde ölmüştü...'' dedi genç paramedik. 

Doktor hızla başını çevirip sözün sahibine baktı.

''Son kez görsün istedim.''

Doktor hemşirenin ona uzattığı örtüyü eline alıp önce Deniz'in üstünü sona yüzünü örtü. Baran akan gözyaşları ile Deniz'e bakıyordu.

''Hayır hayır lütfen o ölemez. Hem o daha çok küçük. Lütfen bir şeyin yapın. Deniz ölemez...'' demişti. Saatlerce günlerce... Ama Deniz ölmüştü ve artık aşkısı yoktu... Artık mavi yoktu...

Şimdi Ki Zaman...

''Artık mavi yok mu?'' dedi Baran.

Abisi olumsuz anlamda başını salladı. Baran olduğu yerden doğruldu.

''Yalan söylüyorsun.'' demişti.

Hastane odasının kapısını açıp hızla çıktı ve koridorda koşmaya başladı. Hemen onun ardında abisi Melih ve arkadaşı Engin koştu. Baran kafeteryaya gelince aniden durdu ve gülümsedi. 

''Ansızım.'' demişti. Karşısında uzun dalgalı sarı saçı , parlayan mavi gözleri ile Deniz duruyordu. Deniz'in elinde bir tepsi vardı, tepside iki çay ve bir kaç poğaça vardı.

''Aşkısı neden geldin? Ben geliyordum.''

''Gelmeyeceksin sandım.''

Deniz gülümsedi elinde ki tepsiyi masaya bıraktı. Kollarını açtı Baran koşup sıkıca Deniz'e sarıldı.

''Özür dilerim seni çok üzdüm.''

Daha sıkı sarıldı Baran. Melih ve Engin olduğu yere çakılı kalmıştı. Kafeteryada ki herkes Baran'a şaşkınca bakıyor.

''Zamanla Deniz'in öldüğünü kabul edecek. Ve ona değil de kendine sarıldığını.'' demişti doktor.




♪♪♪

Hellü özlediniz mi beni ?

Yani ben okuru yok diye bölüm atmıyorum varsa lütfen belli edin skksks.

Sizi seviyorum aşkısılar...

Oy ve yorum desteği beklerim..

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 28 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ansızın Gel | TextingWhere stories live. Discover now