15

818 58 63
                                    

-Bir kaç hafta sonra (songdam ve jinkinin düğünü)-

Kibum minhonun kravatını bağlarken aynı anda telefonuyla konuşuyordu.

"Evet anne biz minho ile uğrayıp sizi alacağız. Anne!!"

Minho kibum bağırınca merakla ona baktı. Kibum açıkladı.

"Senin kavalyesi olmanı istiyor. Yok daha neler. O benim anneciğim ben altı yıl uğraştım onun için. Hadi kapa gelince görüşürüz." Kibum minho ya dönünce minhonun sırıttığını görüp kravatı dibine kadar sıktı. Minho öksürükleri arasında gülmeye devam ediyordu.

"Sence taemin gelir mi minho?" Dedi kibum bir anda. Minhonun da suratı ciddileşti.

"Gelecektir söz verdi."

"Gelse bile bir şey değişmeyecek gibi jonghyun un katır inadı var resmen."

"Sen orasını bana bırak hayatım sevgilin her şeyi düşündü."

"Ne yapacaksın?"

"Anlatacağım simdi annenleri almaya gidelim. Eminim çok güzel olmuştur kavalyesi olmaktan mutluluk duyardım aslında."

"Boğulmak mı istiyorsun illa?"

Minho o mükemmel gülümsemesini sergileyince kibum içindeki kızgınlığın gitmemesi için uğraştı fakat becerememişti.

****

Jonghyun ablasının ilk defa dediğini ikiletmeden yapıyor. Bugün ablasının günü asla kalbini kırmıyordu ta ki taemin in arabasından indiğini görene kadar.

"Bu ne demek oluyor abla? Onu istemediğimi söylemiştim."

"Ben istiyorum ama jonghyun!"

"Peki ben giderim o zaman!"

"Jonghyun lütfen! Kardeşim olmadan düğün mü yapacağım? Görmezden gelemez misin?"

Zaten jonghyun un sorunu da tam olarak buydu iste ama songdam bir turlu anlamıyordu. Jonghyun taemini görmezden gelemiyordu! Çok denemişti ama olmuyordu işte. Bir kaç hafta içinde çocuk kanına o kadar islemişti bir türlü aklından çıkmıyordu. Nasıl görmezden gelebilirdi. Ablasının ağlamak üzere olan suratına şaşkınlıkla bakarak kafasını salladı.

"Tamam songdam gitmeyeceğim tamam. Ağlama."

"Aptal çocuk onun için üzülmüyorum. Senin için üzülüyorum. Mahvetmişsin kendini. Ne ara o kadar sevdin anlamadım ki. Alt tarafı bir kaç hafta..."

"Hadi ama kızlar ağlamayın." Diye odaya girdi jinki.

"Sen burada ne arıyorsun?"

"Karimi görmeye geldim." Songdam bu lafa gülümseyince jonghyun onları yalnız bırakmak için kapıya yöneldi. Tam kapıyı açmıştı ki karşısın da taemin i görünce yüzüne artik kendisinin bile nefret ettiği o sahte gülümsemeyi yerleştirdi.

"Zor kurtulduğun yere kendi ayaklarınla dönmek ancak sana yakışırdı zaten taemin." Dedi jonghyun kendini taeminin söyleyeceği her türlü kötü söze hazırlamıştı ama taemin onu hiç umursamadan yanından geçip gidince insanin canının ne kadar yanabileceğini öğrenmiş oldu. Gelin odasından hızla çıkıp minhoyu aramaya başladı. Minhoyu yine kibumun içine girecek şekilde bulduğunda şaşırmamış ikisinin ortasına girerek sırıtmaya başladı. Kibumu sinirlendirmek en büyük hobilerinden biriydi zaten. Kibum tam ağzını açıp söyleneceken jonghyun ondan önce davrandı.

"Taemin geldi."

"Gördük."

"Beni hiç umursamadan yanımdan geçti."

BİR KAÇ HAFTA (jongtae)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin