ÖSS~20

2K 153 138
                                    

Bas pedalı, bak gökyüzüne
...
Biraz şans ve bir bisiklet

"Beni yoracağını söyleyince böyle bir şey yapacağımızı düşünmemiştim."

Efdal yüzünü buruşturduğunda sırıtarak ellerimle sıkıca kavradığım   kalın ve uzun, kol gibi şeyi sağa sola oynatmaya devam ettim.

Ne yaptığımı bilmiyordum ama yapıyordum işte.

"Bunu benim kadar senin de istediğini biliyorum Efdal. Mızmızlanma. Hem sen ne düşünmüştün ki?"

"H-hiç. Hiç."

"Dimi? Bence bu gayet zevkli bir aktivite. Daha güzel ve yorucu ne olabilirdi ki? Hem ben kolay öğrenmem. Doğru yapmam için beni baya çalıştırman lazım. Baksana doğru düzgün tutamıyorum bile."

Efdal derin bir nefes alıp kendi ellerini benim elimin üzerine sararak beni yönlendirdiğinde sırıttım.

Bu çocuk bu gidişle iki güne barışır benimle arkadaşlar...

Şuan ne mi yapıyorduk?

Bisiklet sürüyorduk.

Sürmeye çalışıyorduk.

Sürmeye hazırlanıyor da olabiliriz.

Efdal bana bisiklet sürmeyi öğretecekti bu yüzden bir saat önce Efdal'i odada vahim bir halde bırakıp giderek hemen iki bisiklet kiralamış ve hastaneye getirmiştim.

Getirene kadar kolaydı çünkü taksici taksiye koyup kendisi yine taksiden indirmişti.

Ama ben tam anlamıyla bir denge özürlüsü olduğumdan girişten arka bahçeye getirene kadar bisikletleri defalarca düşürmüştüm.

Daha üzerine binmeden böyleysem...

Efdal de yazık mecburen bana en başından öğretmeye çalışıyordu her şeyi.

Şu kola benzeyen şeyleri tutup sabitlememi ve sağa sola çevirmemi sağlamaya çalışarak başlamıştı ve bu bile epey vaktimizi almıştı.

Aman canım vaktimiz bol.

"Tamam artık otur hadi üzerine ben seni tutacağım ve pedal çevirmeyi öğreneceksin."

"Nasıl oturacağım?"

"Kıymetlini şuraya koyacaksın işte Arsen! Hayır anlamıyorum ki daha neyi öğretmemi istiyorsun? Kucağıma alayım diye uğraşıyorsan hem bisikleti tutup hem seni kaldıramam. Hasta bir adamım ben."

"Ay aman bir şey demedik. Hemen de sinirlen zaten. Sen önceden böyle değildin hep o nursuz Nur bozdu senin ayarlarını değil mi? Bir daha senin odanın bulunduğu koridordan geçsin gösteririm ona ben. Ben hastanenin sahibini tanıyorum oğlum! Tolga abime şikayet edersem görürsünüz. "

"Ne kadar ayıp... Sen iyice üçkağıtçı bir kız oldun Arsen. Hem sana ne ki? Sen ne karışıyorsun kıza? Kimsin sen? Haddini bilmelisin."

Cevap vermeye tenezzül etmeden burnumu kırıştırarak mor bisikletime bindim. Efdal'e de kırmızı almıştım.

"Ee noldu şimdi? Bindim işte."

"Aferin sana."

Efdal küçük bir kızla konuşur gibi yapıp göz devirince küçük bir gülüşle yana devriliyormuş gibi yaptım.

Gözlerinde ki bıkkın ifade anında korkuya evrilirken beni sıkıca tutup sarıldı.

"Dikkat etsene kızım!"

"Sen tutamadın beni, ben ne yapayım?"

"Kendi dengeni kendin sağlamalısın. Onu da mı ben yapacağım?"

Ölünce Sevemezsem Seni  <𝓣𝓪𝓶𝓪𝓶𝓵𝓪𝓷𝓭ı>Where stories live. Discover now