21.Bölüm: Yanlış Anlaşılan

37.1K 2.2K 689
                                    

Selamlar nasılsınız canlarım?

Pek içime sinmedi normalde olay akışı ile devam ediyordu ama Kara'dan bir bölüm yazabilirim gibi geldi ve yazdım. Oy ve yorumlar iyi olursa bir sonraki bölüm çok yakındaaa

*

KARA

Aralarında ki mesafe artık yok denecek kadar azalmıştı. Birbirlerinin kalp atışlarını dahi duyabildikleri o anda, koridordan gelen ayak sesiyle Kara birinin mutfağa yaklaştığını anladı. Ada'dan hızla uzaklaşmak için hamle yaptığında kapı açıldı ve içeriye Saadet girdi.

Kara, Ada'dan bir adım uzaklaştı. Saadet'in çatık kaşlarını fark ettiğinde umursamamaya karar vererek bir açıklama yapmadı. Ona açıklama yapmasına gerek yoktu. Onun buraya gelip çatık kaşlarla onu sorgulamasına da hakkı yoktu. Onun ne düşündüğünü önemsemediği için susmayı tercih etti.

Bakışlarını az önce kendine bile itiraf edemediği şeylerin bir kısmını söylemiş olduğu kadına çevirdi. Ada'nın hareketlerini, tepkisini dikkatlice izlemeye başladı. Ada yavaşça göz kapaklarını açtı.  Dudaklarını birbirine bastırarak, yutkundu ardından alt dudağını ısırdı ve bakışlarını Saadet'e çevirdi. Ada'nın hareketlerini izlerken olduğu duruma içinden küfretti Kara. Ne olurdu ki gelmeseydi, ne diye gelmişti?

Saadet, elini kapının kulpundan çekti ve tezgaha doğru yürüdü. Saadet'in tezgaha yaklaşmasıyla Ada sağ duvara doğru yapıştı. "Çok acıktım." dedi Saadet. Ada gözlerini kısmış, Saadet'in hareketlerini dikkatlice süzüyordu. Kara ise Ada'nın hareketlerini dikkatlice süzüyordu.

Hazırlanmış olan krepli tabakları masaya koymaya başladı. Üçüncü tabağı da koyaraken, ellerini birbirine vurdu ve "tüh." dedi Saadet. Kaşları çatıldı ikisininde. Bir tepki vermeden devam etmesine izin verdi Kara. Ne oldu, diye düşündü sadece.

Masa tarafından 180 derece dönerek tek elini uzatarak Ada'ya soru yöneltti. "Sen, yiyecek miydin? Yani kahvaltıya kalacak mısın?"

Kara bunun cevabını bilmiyordu. Ada'nın neden buraya geldiğini de bilmiyordu. Az önce ki Ada'nın sorduğu sorularının sebebini bilmediği gibi, bunları da bilmiyordu. Dün gece her sorun çözülmüş gibiydi halbuki.

İki elini birleştirerek devam etti Saadet. "Krep yetmiyor da, ondan dedim."

Kaşları çatıldı Kara'nın. Ne kastediyordu?

Kara kendi içinde Saadet'in dediklerini tartarken Ada konuştu. "Şey," gözleri duvar saatine takıldığında, Saadet'te bakışlarını duvar saatine çevirdi. Yapmacık bir surat ifadesi ile üzülmüş gibi yaptı. "Ay işin varsa tutmayalım." dedi ciddi bir ses tonunda.

Ada'ya git diyordu.

Kara yüzünü buruşturdu. Dün onun burada kalmasına izin vermiş olmam, onun benim evimde olan kişilere git deme hakkı vermiyordu. Kara tekrar zihninden geçirdi cümleleri. Git dediği kişi Ada'ydı. Bunu diyen ise, Saadet'ti. Ne hakla böyle diyebiliyor, bunu deme hakkını kendinde nasıl bulmuştu anlamıyordu. Ona hiçbir zaman, özellikle de dün gece böyle bir hakkı kendisinde görmesini sağlayacak bir tavırda bulunmamıştı.

Kara hisleri hakkında kendisine karşı bile sessiz ve yabancıydı. Sevgisini göstermeyi bilmezdi. Bunu onun anlamasını istiyordu. Ama bu durum Saadet için geçerli değildi. Saadet'e karşı her zaman net olmuştu. Birini istemediğini söyleyebilirdi. His derken kastettiği şeyler, Ada'ydı. Konuşmadığı kişi oydu. Saadet değildi.

Başını iki yana salladı. Ona merhamet göstermişti, o ise bunu çok yanlış kullanmıştı.

"Şey, evet." Derin bir nefes alarak devam etti. "Ben zaten ilaçların," dedi ve başını Kara'ya çevirdi. Göz teması kurduklarında devam etti Ada. "parasını ödemek için gelmiştim."

Sevgili Komşum (Tamamlandı)Where stories live. Discover now