1•NİNE ELLERİN BUGÜN HÜZÜN KOKUYOR

1.5K 82 84
                                    

Bu kitapta Müslüm'den kopma ıstıraplı bir aşk, Bergen'den kokma ihtiraslı acılar ve o acılara gebe kadınlar, Sezen Aksu'dan dökülme yürek burkan hayat hikâyeleri okumaya hazır olun. Üçünün bir araya geldiğini düşünün bir... Bu intihar eşiğine gelmek değil de nedir... Bu hikâye intiharın, ölüm kokusunun kucağında yeşermeye çalışan o sevginin çabası işte.

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz👇

Teya Dora- Džanum

Şarkı öneriniz varsa onu da bırakabilirsiniz🤭😊

Buyrun bölüme...



İnsan hayatının bir dönüm noktası ve bam teli vardır, bunlar, insanı epey sarsar, gerçekliğini kavramada aklı bulandırırdı. An itibarıyla benim de hayatımın bir dönüm noktası oluşuyordu, duyduklarım kulaklarımı uğuldatıyor, beynimi işlev dışı bırakıyordu. Ninem şimdi, karşıma geçmiş hayatımın dönüm noktası olan o haberi bana veriyor, bense algılamakta sorun yaşadığım için cevap veremiyordum.

Buruşuk göz kapakları arasında medeniyetlere şahit olmuş mavi mercekler bana acımayla, merhamet ile bakıyor ben aklını kullanamayan bir mahluka dönüşüyordum. Evet, bir mahluktan farkım yoktu. O mavi gözlere nasıl sinir duymaz, nasıl isyan etmez,nasıl en sevdiğimin kalbini kırmazdım?..

Ninem Alzheimer başlangıcında mı idi?

Neden böyle davranıyordu?

Neden normal karşılayamayacağım şeyler sarf ediyordu?

Nine ne diyorsun sen öyle?

Duyduklarım...Onlar ne demekti öyle? Ne?.. Ânda mıydım? Kulaklarım iyi duyuyor muydu?

Son zamanlarda kulaklarımda ağrılar oluyordu zaten, doktora görünsem iyi olurdu. Aksi hâlde ninemin söylediklerini nasıl inkâr edebilirdim?
 
“Kâbus mu gördün?” sesim bunun olduğuna inanmak istemezcesine kırgın, hayal kırıklığı ile dolu, aynı zamanda umutlu çıkıyordu.

Yaşının verdiği biyolojik etkilerden kaynaklı ince derili, yumuşak elleri ellerimi kavradı, sıcak kucağına koydu ellerimizi. Başındaki siyah tülbent acı gerçeği önden önden hissettiriyordu bana. Takılmak istemiyordum, ninemin nadiren taktığı siyah tülbente kafamı bozup umuduma darbe indirmek istemiyordum.
 
Ellerimi sıcaklığıyla avutan bir elini çekti iç içe geçmiş ellerimizden. Koyu kahve saçlarıma uzandı pamuktan elleri, usulca, içimi acıta acıta, nidalarımı körükleye körükleye okşadı. O an hiçbir şeyin benim düşündüğüm gibi olmadığını,  duyduğum, algıladığım her şeyin doğru olduğunu anladım. Anladığım gibi sıcak süzmeler gözlerime hücum etti, dökülmemeleri için dudaklarımı birbirine bastırdım. İçimdeki son umuda tutunmak adına başımı iki yana salladım. Hayır nine, hayır, doğru olmadığını söyle.

Dalga geç benimle, şaka ettiğini söyle, kalbimi kıracak her şeyi söyle ama bunun doğru olduğunu söyleme...Yalvarırım!

Yalvarırım Rabbim, beni bu kâbustan uyandır! Beni böyle bir imtihana sokma, yalvarırım...
 
“Bu akşam gelecekler,” derken ağlamadığını göstermeye çalışırcasına burnunu havaya dikti, başını öte tarafa çevirdi.

TEHLİKELİ MELODİWhere stories live. Discover now